Amerika, Ukrayna’nın bileğini büktü, onlar ön şartsız 30 günlük ateşkesi kabul etti.
Amerikan Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Top şimdi Rusya’nın sahasında” dedi.
Dün Putin çıktı, ateşkese hayır demeden ateşkesi sürüncemeye soktu. Öyle şartlar ileri sürdü ki, ateşkesin Ukrayna tarafından kabulü imkansızlaştı.
Hani Donald Trump, Zelenski’ye dönüp “Elinde kart yok” demişti ya, şimdi de sanki tam tersi bir durum var: Putin elindeki kartların daha değerli olduğuna inanıyor, elini yüksek oynuyor.
Donald Trump’ın Putin’in bu sözlerine ilk tepkisi olumluydu ama sanırım yakında durumun hiç de olumlun olmadığını görecek. Çünkü Putin’in barış bile değil ateşkes için öne sürdüğü şartlar ne Avrupa tarafından ne de Ukrayna tarafından kabul edilebilir. Aslında gerçekte tarafsız bir hakem konumunda olsa ABD’nin de bu şartları kabul etmemesi, “amasız fakatsız ateşkes”ten başkasına razı olmaması gerekir.
Trump’ın o çok övündüğü müzakere masası becerilerini şimdi göreceğiz.
Aslına bakacak olursanız Rusya-Ukrayna savaşında fiilen Trump’ın daha işe bile başlamadığı döneme geri döndük, şartlar aynı.
Ukrayna’nın kayıtsız-şartsız teslim olmanın dışında bir şeyi kabul etmeyen Putin’in tutumu zamanında ABD ve Avrupa’yı bildiğimiz biçimde davranmaya, Ukrayna’ya destek vermeye zorlamıştı.
Trump bir konuda haklı: Bu savaş başında hiç başlamamalıydı ama savaşı Putin başlattı. Bunu hiç unutmamak lazım.