Selam İrem Hanım,
Ben 38 yaşındayım, evliyim ama aynı zamanda uzun süredir bir ilişkim daha var. Şimdi diyeceksiniz “sen ne yapıyorsun?” ama işler kontrolden çıktı. Karımı da seviyorum, sevgilimi de bırakmak istemiyorum. Ancak son zamanlarda bir problemim var: İkisini de tatmin etmeye çalışırken ben pert oldum! Eskiden enerjik bir adamdım, şimdi her sevişme sonrası şarjı biten telefon gibi çöküyorum. Performansım da düştü, sevgilim “Eskisi gibi değilsin” diyor, karım da “Sen son zamanlarda ne kadar halsizsin” diye soruyor. Sizce bu tempoyu nasıl kaldırabilirim? Enerjim için ne yapmalıyım? Protein tozu mu, meditasyon mu, yoksa gizli bir formül var mı? Yardım edin, düşüyorum!
Değerli Okurum,
Anladığım kadarıyla sahada iki takım var ama hakem yorgun heyecandan düdük çalamıyor! Şimdi, önce şu “performans” meselesine gelelim. Eğer seks sonrası pilin bitiyorsa, bu tamamen vücudunun sana “Abi, dur artık!” diye yalvarmasıdır. Zira kaslar, kalp, akciğerler ve en önemlisi beyin (ki bu senin durumda en fazla çalışan organ olmalı) bir noktada iflas eder. Ama madem sorunun cevabını istiyorsun, sana bir “üçlü taktik” vereyim:
Sadece yatakta değil, günlük hayatta da performansını artırmak için protein mi, omega-3 mü, ginseng mi derken hayatını “aktarlarda çözüm arayan amca” moduna sokma. B12, demir ve çinko açısından zengin besinler tüket, yani “fast-food + kaçamak” beslenmesinden uzak dur. Çünkü enerji dediğin, sadece heyecanla değil, kan dolaşımınla da alakalı.
Senin sorunun performans değil, yoğun mesai! Bunu da en iyi uyku ve dinlenme ile toparlarsın. Eğer iki kişiyi aynı anda mutlu etmeye çalışıyorsan, ilk mutsuz olacak kişi beynindeki serotonin deposu! Geceyi karında, gündüzü sevgilinde, arada mesaiyi işte geçiriyorsan, zaten seni yoran “performans düşüklüğü” değil, ahlaki ve fizyolojik tükenişin!
Bana sorarsan, vücudun sana “karar ver artık” diye sinyal gönderiyor. İki kişiyi mutlu edeyim derken, kendini çökertiyorsun. Bir noktada bu iş sadece fiziksel değil, zihinsel de seni bitirir. Ve unutma: Gerçek performans, kaç kişiyi idare ettiğinle değil, gerçekten ne kadar mutlu olduğunla ölçülür.
Yani, sorunun çözümü protein tozu falan değil. Asıl mesele şu: Sen bu tempoyu nereye kadar götüreceksin? Çünkü her ne kadar şimdi enerjiyi dert etsen de, ilerde başını asıl ağrıtacak olan şey “kimseyi tam anlamıyla mutlu edememe” gerçeği olacak. Sen yine de biraz dinlen, bol su iç, ama en önemlisi bir gün aynaya bakıp bu tempoya devam edebilir misin, onu sor kendine. Yoksa, fazla yüklenmekten şarjın sonsuza kadar tükenebilir.
Spor hocama biraz fazla motiveyim
İrem Hanım merhaba,
36 yaşındayım, 10 yıllık evliyim. Kocamla genel olarak iyi anlaşıyoruz ama son zamanlarda içimde tuhaf bir his var. Yeni başladığım spor salonundaki hocam… Nasıl desem… Fazla motive edici. Her ders sonrası kendimi gençleşmiş, enerjik ve… biraz da fazla heyecanlı hissediyorum. Hocam bana karşı ekstra bir şey yapmıyor aslında, ama sesi, ilgisi, o “Haydi Derya, başarabilirsin!” deyişi bile içimi titretiyor. Halbuki kocam bana en son “Başarabilirsin!” dediğinde elektrik süpürgesini kaldırıp dolaba koymamı istemişti! Şimdi size soruyorum: Ben kötü bir insan mıyım? Bu hisler normal mi? Kocama ayıp etmiş olur muyum?
Değerli Okurum,
Öncelikle kötü bir insan değilsin! Eğer öyle olsaydı, şu an “Bu hisler normal mi?” diye bana yazmaz, hocayı eve götürüyordun.
Bak, sana bilimsel bir şey söyleyeyim: Fiziksel aktivite, endorfin ve dopamin salgısını artırır. Yani spor yaparken kendini daha canlı, mutlu ve… eh, diyelim ki “daha çekici” hissetmen çok doğal. Ama şu anda kafan karışıksa, asıl soruyu kendine sormalısın: Spor hocandan mı etkileniyorsun, yoksa onun sana hissettirdiği şeylerden mi? Spor salonunda fiziksel olarak zorlandığında, hocanın seni motive etmesi beyninde “güçlü, destekleyici erkek” algısını yaratıyor olabilir. Evde ise o desteği görmediğin için (elektrik süpürgesiyle değil en azından), spor hocasının enerjisi sana cazip geliyor olabilir.
Bu hisleri kocana ayıp etmek olarak görmeli misin? Hayır, çünkü beyin doğal olarak ilgi gördüğü yerde kıpırdanır. Ama önemli olan bu hisleri nasıl yöneteceğin. “O heyecanı eve taşımak” mı istersin, yoksa “bir süre sonra geçer” mi dersin, onu sen belirleyeceksin. Peki, ne yapabilirsin?
Spor hocasıyla normal sınırları aşma. Kendini fazla kaptırmadan spor yap, hislerini gözlemle. Çünkü bazen geçici bir heyecan, büyük yanlışlara yol açabilir. O heyecanı kocana taşı. Eğer spor salonundan çıktıktan sonra eve gidince ruh halin bir anda düşüyorsa, bu belki de ilişkinizde eksik kalan enerjiyi fark ettiğin içindir. Ona biraz ilgi, biraz flört kat—belki o da sana “Haydi karıcım, başarabilirsin!” der, ama bu sefer başka konularda. Bu bir uyanış olabilir. Demek ki sen kendini iyi hissetmeye, fark edilip motive edilmeye açsın. O zaman önce kendine şu soruyu sor: “Eşimin bana böyle hissettirmesi için ben ne yapıyorum?” Belki sen de ona bir doz “spor hocası enerjisi” verirsen, evde başka bir kas grubu çalıştırmaya başlarsınız.
Özetle, duygularını bastırma ama onlara da fazla anlam yükleme. Spor hocan seni motive edebilir, ama evine gelip çöpü çıkarmaz.
Kocam yatakta benimle değil banyoda kendisiyle meşgul
İrem Hanım merhaba,
35 yaşındayım, 7 yıllık evliyim. Direkt konuya giriyorum çünkü beynim şu an “Bu normal mi, değil mi?” diye dumur olmuş durumda. Eşimle son zamanlarda yatakta pek aktif değiliz. İş, stres, çocuk derken hayatın temposu bizi vurdu, tamam. Ama geçen gece su içmek için mutfağa giderken banyodan bir ses duydum… Açıkçası su sesiyle birlikte bir başka “hareketlilik” sesi de geliyordu. İlk başta “Adam düşüp bayıldı mı?” diye endişelendim ama sonra anladım ki durum başka. Eşim banyoda kendi kendine gayet meşguldü! Üstelik bunu birkaç kez daha fark ettim! Şimdi sormak istiyorum: Benimle seks yapmıyor ama banyoda kendine vakit ayırıyor… Bu ne demek? Bir şeyler mi eksik? Yoksa bu normal mi? Kendimi aldatılmış gibi mi hissetmeliyim, rahat mı olmalıyım? Lütfen aklımı toparlayın, yoksa banyoya güvenlik kamerası takacağım!
Değerli Okurum,
Öncelikle, bu durumda paniğe kapılmana gerek yok ama tamamen göz ardı etmen de yanlış olur. Çünkü olay “mastürbasyon yapıyor” değil, “seninle yapmıyor” kısmında kilitleniyor, değil mi? Mastürbasyon, evli erkekler için de gayet normaldir. Yani bu, “Eşim benden soğudu, bitti, tükenmişiz!” anlamına gelmez. Çoğu erkek, partneriyle aktif bir cinsel hayatı olsa bile, bazen yalnız kalma ihtiyacı duyar. Bunun fiziksel olduğu kadar zihinsel bir boşalma ihtiyacı olduğunu unutma.
Peki, bu bir işaret olabilir mi? Eğer seninle olan seks hayatı tamamen bitmişken banyoda yoğun bir mesai harcıyorsa, evet, sinyalleri değerlendirmekte fayda var. Çünkü sorun sen değil, belki ilişkideki rutininiz olabilir. Seks hayatınızla ilgili bir şey mi eksik? Heyecan mı azaldı? O banyoda kendini daha rahat mı hissediyor? Duygusal bir kopukluk mu var? Birçok erkek, ilişkide bir “baskı” hissettiğinde (iş, sorumluluk, performans kaygısı), mastürbasyonu bir kaçış noktası olarak kullanabilir.
Peki, sen ne yapabilirsin?Öncelikle soğukkanlı kal. Bunu “Beni istemiyor!” gibi dramatik bir noktaya getirme. Asıl mesele, eşin seks konusunda “yalnız takılmayı” mı seçiyor, yoksa genel olarak sekse mi mesafeli? Bunu bir konuşma fırsatı olarak değerlendir. Ama sakın banyodan çıkıp “Hadi gel, bu konuyu tartışalım” demek gibi bir hata yapma! Bunun yerine, hafif bir flört havasında konuyu aç: “Banyoda yalnız eğlenmeyi sevdiğini fark ettim… Beraber de eğlenmeye ne dersin?” gibi tatlı bir giriş, durumu sorgulayıcı değil, davetkar hale getirebilir. Yeni bir şey deneyin. Eğer monoton bir hale gelmişse, belki fantezi ekleyebilir, ortamı değiştirebilir ya da birbirinize daha fazla dokunmayı hatırlayabilirsiniz. Çünkü bazen insanlar, partnerleriyle bir şeyleri konuşmadan kendilerini fiziksel olarak izole etmeye başlarlar.
Sonuç olarak banyoda olan biten kıyamet değil ama bir ipucu olabilir. Onu suçlamak veya suçlu hissettirmek yerine, “Banyoyu ortak kullanım alanına çevirmek” için bir adım atabilirsin.