Berlinale günlüğü: Festivalde gündem yapay zeka!
16 Şubat 2025

Festivalin ilk iki günü izlediğim yarışma filmleri ne yazık ki çok sıradandı. Çin Halk Cumhuriyeti yapımı, Huo Meng imzalı ‘Taşrada Yaşamak / Living the Land’, anne ve babası uzak bir kentte çalışmak zorunda olan 10 yaşındaki bir çocuğun gözünden 1991 yılında taşradaki yaşamı ve tarımla uğraşan köylülerin karşılaştıkları güçlükleri anlatıyordu.

‘Living the Land’ festivalden gösterilen filmler arasında.

Belki antropologların ilgisini çekebilir

Kurmacadan çok belgesele benzeyen film o dönemi inceleyen antropologların ilgisini çekebilir belki. Filmin ilk 20 dakikasında uzun bir cenaze töreni izledik. Kadınlara ağlama ve dövünme, erkeklere de mezar kazma görevi verilmişti. Bir Çin geleneğini de film sayesinde öğrenmiş olduk. Daha önce ölen eşin kemikleri mezardan çıkartılıyor, özenle tabuta diziliyor ve yeni ölen eş ile birlikte tekrar gömülüyor. Dört nesilin birlikte yaşadığı bu büyük ailenin bireyleri de oldukça gürültücüydü. Bir süre Çince duymasam iyi olacak. 132 dakika uzunluğundaki bu filmden uzak durmakta fayda var.

Avrupa Parlamentosu’nun Berlin Film Festivali kapsamında düzenlediği ‘Görsel-İşitsel Sektörde Yapay Zeka: Yaratıcılık, Etik ve Demokratik Değerler’ adlı konferansa katıldım. “Festivalin ikinci gününde, herkes sinemalara koştururken kim gelip de bu konu için üç saatini feda eder?” diye düşünmüştüm, yanılmışım. Avrupa Film Pazarı’na ev sahipliği yapan Martin Gropius binasının yanında kurulan Aynalı Çadır’da tüm koltuklar doldu, bir sürü insan da ayakta kaldı.

‘Yapay zeka tehlikeli değil’

İki bölümden oluşan konferansın ilk bölümünde iki Avrupa Parlamentosu üyesi, yapay zeka kullanarak bir film gerçekleştiren bir yapımcı ve Avrupa Film Yönetmenleri Konfedarasyonu Başkanı konuştular ve büyük bir başarı ile neredeyse dişe dokunur hiçbir şey söylemediler. Oysa ben not almak için kalemi kağıdı hazırlamıştım. Avrupa Parlamentosu Kültür ve Eğitim Bölümü Başkan Yardımcısı bir milletvekili “Yapay zekanın insanlar tarafından yönetildiğini, bu nedenle ortada bir tehlike olmadığını” söyledi. Demokrasi, etik sorunlar ve telif hakları konuları pek tartışılmadı.

Konferansın ikinci bölümü daha eğlenceliydi. Avrupa Parlamentosu, Kültür ve Eğitim Komitesi Üyesi, İspanyol Yeşiller Partisi milletvekili “Yapay zekanın benim bulaşığımı, çamaşırımı yıkamasını istiyorum. Böylece ben de zamanımı sanat üreterek değerlendirebilirim. Yapay zekanın benim yerime sanat yapmasına gerek yok” dedi ve büyük alkış aldı. Bir başka İspanyol milletvekili “İnsanın yaratıcılığının makinelerce üstlenilmemesi gerektiğini” söyledi. Bu İspanyollarda iş var.

Yapay zeka ile uğraşan bir Ukraynalı şirketin genel müdürü sözlerine “Önce insanlardan izin alıyoruz” diye başladı ve insanların seslerini nasıl değiştirdiklerini anlattı. Kimse de çıkıp “Peki bu iş izin almadan da yapılıyor mu, yapılırsa ne olur?” diye sormadı.

Kopenhag Gelecek Araştırmaları Enstitüsü, Medya Bölümü Başkanı, Kıdemli Fütürizm Uzmanı bir hanım da konuşmacılar arasındaydı, ancak konuşmasında bize gelecekte ne olabileceğini söyleyemedi.

Oysa Paul Schrader yapay zekadan memnun

Bu konferansa bir ek bilgi eklemeli. Birkaç hafta önce Paul Schrader ile ilgili bir haber çıktı. ‘Taksi Şoförü’ filminin senaryosu ile Oscar ödülü almış olan 78 yaşındaki yönetmen, yapay zekaya kendisinin ve Ingmar Bergman, Quentin Tarantino, Rosselini, Lang, Scorsese, Murnau, Capra, Ford ve Spielberg gibi sinema tarihinin ünlü yönetmenlerinin yeni projelerinin nasıl olması gerektiğini sormuş ve aldığı cevaplar onu çok mutlu etmiş. Bunun üzerine “Senaryo yazarlarının aylarca uğraşmasına ne gerek var, yapay zeka bu işi saniyeler içinde başarıyor. Yapay zeka benden daha zeki” diye bir açıklama yapmış. Çok fazla tepki aldığını düşünebilirsiniz.

Bu arada benim de aklıma yeni bir Laz fıkrası geldi. Temel’e sormuşlar “Yapay zekayı mı istersin, yoksa doğal aptallığı mı?”

Berlinale günlüğü: Bir yanda terör saldırısı bir yanda festival!Berlinale günlüğü: Bir yanda terör saldırısı bir yanda festival!

Berlinale günlüğü: Politikanın gölgesi 75. yılını kutlayan festivalin  üzerine düşüyorBerlinale günlüğü: Politikanın gölgesi 75. yılını kutlayan festivalin  üzerine düşüyor

ÇOK OKUNANLAR