Piyasa sakinleşiyor ama gelecek için endişeler var: Faizler artıyor
26 Mart 2025

Türkiye’de para ve hisse senedi piyasaları, Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının yarattığı şok dalgasını dün itibarıyla atlatmış, panikten çıkmış gözüküyor. Dün borsa yükseldi, döviz fiyatları artmadı, hatta fiyatı çok düşen 2 yıllık gösterge tahvile ciddi talep geldi.

Ama fırtına sonrası hasar da net biçimde görülmeye başlandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın yabancı yatırımcılarla yaptığı telekonferansta sorulan sorular ve verilen yanıtlar, gerek Merkez Bankası’nın rezerv kaybının ve gerekse doların fiyatındaki beklenmedik sıçramanın bu yılın sonu için beklenen enflasyon hedefini de, büyüme hedefini de vurduğunun hem Şimşek hem de Karahan tarafından kabul edildiğini gösteriyordu. Ama Mehmet Şimşek’in bir tesellisi vardı, ona göre büyümenin yavaşlayacak olması ve TL’de yapılacak ilave sıkılaştırma enflasyonla mücadeleyi de kolaylaştıracaktı. Ama tabii Merkez Bankası’nın Nisan ayında yapması beklenen faiz indiriminin ertelendiği de anlaşılıyor. Bakan veya Başkan Karahan bu konuda bir şey söylemedi ama piyasa genel olarak faiz indirimi beklentisinden vazgeçmiş durumda.

Tabii para piyasalarının görüşü bir yere kadar önemli. Faizin inmeyecek, hatta tam tersine yükselecek olması reel sektörü vuruyor ve vuracak. Bunun için Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yarın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ni ziyaret edecek, onları teselliye çalışacak. Çünkü sanayici de, tüccar da, esnaf da faiz indirimi olmasını, bankalardan yeniden kredi alabilmeyi bekliyor.

TL varlıklarda bahar havası

TL varlıklar dün pozitif bir günü geride bıraktı. Güne BİST100 yüzde 1,76, bankacılık yüzde 3,15 yükselişle başladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun bankaların hisse geri alımlarına tanıdığı esneklik kararı sonrası ise bankacılık endeksinde yükseliş yüzde 6,6’yı aştı. BİST100 günü yüzde 4,48 yükselişle 9.715,58 puandan, bankacılık da yüzde 5,31 yükselişle 13.254,9 puandan tamamladı. Dolar/TL 38, /TL 41.10 seviyesinin altında hareket etti. Türkiye’nin 5 yıllık iflas risk primi gördüğü 330 seviyelerinden geriledi ve dün 306’ya kadar indi. 2 yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 6,71 düşüşle yüzde 47,44’e, 5 yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 5,74 düşüşle yüzde 36,60’a, 10 yıllık gösterge tahvil faizi de yüzde 5,92 düşüşle yüzde 31,29’a geriledi.

Merkez dün de TL’ye yüzde 60 faiz verdi

Merkez Bankası dün ikinci likidite senedi ihracını gerçekleştirdi. 30 gün vadeli likidite senedi ihracına 49.1 milyar lira teklif geldi, 19.2 milyar lira satış yapıldı. İhraçta ortalama basit yüzde 47,72 oldu. Önceki gün düzenlenen ilk ihraçta 18.44 milyar lira satış yapılmış ortalama basit faiz yüzde 47,69 olmuştu. Bunların bileşik faizi yüzde 60’a yakın. Piyasa uzmanlarına göre Merkez Bankası basit faizin yüzde 48’i aşmasını istemiyor ve daha yüksek gelen teklifleri de kabul etmiyor. Merkez Bankası verilerine göre sistemdeki likidite fazlası 24 Mart itibariyle 234.3 milyar liraya geriledi.

Piyasadaki para miktarının azalması enflasyon için olumlu ama reel sektör açısından çok zorlayıcı. Önümüzdeki dönemde şirket kapanmalarında ve iflaslarda hızlanma beklenebilir, bunun işsizliğe olumsuz etkisi de olacak.

TL varlıklarda olumlu fiyatlamalar başlamış olsa da piyasa uzmanları alınan önlemlerin de bunda etkisinin büyük olduğunu belirtiyor. Bankacılık sektörü kaynakları yabancı yatırım kurumlarının aksine henüz yerli kurumlardan beklentilerde değişiklik gelmemesinin en önemli nedenini dengelenmeyi görmek olduğunu belirtti. Bank of America yüzde 25,7 yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 28,1’e, yüzde 30,5 olan politika faizi beklentisini yüzde 32,5’e, JP Morgan yüzde 27,2 olan enflasyon tahmininin yüzde 29,5’e, yüzde 30 olan politika faiz tahminini yüzde 35’e, Bloomberg Economics de enflasyon beklentilerini yüzde 25’den 28’e, faiz beklentilerini de yüzde 30’dan yüzde 35’ye çıkardı.

 En önemli konu döviz talebi

Kaynağın verdiği bilgiye göre yerliler Merkez Bankası’nın olağanüstü PPK ile yüzde 46’ya çektiği gecelik faizlerin seviyesini, bireysel döviz talebini, Merkez Bankası’nın ek sıkılaştırma yapıp yapmayacağını anlamak istiyor. Yerli aracı kurumlar ayrıca yabancının yaşananlara rağmen bir fırsat görüp görmeyeceğini görme peşinde. Bir başka bankacılık sektörü kaynağı da yılsonu enflasyon ve politika faizi tahminlerinde önce 2-2.5 puan ardından 3-4 puan yukarı yönlü revizyonlar olabileceğine dikkat çekerek herkesin bekle- gör modunda olduğunu belirtti. Merkez Bankası’nın nisan ve haziranda faiz indirim beklentilerinin ortadan kalkabileceğini kaydeden kaynak, yurtiçi yerleşiklerin döviz talebi kesilmediği durumda örtülü veya örtüsüz bir faiz artışının gündeme gelebileceğini dile getirdi.

TL mevduat faizine bir günde 0.5 puan daha artış

Bankacılık sektörü Merkez Bankası’nın likidite fazlasına yönelik hamlelerinin ardından başladığı TL mevduat faizindeki yükselişi sürdürüyor. Önceki gün yüksek hacimli mevduatlara yüzde 47’ye varan faiz oranları teklif eden bankacılık sektöründe dün faiz oranlarına 0.5 puan daha eklendi. Yabancı para mevduatın geçen hafta yükselişi endişelendirmeye devam etse de TL’yi cazip halde tutabilmek için hem Merkez Bankası hem de yönetiminin hamleleri devam ediyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre 20 Mart Perşembe günü de bankacılık sektöründe yabancı para mevduatı artmaya devam etti. 19 Mart günü bir önceki güne göre 1.4 milyar dolar artan bankacılık sektöründeki yabancı para mevduat 20 Mart gününe gelindiğinde ise 1.5 milyar dolar artarak 207 milyar 881,9 milyon dolara yükseldi. Bu hesaplama parite etkisinden arındırılmamış olarak yapıldı. Yine BDDK verilerine göre aynı dönemde sektördeki TL mevduat 19 Mart’taki 13 trilyon 197 milyar 194 milyon liradan, 13 trilyon 33 milyar 973 milyon liraya indi. Yani 163 milyar 221 milyon lira azaldı.

Giden yabancı geri gelir mi?

Bir haftalık şokun en önemli etkisi Türkiye’ye son 20 ayda sınırlı biçimde de girmeye başlamış olan yabancı yatırımcıların bir kez daha ürküp kaçması, hatta zarar yazmayı göze alarak yeniden Türkiye’den ayrılması oldu. Bu konuda yabancı ekonomi basınında oldukça sert haber-analizler yayınlanıyor.

Bu yazıların en sertlerinden biri dünyaca ünlü ekonomi gazetesi Financial Times’da yayınlandı.

“Türkiye geri dönüşü olmayan bir noktaya yaklaşıyor”

Britanya merkezli The Financial Times (FT) İmamoğlu’nun tutuklanmasına ilişkin analizinde “Bu karar, belediye başkanının aylarca, belki de yıllarca hapiste kalacağı anlamına geliyor” dedi ve “Türkiye geri dönüşü olmayan bir noktaya yaklaşıyor” ifadelerini kullanarak ülkenin “rekabetçi otoriter rejim”den “çıplak otokrasi”ye geçiş yaptığını yazdı. İngiliz gazetesi, “Göz yaşartıcı gaz bulutları arasında Türk demokrasisi gözden kayboluyor.” ifadelerini kullandığı analizinde Avrupa’dan gelen tepkilerin yetersiz olduğunu ve ABD’nin de neredeyse hiç tepki vermediğini yazdı. 
“Bu karar, belediye başkanının aylarca, belki de yıllarca hapiste kalacağı anlamına geliyor.” diyen FT, şu ifadeleri kullandı: 

“Türkiye geri dönüşü olmayan bir noktaya yaklaşıyor. Daha geçen hafta, hükümeti hala siyaset bilimcilerin rekabetçi otoriter rejim olarak adlandırdıkları şeydi: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kontrolsüz yürütme yetkilerine ve mahkemeler ve medyanın çoğu üzerinde fiili kontrole sahip olmasına rağmen, Türkiye’nin seçimleri çoğunlukla özgür kalmıştı. Ancak 19 Mart’ta polis, Erdoğan’ın en güçlü rakibi olarak ortaya çıkan Sayın İmamoğlu’nu, aralarında üst düzey danışmanları ve diğer yerel yetkililerin de bulunduğu düzinelerce kişiyle birlikte gözaltına aldı. Geriye çıplak otokrasiye yakın bir yönetim kaldı.”

“Avrupa’dan gelen tepkiler sessiz kaldı”

2028’de ya da daha önce yapılması beklenen seçimlerden önce serbest kalması halinde bile iptal edilen diploması nedeniyle İBB Başkanı İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı konusunda bir engelle karşılaşacağını yazan gazete, şu analizde bulundu: 

“Erdoğan, en önemli rakibini ortadan kaldırmanın getireceği faydanın, Türkiye’nin demokrasisinin içini boşaltma maliyetine değeceğine dair bahse girerek büyük bir risk aldı. En azından bir konuda haklı çıkmış olabilir: Avrupa’dan gelen tepkiler sessiz kaldı. Avrupalı güçler, Ukrayna’da olası bir ateşkesin ardından Türkiye’nin bir barış gücüne katılmasını ve daha genel olarak Avrupa güvenliğinde daha büyük bir rol oynamasını umuyor. Amerika ise neredeyse hiç tepki vermedi.”

21 Mart’ta Fox News’un Amerikan Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarının satışının önündeki engeli kaldırmayı düşündüğünü bildirdiğini hatırlatan FT, “Sayın Erdoğan önümüzdeki ay Beyaz Saray’ı ziyaret etmeyi umuyor. Trump’ın demokratik usullerin ihlali konusundaki sınırlı endişesi göz önüne alındığında, Türkiye’nin diktatörü biletlerini ayırtmaya başlayabilir.” ifadelerini kullandı. 

Protestoların güç kazanması ve İmamoğlu’nun hapse girmesiyle birlikte para birimi üzerindeki baskının giderek arttığını yazan FT, “Göz yaşartıcı gaz bulutları arasında Türk demokrasisi gözden kayboluyor.” dedi. 

ÇOK OKUNANLAR