Umman’da bulunan iki bronz disk, dört bin yıl öncesine ait nadir bir müzik aletine ışık tuttu. Bu keşif, antik çağlardaki ritüel yaşam ve kültürel etkileşimlere dair yeni ipuçları sundu.
Güneydoğu Umman’ın sessiz topraklarında yapılan bir arkeolojik kazı geçmişin derinliklerinden bugüne ulaşan şaşırtıcı bir sesi gün yüzüne çıkardı. Yalnızca toprakla değil, tarihle de örtülü Dahwa bölgesinde birbirine benzeyen iki metal diskin aslında aynı müzik aletinin parçaları olduğu fark edildi. Üstelik bu aletin yaklaşık dört bin yıl öncesine ait olduğu düşünülüyor.
İlk bakışta sıradan metal halkalar gibi görünen bu objeler, daha yakından incelendiğinde Bronz Çağı’na ait nadir bir müzik aletine işaret ediyor: İnce yapılı, ortasında küçük birer delik bulunan çift zil. Her biri 138 mm çapında olan bu ziller, muhtemelen ritüel törenlerde çalınmak üzere yapılmıştı. Yüzeylerinde neredeyse hiç bozulma olmaması, onların özenle saklandığını düşündürüyor.
Araştırmayı yürüten ekip bu keşfi yalnızca maddi bir bulgu olarak değil, kadim bir müzik geleneğinin sesi olarak görüyor. Zillerin yapısı, dönemin teknolojik becerisi kadar kültürel alışverişe de işaret ediyor. Özellikle İndus Vadisi Uygarlığı ile kurulan olası temaslar, Umman’ın o dönem yalnızca bir geçiş bölgesi değil, aynı zamanda zengin bir kültürel etkileşim alanı olduğunu gösteriyor.
Bu bulgular müziğin sadece eğlence değil, dini ve toplumsal işlevler taşıdığı bir geçmişi gözler önüne seriyor. Tapınakların yükseldiği, ritüellerin yapıldığı anlarda, belki de bu zillerin sesi yankılanıyordu.
Bugün bu ince metal aletler yalnızca birer arkeolojik nesne değil aynı zamanda, insanın binlerce yıl önce bile ses aracılığıyla anlam arayışına çıktığının bir kanıtı. Araştırmacılar şimdi, bu sessiz kalıntıların ardında yatan sesi ve o sesin ait olduğu kültürü daha yakından anlamaya çalışıyor.