Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kongre süreci dün itibarıyla tamamlandı.

Parti bu sürece elbette yasal zorunluktan ötürü girmişti ama bunu bir fırsata da çevirmek istiyordu. Tayyip Erdoğan, yerel seçim yenilgisinin ardından partide yenilenme ve değişim vaat etmişti, kongreyle bu gerçekleşecekti.

Aslında gerçekleşti de. İlçe örgütlerinin üçte ikisi, il örgütlerinin dörtte üçü yenilendi bu süreçte. Ama iş genel merkeze gelince birden değişimin hızı yavaşladı. MKYK’nın yarısı, MYK’nın ise üçte biri yenilendi.

Parti tabanındaki değişim partinin vitrinine ve yönetimine yansımadı.

Tek karar verici Tayyip Erdoğan olduğu için ve bu tercihi o kullandığı için neden böyle yaptığını açıkça bilmiyoruz ama tahminlerimiz var.

Şunu da söylemek lazım: Partinin ne tek bir ilçe kongresinde ne de il kongresinde rekabet yaşandı. Hep tepeden belirlenmiş, önceden ayarlanmış tek listeler “yarıştı.”

Aynı şey genel kongrede de yaşandı, MKYK listesini Tayyip Erdoğan hazırladı, tek bir liste vardı, herkes ona oy verdi. Tayyip Erdoğan kendisi de oy birliğiyle seçildi.

Disruption vaat etmişti partisine ama bunu yapmadı Erdoğan.

İyi mi yaptı kötü mü yaptı, ancak seçimde görebileceğiz.