Rusya’nın Ukrayna’yı işgale girişmesinin üçüncü yılı dündü. Avrupa’da Eyfel Kulesinden Avrupa Birliği binalarına ve Londra’ya kadar pek çok yer, Ukrayna bayrağının renkleriyle aydınlatılmıştı, Avrupalılar Ukrayna ile dayanışma içinde olduklarını göstermek istiyordu. Buna karşılık ABD’de bu dayanışmadan eser yoktu.
Daha çarpıcısı, dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Rusya’yı Ukrayna’da işgal ettiği topraklardan geri çekilmeye çağıran daha çok sembolik bir karar tasarısı oylaması vardı. Amerika buna da “hayır” oyu verdi.
İngiltere ve Avrupa Birliği dün oldukça kapsamlı yeni bir yaptırım paketi kabul etti, ABD’de ise Başkan Donald Trump, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le ekonomik işbirliğini geliştirmekten söz ediyordu. Yani ABD belki de Rusya’ya yönelik yaptırımlarını kaldırmaya hazırlanıyor.
Geçen hafta Zelenski için “diktatör” diyen Trump dün gazeteciler kendisine Putin’e diktatör deyip demeyeceğini sorunca, bu kelimeyi kullanmayı reddetti, “Bu tür ifadeleri rahat kullanmam” yanıtını verdi.
İşte bu ortamda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dün Beyaz Saray’da Donald Trump’ın konuğuydu. İki lider birbirlerine “arkadaşım” “dostum” gibi yakınlık içeren kelimelerle hitab etseler de Oval Ofis’te gazetecilere açıklama yaparlarken aralarındaki ayrılıklar saklanamayacak boyuttaydı.
Ukrayna’nın Rusya’ya karşı “direnişinin” herkes tarafından takdir topladığını belirten Macron, 3 yıldır devam eden savaşa ilişkin “Hiç kimse en güçlünün yasasının geçerli olduğu bir dünyada yaşamak istemez.” ifadelerini kullandı.
Ukrayna’da barışın “hayatları kurtarmak için bir zorunluluk” olduğunu kaydeden Macron “Barış Ukrayna’nın teslim olması anlamına gelmez ve ateşkes (güvenlik) garantileri olmadan sağlanamaz.” dedi.
Avrupa’nın güvenliği ve savunması için “daha fazlasını yapmaya” hazır oldukları mesajını veren Macron, “Avrupa’nın (Ukrayna için) güvenlik garantilerinin parçası olması konusunda net bir mesaj taşıyorum.” ifadesini kullandı.
Ayrıca Macron Ukrayna’da barışı tesis edecek “hızlı ancak kırılgan olmayan bir anlaşma” istediklerini vurguladı.
Güvenlik garantileri için ABD’nin desteğine ihtiyacımız var
2022 yılındaki saldırılarda çok sayıda sivilin öldüğü “Buça’daki savaş suçlarından sonra Putin ile iletişimi kestiğini” çünkü diyalog çağrılarına Putin’den olumlu cevap alamadıklarını ifade eden Macron, Trump’ın Putin ile temaslarda bulunmak için “iyi nedenleri” olduğunu söyledi.
Macron, “Tartışmak, müzakere etmek güzel şey ama kısa vadede güvenlik garantileri almaya çalışmalıyız. Bunun için Amerikan desteğine ihtiyacımız var.” dedi.
Ukrayna’ya barış gücü gönderme
Macron, Avrupalı devletler arasında fikir ayrılığının yaşandığına dair haberlerin basına yansıdığı Ukrayna’ya asker gönderme konusuna ilişkin ise “Ukrayna ve Rusya arasında müzakere edilmiş ve imzalanmış ve bizim de kolektif olarak garantörleri olduğumuz kalıcı ve sağlam bir barış bir kez sağlandıktan sonra İngiltere ve Fransa olarak ‘biz hazırız’ diyoruz.” ifadelerini kullandı.
Barışın tesisinden sonra bu ülkeye barış gücü gönderilmesinin Avrupalı devletler arasında hala müzakere edildiğini dile getiren Macron bu birliklerin sınıra ya da çatışmaların yaşandığı bölgelere konuşlanmayacağını ve “barışın garantörleri” misyonunu yükleneceğini belirtti.
Trump: Anlaşma olmazsa ateşkes
Trump, Macron ile çok iyi bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve Ukrayna’da barışı sağlamanın maliyetine ve bu ülkenin uzun vadeli güvenliğini sağlamaya Avrupa’nın çok daha büyük katkı yapacağı konusunda mutabık kaldıklarını belirtti.
“Ukrayna’da barışı yeniden tesis etmenin zamanı geldi ve bence bunu başaracağız.” diyen Trump, bu kapsamda hem Rusya Devlet Başkanı Putin hem de Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşmeler yaptığını ve sürecin çok olumlu seyrettiğini söyledi.
Moskova’nın da anlaşma yapmaya istekli olduğunu kaydeden Trump, “Bir anlaşma yapmak Rusya’nın da çok yararına olacaktır ve bunu yapacağımızı hissediyorum. Artık olan oldu. Bu hiç başlatılmaması gereken bir savaştı.” yorumunu yaptı.
Ukrayna ile maden anlaşması yakın”Bu nedenle Ukrayna ile değerli madenler anlaşmasını yapmamız gerekiyor. Bu konuda çok ilerleme kaydettiğimizi düşünüyorum.” diyen Trump, bu anlaşmanın hem ABD hem de Ukrayna’nın yararına olduğunu vurguladı.
Rusya-Ukrayna görüşmeleri için Suudi Arabistan’ın yaptığı ev sahipliğinin çok önemli olduğunu söyleyen Trump, Veliaht Prens Muhammed bin Selman için “Harika bir genç adam, genç ama büyük bir hayal gücüne sahip ve tüm dünyada son derece saygı duyulan biri.” değerlendirmesini yaptı.
Göreve gelmeden önce Rusya ile Ukrayna ve ABD arasında herhangi bir iletişimin olmadığını aktaran Trump, başkanlık koltuğuna oturunca ilk iş olarak Putin ile görüştüğünü ve daha sonraki görüşmeler neticesinde Rusya’nın da barışı istediğini gördüğünü belirtti.
Trump, “Şu anda anlaşma üzerinde çalışıyoruz. İster ateşkes ister doğrudan bir anlaşmaya varmak olsun, amaç savaşı durdurmak. Doğrudan bir anlaşmaya varmak isterdim ama ateşkes her zaman biraz daha hızlı gerçekleşir, böylece bazen binlerce insanın hayatını kurtarırsınız. Dolayısıyla bunu çok hızlı bir şekilde yapıp yapamayacağımızı görmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nı sona erdirme isteğini vurgulayan Trump, “En büyük mirasımın bir barış yapıcı ve birleştirici olarak kalmasını umuyorum, savaş değil barış getirmek istiyorum” diye konuştu.
ABD kaç para verdi?
Oval Ofisteki medya sohbetinin bir noktasında çok çarpıcı bir şey yaşandı, Donald Trump bir kez daha doğru olmadığı ortaya çıkmasına rağmen ABD’nin Ukrayna’ya 350 milyar dolar verdiğini söyledi. Oysa ABD’nin verdiği toplam para 119 milyar dolar. Trump, Avrupa’nın ise 100 milyar verdiğini söylüyor, bu da doğru değil Avrupa da Ukrayna’ya 138 milyar dolar verdi şu ana kadar.
Trump’a göre Avrupa bu parayı borç olarak verdi, oysa ABD hiçbir kayıt koymadı. Tam bu noktada Macron Trump’ın elini tuttu ve ABD’nin verdiği paranın bağış, borç ve borç garantilerinin karışımı olduğunu, Avrupa’nın ise “gerçek para” verdiğini söyledi.
Ukrayna’nın madenleri
Başkan Trump, ülkesinin verdiğini söylediği paraya karşılık Ukrayna’nın değerli madenlerini istiyor. Bu konuda bir anlaşmaya yakın olduklarını söyledi, “Anlaşma hazır olunca imza törenine Zelenski’yi davet edeceğim” dedi.
Ukrayna yeterli güvenlik garantileri olmadan anlaşmayı imzalamayacağını söylüyor. Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Waltz, “Anlaşmanın kendisi güvenlik garantisi sağlar” diyor.
“Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşeceğim. Aslında bu hafta ya da gelecek hafta anlaşmayı imzalamak üzere gelebilir. Kendisiyle Oval Ofis’te görüşmeyi çok isterim, bu güzel olur. Şu anda anlaşma üzerinde çalışılıyor. Nihai anlaşmaya çok yakınız.” ifadelerini kullanan Trump, söz konusu anlaşmanın hem ABD’ye hem de Ukrayna ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını vurguladı.
“Rusya ile çok iyi görüşmeler yaptık”Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşmelerin iyi sürdüğünü dile getiren Trump, “Rusya ile çok iyi görüşmeler yaptık. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirmeye çalışıyoruz. Bence birkaç hafta gibi kısa sürede çok yol katettik.” değerlendirmesini yaptı.
Trump ayrıca, “Üzerinde çalışılan anlaşmaya çok yaklaşıyoruz, paramızı belirli bir süre içinde geri alacağımız bir anlaşma yapmaya çok yakınız.” ifadesini kullandı.
ABD olarak Ukrayna’ya “daha önce kimsenin yardım etmediği kadar” yardım ettiklerini savunan Trump, “Eğer ben başkan olmasaydım, Ukrayna şu anda hala barışı düşünemeyecek bir durumda olacaktı.” dedi.
Rusya da maden vermek istiyor
Ancak dün Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin de bir kez daha ABD’ye değerli madenleri işletme ruhsatı vaadinde bulundu.
Putin, ABD ile Ukrayna arasında nadir toprak elementlerine ilişkin “Bu bizi ilgilendirmiyor. Rusya, ABD’ye nadir toprak elementi alanında birlikte çalışma fırsatı sunmaya hazır. Kesinlikle bu türden kaynaklarda Ukrayna’dan daha fazlasına sahibiz. Rusya, bu nadir toprak elementleri rezervleri açısından tartışmasız liderlerden biridir.” dedi.
ABD ve Rusya’nın savunma alanında yaptığı harcamaları azaltma ihtimaline ilişkin Putin, “ABD ile savunma bütçelerinin karşılıklı yüzde 50 azaltılması iyi bir fikir, Çin de isterse sonradan katılabilir.” diye konuştu.