Bildiğiniz Aspendos’u unutun… Toprağın altından muhteşem ve sapasağlam bir kent çıkıyor
13 Mart 2025

Antalya Serik’teki Aspendos antik kentini hepimiz bir antik kent olmaktan çok bir tiyatro olarak biliriz. Buranın muhteşem bir tiyatrosu var ve neredeyse ilk günkü kadar sağlam durumda, sahnesi ayakta, her yıl festivallerin, büyük konserlerin yapıldığı.

Ama Aspendos o tiyatrodan ibaret değil. Parasızlık ve imkansızlar yüzünden onlarca yıldır kazılmadan duran bir de Aspendos antik kenti var.

Bu kentin tarihi epey eski. Milattan önce 1200 yıllarında, yani bundan 3,200 yıl önce buraya Yunanca konuşan topluluklar göç etmeye başlamış. Ama kent ondan eski, çünkü ismi Aspendos, Anadolu kökenli bir kelime, Yunanca değil.

Burası, Pamfilya ülkesinin en önemli şehirlerinden biriydi. Hititler döneminde buraya “Tarhuntaşşa” adı veriliyordu.

Uzun süre Pers egemenliğinde kalmış kent, Yunanlılar milattan önce 467 yılında Eurymedon Savaşı adı verilen bir savaşta Pers ordusunu yenerek bu ticaret yolları üzerindeki önemli kenti ele geçirmiş. Onlardan birkaç yüzyıl sonra ise Roma İmparatorluğu’nun bir parçası olmuş. Bugün içinde konser dinlemeye doyulamayan o muhteşem tiyatrosu da Roma’nın büyük filozof imparatoru Marcus Aurelius döneminde tamamlanmış.

Bu tiyatronun bir de söylencesi var, masal gibi kulaktan kulağa anlatılan. Söylenceye göre Aspendos Kralının güzelliği dillere destan bir kızı varmış. Kral, kızıyla evlenmek isteyen taliplilere “Kim kentimize çok faydalı bir şey yaparsa, kızımı ona vereceğim” demiş. Taliplilerden biri, Aspendos’un meşhur su kemerlerini yapmış, kenti akar suya kavuşturmuş. Diğeri ise Aspendos Tiyatrosunu. Kral, su kemerlerini kent için daha önemli bulmuş, tam kızını kemerleri yapana verecekken tiyatronun mimarı Zenon onu tiyatroya davet etmiş. Kral seyirci sıralarının en arka ve üst kısmındayken Zenon da sahnede yanında duran kişiye “Kral kızını bana vermeyecek” demiş alçak sesle ama tiyatronun akustiği o kadar muhteşemmiş ki uzaktaki kral bu sözleri duymuş, bunun üzerine kızını Zenon’a vermiş.

Bu söylence bir yana, Aspendos ticaret hayatıyla, zenginleriyle bir hayli canlı bir şehirdi ve milattan sonra 5. yüzyıla kadar da bu canlılığını korudu. Şimdi arkeologlar çok şaşkınlar, çünkü kentin sakinleri sanki bir gün ansızın kentlerini terk edip gitmişler gibi. Kent hiç öyle bir gerileme ve çöküş süreci yaşamamış gibi.

Kültür Turizm Bakanlığının antik kazılara ciddi bütçe ayırmasıyla Aspendos kazıları yapılabilir olmuş ve bugünlerde antik kentten müthiş haberler geliyor. Aspendos Antik Kenti Kazı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Bilgin, yapılan arkeolojik kazılarla 6 bin yıl sonra Aspendos’un yeniden doğduğunu söylüyor mesela. Doç. Dr. Bilgin, kentte çok özel mozaiklere ulaştıklarını ve bir Roma villası bulduklarını anlatıyor. Bilgin, “Burası ayağa kalktığında yapıların içinde gezilebilecek, o dönem bütün hatları ile gözünüzün önünde olacak. Yani Aspendos sadece tiyatrodan ibaret olmayacak,” diyor.

Arkeoloji dünyasını heyecanlandıran buluntuların detaylarını anlatan kazı başkanı Doç. Dr. Mustafa Bilgin, “Bu tarihi alan bugüne kadar hep tiyatro ile anıldı. Ancak arkeolojik kazıların ivme kazanmasıyla karşımıza muazzam özelliklere sahip bir antik kent çıktı. İlk aşamadaki kazılarda kentin merkezi ve kamu binalarının olduğu alanla tiyatro arasındaki bölümde 125 metre uzunluğunda antik bir cadde keşfettik. Sonrasındaki buluntular ise bizi daha da heyecanlandırdı” dedi.

Aspendos için yeni bir süreç başladığını ifade eden Doç. Dr. Bilgin şöyle devam etti:

“Son dönemdeki kazılarda bizi daha da heyecanlandıran gelişmeler oldu. Antik kentler, yılların getirdiği bir yıkıntıyı içinde barındırır. O yüzden biz hiçbir antik kenti o dönemki görüntüsü ile göremiyoruz. Aspendos ise M.S. 5’inci yüzyılın sonunda terk edilmiş gibi duruyor. Çünkü kazıları yaptıkça kente ait yapıların durumunun ne kadar iyi olduğunu görüyoruz. Yapıların bazı cepheleri komple ayakta. Bazı dükkânlar 2’nci, 3’üncü kat seviyesinde sağlam. Bu kadar ayakta olan nadir örnekler var.

Şu anda sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı ile paylaştığımız çok özel mozaiklere ulaştık. Çok kaliteli ve incelikli eserler bunlar. Çok ses getirecek konular. Bir Roma villası bulduk ki 3’üncü kat seviyesinde sağlam. Yeni bir meydan ortaya çıkarıyoruz. Muazzam bir alan, sütunları yerli yerinde. Burası ayağa kalktığında yapıların içinde gezilebilecek, o dönem bütün hatları ile gözünüzün önünde olacak. Yani Aspendos sadece tiyatrodan ibaret olmayacak.”

ÇOK OKUNANLAR