Dün önüme gelen bir anket beni hiç şaşırtmadı.
Ama eminim bugün yargıdaki bütün bu fecaata rağmen sesini çıkarmayan bir çok AKP’li için çok şaşırtıcı bir sonuç bu..
Anlatacağım anketin seçimle ilgili sonuçları dünden itibaren bir çok haber sitesinde yer aldı.
Ama o anketin en sonunda sorulan öyle bir soru var ki, kimse onun üzerinde durmadı.
Bu sonuç benim bir süredir anlatmaya çalıştığım bir tezi de doğruluyor.
Şimdi size söz konusu anketin o sorusunun ve alınan cevabı aktarıyorum.
Anket İmamoğlu’na yargı darbesinden bir gün önce yapılmış
Söz konusu anketi SAROS Araştırma grubu yapmış.
Önce şunu belirteyim.
Araştırma 11-18 Mart tarihleri arasında 26 il, 168 ilçede gerçekleştirilmiş.
Yani İstanbul’un Seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı İmamoğlu’na karşı yapılan Yargı darbesinden önce sahaya inmişler.
AKP Genel Başkanı Erdoğan siyaseti bıraksa kime oy verirsiniz?
Geliyorum en ilginç sonuca:
Soru şu:
“AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan siyaseti bırakırsa kime oy verirsiniz?”
Dikkat edin bir ankette ilk defa böyle bir ihtimal diye getiriliyor.
Şimdi anketin sonuçlarını veriyorum:
CHP aynı kalıyor AKP eriyip bitiyor
(*) CHP Yüzde 29.8
(*) AKP Yüzde 13.2
(*) MHP Yüzde 13
(*) DEM Yüzde 10.7
(*) İYİ Parti Yüzde 7.6
(*) YRP Yüzde 5.7
(*) Deva P. Yüzde 5.5
(*) Zafer P. Yüzde 4.7
(*) Anahtar P. Yüzde 2.7
(*) Gelecek P. Yüzde 2.3
(*) Saadet P. Yüzde 2
(*) TİP Yüzde 1.6
(*) Diğer Yüzde 1.3
Erdoğan’sız AKP, Demirel’siz DYP, Özal’sız ANAP gibi
Bu tablo bize şunu açıkça gösteriyor.
Erdoğan’sız bir Türkiye’nin en büyük partisi CHP.
Şu an AKP’nin temsil ettiği siyasi alan, Demirel’siz DYP ve Özal’sız ANAP’ınkinin aynısı.
100 yıllık Cumhuriyet’in kurumsallaşmış tek partisi CHP
Kısaca Türkiye Cumhuriyeti yelpazesinde, kurumsallaşmış ve gerçek anlamda köklü bir siyasi yelpazeyi temsil eden tek parti 100’nci yılını dolduran CHP.
O parti Atatürk ve İnönü gibi iki tarihsel liderinden sonra yaşadı.
Ecevit gibi o partiyi yüzde 40’lara çıkaran bir efsane liderden sonra yaşadı.
Ve en kötü zamanında yüzde 25 gibi bir gücünü korudu.
CHP’ye ‘Bir avuç beyaz Türk’ün partisi’ diyenlerin tarihi yanılgısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onunla aynı retoriği sürdüren AKP’lilerin başından beri en büyük hatası, işte bu CHP’yi “Bir avuç azınlık Beyaz Türk Partisi” gibi aşağılamak oldu.
Ne yazık ki aynı hatayı şimdi artık Erdoğan muhalifi olan liberal aydınlar da yaptılar.
Tekrar ediyorum: CHP Avrupa’nın en büyük ve en motive partisi
Tekrar ediyorum…
CHP bugün Avrupa’nın sadece sosyal demokrat kanadının değil, aynı zamanda bütün siyasi partilerinin en büyüğü.
İstanbul’un Seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanına yapılan yargı darbesinden sonra bu parti aynı zamanda Avrupa’nın en motive siyasi hareketi özelliğini ve kabiliyetini kazandı.
Böyle bir partiye kayyım atamayı iki değil üç defa düşünmeliler
Şimdi bu partiye kayyım tayin etme gibi akılalmaz bir konuyu tartışan AKP’nin ve devlet mensuplarının, bundan böyle karşısındaki CHP’ye bu yeni Türkiyle gözlüğü ile bakması gerekiyor.
İşte o nedenle İmamoğlu’nun yarın değil bugün tutuksuz yargılanmasını sağlayacak yolu açmaları da 31 Mart sonrası oluşan bu yeni gerçekliğin gereğidir diye düşünüyorum.
Onu serbest bıraksak artık tutamayız korkusu
Ne yazık ki AKP içinde bazı kişilerin “Artık şu aşamada onun çıkarırsak bir daha tutamayız” gibi saçma sapan analizler yaptığını duyuyorum.
Bu duygu, ne İmamoğlu’nun önünü kesebilir, ne de AKP’yi kurtarabilir.
Öyle düşünen AKP’lilere, SAROS’un sorduğu bu kritik sorunun sonucunu çok iyi okumalarını tavsiye ederim.
AKP, Erdoğan sonrasını nasıl bir lider profili ile aşabilir?
Bu araştırma da açıkça ortaya koyuyor.
AKP bir “Erdoğan partisi.”
Varlığını ancak Erdoğan gibi bir lider adayı yaratarak sürdürebilir.
“Erdoğan en azından 2033’e kadar başta, şimdiden böyle bir şey düşünmeye kimse cesaret edemez” diyebilirsiniz.
O AKP’lilerin bileceği iş.
Ama Erdoğan artık 71 yaşında.
Karşısında İmamoğlu ve Demirtaş gibi henüz 50’li yaşlarının ilk döneminde olan dipdiri iki insan var.
Zaman onların lehine çalışıyor.
Erdoğan’ın copycat’i bir lider adayı AKP’yi gömer
Kimdir o lider?
Kimdir bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var.
Bu profil Erdoğan gibi öfkeli, korku salan, adalet, insan hakları, demokrasi gibi konularla fazla ilgili olmayan bir “Copycat” olursa başarı şansı sıfır.
Kurucu liderlerin işaret ettiği liderler başarılı olmadı
Erdoğan’ın işaret edeceği bir kişi olursa onun da başarılı olabileceğini sanmıyorum.
Türk siyasetinde bugüne kadar ayrılan liderin işaret ettiği hiç bir takipçisi başarılı olamadı.
Unutmayın Erdoğan Erbakan’la mücadele ederek geldi
Başarılı olanlar “Lidere rağmen” gelenler oldu.
İşte Ecevit örneği…
İşte Erdoğan örneği.
Hatta kurucu baba ile mücadele ederek o koltuğa oturdular.
Son anketlerin devlete anlattığı gerçek: Külliye dönemi bitiyor
Ama bu anketin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin taşıyıcı ayaklarındaki herkese; bürokratlar, hakimler, savcılar, güvenlik yetkililerine anlattığı yeni bir gerçeklik var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2023 ve 31 Mart 2024 yerel seçim kampanyalarında “Bu benim son seçimim” dedi.
Gelen son anketler, Türkiye’nin şu son hali, gençlerin tepkileri, ekonominin çıkmazı, Yargının feci hali bize şunu anlatıyor:
“Külliye dönemi” fiilen sona eriyor.
‘Külliye dönemi’ baskı, yargı darbesi ve korkuyla uzatılabilir mi?
Suni çabalarla, yargı darbeleri, baskı ve korkuyla uzatılabilir mi.
Uzatılabilir.
Ama “Korku üzerine kurulu” müesses nizam sarsılıyor.
Bu dönem ancak daha da gaddarlaşarak, yargı silahını daha da acımasızca kullanarak, korkuyu daha da yayarak uzatılabilir.
Bu rejim Erdoğan’la birlikte bitecek
Ne yazık ki, yapılan işler Külliye’deki havanın hiç de böyle olmadığını, Anayasa ve kanunları es geçme pahasına bu rejimi sürdürme gayretinin devam ettirilmeye çalışılacağını gösteriyor.
Ama şimdiden ortaya çıkan iki gerçek var.
(*) Kurulan bu tek adam rejimi Erdoğan’dan sonra sürdürülemeyecek.
(*) AKP daha şimdiden “Türkiye’nin en büyük partisi” olma, “Bütün Türkiye’nin partisi olma” özelliğini kaybetti.
(*) En kesini de Erdoğan sonrası bu partinin yerini artık eski DYP ve eski ANAP’ın yeri olacağı…
Dün Merkez Bankası’nın faiz yükseltmesi Külliye rejiminin kapanış gongunu çaldı
İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanına ve seçilmiş öteki belediye başkanlarına karşı yapılan yargı darbesi Külliye Rejiminin tartışılma sürecini başlattı.
(*) 19 Mart sabahından itibaren Merkez Bankasının 50 milyar dolar döviz satmak zorunda kalması,
(*) Dün de faizleri yükseltme kararı Külliye Rejimi döneminin ekonomik alanda kapanışının ilk işaretleriydi.
Hiç kuşkusuz önümüzdeki ay gelecek anketler bunun siyasi kapanış gongunu daha da yüksek sesle çalmaya başlayacak.