Kızıl Goncalar: Levent gitti, kalanlara aşk olsun!
15 Nisan 2025

Önceki bölümü Meryem ve Levent’in (Özgü Namal, Özcan Deniz) vurulmasıyla kapatmıştık. Melanet bir şeyhin dolduruşuna gelip onları vuran, pek de aklıselim olmayan Selim (Erol Afşin) yeni bölümde sırra kadem bastı. Cüneyd ise (Mert Yazıcıoğlu) hem ondan hem eline silah veren şeyhten intikam almaya kararlıydı ve anne yerine koyduğu Meryem uğruna yine en büyük hobisine, yüksekten adam sallandırmaya başvurdu. Hızını alamayıp eline silah bile aldı ama neyse ki elini de her daim ütülü cübbesini de kana bulamadı.

Kimin kalbi daha değerli?

Levent iyileşti, Meryem’inse kalp nakline ihtiyacı olduğunu öğrendik. Geçici olarak kalp destek cihazına bağlanan Meryem’in nakil sırasında öncelikli olması için bir teklifle karşılaştık: Meryem’i vurduran şeyh der ki Cüneyd hata yaptığını, kadından mürşit olmayacağını televizyonda açıklarsa, nakil bekleyen bir şeyhinin sırasını Meryem’e verirmiş. Levent bu fırsatın üzerine atlasa da Cüneyd ne kadınların lehine inandığı duruşa ihanet etmeye razı oldu ne de bir başka insanın yaşam hakkını almaya da. Nitekim Meryem’in de bunu istemeyeceğini hatırlattı.

Hayy’dan gelen Hû’ya gider

Birkaç bölümdür Levent’in Meryem’le veda eder gibi konuşmasından ötürü ölenin Levent olacağı tahmininde bulunmuştuk. Ne yazık ki tahminimiz doğru çıktı, ama buna giden yollar başka taşlarla döşeliymiş. Meryem’in kalbi cihaza rağmen dayanamadı ve sevdikleriyle vedalaşması için son birkaç saati kaldığını öğrendik. Levent hileyle hurdayla başkasının kalp hakkını almaktan vazgeçti, Meryem’in ölümüne, yani kadere teslim olmaya karar verdi. Ancak bedeni de ruhu da bu ihtimale dayanamadı ve beyin kanaması geçirdi. Derhal Meryem’e nakledilen Levent’in kalbi artık sevdiği kadında yaşayacak, bizlerde ise Levent’in anısı…

Dizi yansıması

🔴 Meryem ve Levent’in bu hem trajik hem romantik sonu karşısında nasıl tepki vereceğimizi şaşırdık. Hem Levent’in ölümüne hem ikilinin mutlu mesut yaşayıp gidemeyeceğine üzüldük tabii ki. Ancak kurgularda bazen can yakan sonlar ayrı bir lezzet veriyor. Bu son tam olarak can yakıcı da sayılmaz çünkü fedakârlığa, aşka, ruhani ve sonsuz birlikteliğe vurgu yapılmış ki dizi bu temalardan besleniyor zaten.

🔴 Yine de sorsalardı alternatif bir son önerirdik. Şöyle ki, yeni bölümde çiftimizi vuran Selim nihayet şeyh tarafından dolduruşa getirildiğini anladı ve pişman oldu. Meryem’den af dilemek istediyse de onunla görüştürülmedi. Madem pişman olmuş, Selim’e bir şey olsaydı ve kalbi Meryem’e verilseydi yine dramatik bir ton yakalanırdı. Dizinin çok sevdiği kader ve tevafuk temalarına bir gönderme olurdu: Meryem’i vuran kişi ona kalbini verince çember tamamlanmış olurdu.

🔴 Levent’in ölmeden önceki teslimiyet sahnesi manidardı. Kadere direnen bir karakterden sevdiği kadının hayatı pahasına kaderi kabullenen birine dönüşerek öldü. Bu sahnede tam olarak imana geliş izledik diyemeyiz, ancak bir bakıma ‘Anna Karenina’daki Levin karakterinin dönüşümünü andırıyordu Levent’in hikâyesi. Levin ideallerine bağlı, toplumu iyileştirmenin derdinde, ateist bir karakterdi. Levin sonunda Tanrı’yı buluyordu. Hem karakterlerin temel özelliklerinin hem isimlerinin benzerliğini göz önünde bulundurursak, Levent karakteri yaratılırken Levin’den etkilenilmiş olabilir mi dersiniz?

🔴 Bölümün repliği belli. Ölmeden önce Levent’in sesinden duyduğumuz ve hepimize buruk bir şifa olacak o cümleyi not edelim: “Bir insan ne zaman ölür, unutulduğu zaman. Gidiyorum şimdi, hatırlanmak için.” (‘Coco’ adlı şahane animasyonun teması bunun üzerine kurulu bu arada, korsan film önerisi yapmış olalım.)

🔴 Bölümün açılış sahnesi pek çoklarınca beğenildi. Meryem ve Levent hastanedeyken herkesin kendince bir köşede, kiminin dergâhta kiminin hastanede dualar okuması ve Cüneyd’den dış ses olarak dinlediğimiz Âşık Kul Yusuf’a ait dizeler, sahnenin dramatikliğini artırırken finale yaklaştığımızı da hatırlattı.

Vedalar

🔴 Levent birkaç bölümdür Meryem’le vedalaşır gibi konuştuğundan çiftimizden bize geçen duygusal yük bölümlere paylaştırılmıştı. Yine de kendimizi hazırlayamamışız, zira bu bölümde Levent’ten son bir kez “Seni seviyorum Meryem” duyduğumuzda boğazımız düğümlendi.

🔴 Bölüm bizi duygusallığa hepten doyurdu ve Zeynep’in, hasta yatağında gözünü açan Levent’e ilk ve son kez baba dediğini duyduk. Malum, Zeynep’in eğitim mücadelesine hep destek oldu. Hem Zeynep’in hem Meryem’in en zor anlarında yardıma iskele babası Naim (Mert Turak) yerine Levent koştu. Levent’in bir de Zeynep’in ikizi Mira’yı (Esma Yılmaz) evlat edinen kişi olduğunu hesaba katarsak o zaten çoktandır hepimizin gözünde Zeynep’in fahri babasıydı zaten. Adamcağızın ölmeden önce bu hitabı duyması hoş bir vedaydı.

🔴 Ancak Cüneyd’le doğru düzgün vedalaştığını söyleyemeyiz. Bölüm boyu Meryem yaşasın diye neyi göze alacakları hakkında tartışmaları âdeta klasik Levent-Cüneyd sahneleri gibiydi; uzlaşamadıkları konular etrafında teorik tartışmalar yürüttükleri o entelektüel anlar. Aslında bu bakımdan ikiliye uygun bir ayrılık oldu. Yine de daha duygusal, aralarındaki bağa vurgu yapan bir veda görmeyi isterdik.

🔴 Cüneyd zaten bölüm boyu suçluluk duygusuyla cebelleşti, zira Meryem’i mürşitliğe aday göstermeseydi diğer şeyhler hasetlenmeyecek, Meryem’i öldürtmeye kalkmayacaklardı. Ancak biz Cüneyd’i dik duruşundan ötürü tebrik edenlerdeniz.

🔴 Dergâhın mücellidi Lokman da (Emin Gürsoy) suçluluk duyan diğer kişiydi. Selim onun yanında zanaat öğrenmeye başlamıştı ve usta-çırak olarak birlikte zaman geçirmişlerdi. Lokman tam da bu yüzden, dip dibe olmalarına rağmen Selim’in niyetini anlamamış olmasına kahroldu.

🔴 Lokman bu bölümde Meryem vakası üzerinden kadınların mürşit olamayacağını söyleyen hem dizi karakterlerine hem izleyiciye cevap veren kişi de oldu. Geçen bölümlerde iyiliğe meyleden Müyesser (Asiye Dinçsoy) bu bölümde “Meryem Hanım da malumun ilamı oldu” gibi, ‘olacağı buydu’ tadında duygusuz bir yorum yapınca sinirlerimiz yine tepemize çıktı, ama tam da bu sayede Lokman kadınların mürşitliği konusuna girebildi. İbnü’l-Arabî’nin hocası Fâtıma Binti Müsenna’yı (Kortovalı Fatma’yı) örnek göstererek hem sevdiceğine hem bizlere nutuk çekti.

🔴 Müyesser bu bölüm kırk yıl düşünsek aklımıza gelmeyecek bir karakterle, Mira’yla duygudaşlık etti! Müyesser dergâhtakilerle birlikte dua maksatlı Meryem’in evinin çitlerine tespihler asarken Mira onları azarladı, ancak Müyesser ondan daha önce görmediğimiz bir şefkatle Mira’yı sakinleştirdi ve sarıldılar. Böylelikle en zıt (ve alakasız) kişilerin bile ortaklaştığı duygular olduğu hatırlatıldı.

🔴 Bölümün başlarında (durumu henüz kötüleşmeden) Meryem’in kalp nakli gerçekleşene kadar cihaz sayesinde birkaç yıl yaşayabileceğini öğrenmiştik. Bu vesileyle hem kalp destek cihazı hem kalp nakliyle ilgili kamu spotu izlemiş, bilgilenmiş olduk.

🔴 Bölümün açılış sözü Sartre’dan geldi: “İnsan tercihlerinden ibarettir.” Bu, Meryem yaşasın diye karakterlerin neyi göze alacağıyla ilgili bir cümleydi. Levent’in aklı şeyhten gelen teklifle çelinince etik değerler ile insani tarafı arasında kalmasını izledik. Levent, Cüneyd’in kadın mürşit konusundaki duruşu ve nakilde önceliği olan bir insanın canı pahasına sevdiği kadının hayatını seçti. Bunun için Cüneyd’e baskı yaptı. Evrensel ve etik değerlere verdiği önemle bilinen Levent’in hiç düşünmeden insani yanına teslim olmasını izledik. Cüneyd ise annesinin ölümünden sonra anne-çocuk bağına en yakın şeyi Meryem’de bulmasına rağmen, yani anne figürünü kaybetmek pahasına doğrudan şaşmamayı tercih etti. Kant’ın gözleri yaşlı!

🔴 Eleştiriyi sona sakladık: Meryem ve Levent hastaneye vurularak gelmişken hastanenin bu adli olayı sorgulamaması veya polislere bildirmemesi tuhaftı. Selim’le yakalamaca oynarken de kimse polise tenezzül etmedi. Yerli dizilerimizin en önemli iki kuralı: Suçluyu kendin yakalamaya çalış, polisin varlığını unut. / Yaralanan olduğunda hemen ambulans çağırmak yerine bir süre bağır çağır.

Künye
Yayın mecrası: NOW TV
Yapım: Gold Film
Yapımcı: Faruk Turgut
Yönetmen: Ömür Atay, Özgür Sevimli
Senaryo: Şükrü Necati Şahin, Melih Özyılmaz, Deniz Gürlek, Gamze Arslan
Müzik: Ender Gündüzlü, Metin Arıgül, Can Sanıbelli
Oyuncular: Özgü Namal, Özcan Deniz, Mert Yazıcıoğlu, Erkan Avcı, Mert Turak, Selen Öztürk, Şerif Erol, Duygu Sarışın, Asiye Dinçsoy, Sitare Akbaş, Tuğrul Tülek, Yakup Turğut, Mina Demirtaş, Esma Yılmaz, Zehra Kelleci, Erol Afşin, Murat Aydın, Oğulcan İnan, Sarp İkiler, Mısra Tüfek, Zeynep Özan, Emin Gürsoy, Esra Ronabar.

Kızıl Goncalar: Bayram neşesinde kan lekesiKızıl Goncalar: Bayram neşesinde kan lekesi

ÇOK OKUNANLAR