Türkiye’nin ilk fotoğraf galerisi olan Pamukbank Galerisi’nin kurucusu, profesyonel fotoğrafçı, film yönetmeni ve birçok reklam ajansının kreatif direktörü, RPM/Radar reklam ajansının kurucusu ve patronu Paul Mc Millen hayatını kaybetti.
Belfast’ta (Birleşik Krallık) doğan sanatçı, 1974 yılında Türkiye’ye yerleşmiş ve ODTÜ’deki öğretim üyeliğinin ardından profesyonel fotoğrafçılık, film yönetmenliği ve reklam ajanslarında kreatif direktörlük yapmıştı.
Usta sanatçı, kısa süre önce de koreograf ve akademisyen olan eşi Geyvan Mc Millen’ı kaybetmişti.
“Tanıdığım en zeki ve yaratıcı insanlardan biri”
Türkiye’nin önde gelen iletişim uzmanlarından Zarakol İletişim Yönetim Kurulu Başkanı Necla Zarakol, Paul Mc Millen için taziye mesajı yayımladı.
Zarakol, “Tanıdığım en zeki ve yaratıcı insanlardan biri olan, çok kısa bir süre birlikte çalıştığım halde kendisinden çok şey öğrendiğim RPM Radar’ın patronu Paul Mc Millen bu sabah aramızdan ayrıldı. Bu sonbahar ve kış, reklam sektörünün bir dönem en parlak isimlerinden üç önemli insanı Nazar Büyüm, Ersin Salman ve Paul Mc Millen’i alıp götürdü. Bay Paul (ona böyle derdik) gerçekten çok yaratıcı, çok entelektüel ve çok etkileyici bir insandı. İki yıl kadar reklam şirketinde birlikte çalıştım, ayrıldıktan sonra da çok büyük özelleştirme projelerine dışardan katıldım. Sadece dünyaya değil, kendime de farklı bir gözle bakmamı sağladı, özgüvenimi yükseltti. Onu hep şükranla, saygıyla ve sevgiyle anacağım” ifadelerini kullandı.
“Çok iyi bir okur, izleyici, dinleyici, sanatçıydı”
Yönetmen Ümit Ünal da sosyal medya hesabından yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:
“Bu fotoğrafı arkadaşların Facebook storylerinde görünce inanmak istemedim, Bay Paul, Paul Mc Millen veda etmiş. Beni en etkilemiş insanlardan biriydi. Sadece benim değil çalıştığı herkesin hayatında büyük iz bırakmıştı. Birlikte çalıştığım insanlar içinde Ertem Eğilmez’den sonra bana en çok inanan ve fırsat veren insandı. İlk reklamımı ve sonraki bir çok reklamı, o fırsat verdiği için çektim. RPM/Radar’da çalıştığım 4 yılda ondan çok şey öğrendim. Benzer sözleri eminim başka bir çok insandan da duyabilirsiniz. Çünkü Bay Paul baskıcı, dediğim dedik biri değil, ilgilenen, keşfeden, yol açan bir yöneticiydi. Çok iyi bir okur, çok iyi bir dinleyici, çok iyi bir izleyici, çok iyi bir sanatçıydı. Aynı zamanda çok iyi bir reklamcıydı. İrlanda’da doğmuş, Amerika’da büyümüş, Türkiye’de yerleşmişti. Çok güzel Türkçe konuşur, “mümkün mertebe”, “gayr-ı meşru” gibi bir yabancıdan beklenmeyecek laflar kullanıp dinleyenleri şaşırtırdı. Çünkü yabancı değildi, bizi ve ülkemizi çok iyi anlamıştı. Gerçekten “doyumsuz”, bitmeyen bir sohbeti vardı. İş toplantıları 3-4 saat sürerdi ama hiç sıkılmazdık. Kitaplar, filmler, resimler, müzikler, yolculuklar, konular bitmezdi. Yıllardır görüşmemiştik ama yeniden karşılaşacağımızdan, eski zamanlardan, yeni zamanlardan, bütün zamanlardan bahsedip yine çok güzel sohbet edeceğimizden emindim. Olamadı, çok çok üzgünüm. Sohbetini çok özleyeceğim. Çok büyük bir kayıp.”