Kadınları yürekten kutluyorum. Ama yalnızca kutlamak yetmez. Mesele, kadınları göklere çıkarmak ya da mağduriyetlerini tekrar tekrar anlatmak değil. Asıl mesele, yüzyıllardır süregelen dengesizliği nasıl düzelteceğimiz.
Kadın ve erkeği birbirine rakip gibi gören anlayışı nasıl dönüştüreceğimiz.
Kadınlar hâlâ eşitsizliklerle karşı karşıya. Eğitimde geri bırakılıyorlar. İş dünyasında görünmez engellere takılıyorlar. Aynı işi yapmalarına rağmen daha az kazanıyorlar. Temsiliyetleri yetersiz. Şiddet ve taciz gibi ağır sorunlarla mücadele etmek zorundalar.
Bütün bunlar, kadınların koşulsuz desteklenmesi gerektiğini gösteriyor.
Ancak destek, erkekleri dışlayan ya da onları “güçlü olan” konumuna sıkıştıran bir anlayışla olmamalı. Çünkü toplumsal cinsiyet eşitsizliği, sadece kadınların değil, erkeklerin de yaşamını zorlaştırıyor.
Pozitif Ayrımcılık: Adil ve Dengeli Olmalı
Kadınların tarih boyunca uğradığı haksızlıkları telafi etmek için pozitif ayrımcılık şart. Onları eğitimde, iş hayatında, siyasette daha fazla desteklemeliyiz.
Ama bu destek, erkekleri mağdur eden bir noktaya varmamalı. Gerçek adalet, bir tarafı güçlendirirken diğerini zayıflatmak değil, herkes için eşit fırsatlar yaratmaktır.
Erkekler de Toplumsal Baskılarla Mücadele Ediyor
Erkeklerden daima güçlü olmaları bekleniyor. Geçim yükünü taşımaları, duygularını bastırmaları, hatasız olmaları isteniyor. İşsizlikle karşılaştıklarında daha sert yargılanıyorlar.
Boşanmalarda velayet konusunda hakları çoğu zaman göz ardı ediliyor. Nafaka yükü altında eziliyorlar. Onlar da toplumsal rollerin baskısını iliklerine kadar hissediyor.
Kadın haklarını savunurken, erkeklerin de maruz kaldığı bu baskıları görmezden gelemeyiz. Gerçek eşitlik, iki tarafın da özgürleşmesini gerektirir.
Ne Kadınları Yüceltelim, Ne Erkekleri Suçlayalım
Kadınlar ne kutsal varlıklar ne de korunmaya muhtaç mağdurlar. Onlar birey. Hata da yapabilirler, büyük başarılara da imza atabilirler. Aynı şekilde, erkekler de sadece güçlü ve hâkim olan taraf değildir. Onlar da desteğe, anlayışa, özgürleşmeye ihtiyaç duyar.
Gerçek Eşitlik İçin Ne Yapmalıyız?
•Kadınları eğitimde, iş dünyasında ve siyasette daha fazla desteklemeliyiz.
•Eşit işe eşit ücreti sağlamalıyız.
•Şiddet ve tacizin olmadığı bir toplum inşa etmeliyiz.
•Erkeklerin de ekonomik ve duygusal baskılardan arınmasını sağlamalıyız.
•Aile içindeki sorumlulukları adil bir şekilde paylaşmalıyız.
Bugün kadınlar için özel bir gün var, ama erkekler için yok. Çünkü kadınlar, haklarını kazanmak için uzun yıllar mücadele etmek zorunda kaldılar ve hâlâ bu mücadelenin içindeler. Ancak bu, erkeklerin sorunlarının yok sayılması anlamına gelmez.
Eşitlik, bir tarafı yükseltip diğerini aşağı çekmek değildir. Gerçek eşitlik, kadın ve erkeği karşı karşıya getiren değil, yan yana özgürleştiren, empatiyi güçlendiren bir anlayışla mümkündür.