Ruhi deneyimler, yani dua etmek, bir ayine katılmaktan yoga ve meditasyon yapmaya kadar varan deneyimler genellikle huzur ve ilham kaynakları olarak görülür. İnsan kendisine döner, kendisinden yüce bir şeyin varlığı altında huzur arar.
Ancak Viyana Üniversitesi’nden araştırmacılar, bu deneyimler sırasında sıkılma gibi olumsuz duyguların sıklıkla yaşandığını ortaya koydu. Araştırmaya katılanlar, ayin veya meditasyon sırasında sıkıldıklarını söyledi çoğunlukla.
Peki ama nedir sıkılma?
Viyana Üniversitesi’nin Gelişimsel ve Eğitimsel Psikoloji Bölümü akademisyenleri tarafından yapılan ve Nature Communications Psychology dergisinde yayınlanan araştırma işe “sıkılma” adı verilen duygunun ne olduğunu tanımlayarak başlamış.
Buna göre sıkılma, zaman algımızın bozulup zamanın geçmek bilmediğini düşündüğümüz, bir türlü odaklanamadığımız ve bizde bulunduğumuz durumdan kaçma isteği yaratan hoş olmayan duyguların toplamı anlamına geliyor.
Peki ne olduğunda sıkılıyoruz?
Sıkılmanın ne demek olduğunu tanımlayan psikologlardan biri olan Viyana Üniversitesinden Thomas Götz, neden sıkıldığımızı basitçe anlatıyor.
Ona göre karşı karşıya kaldığımız durum bizim için çok zorlayıcısıysa sıkılıyoruz ama tam tersi de geçerli: Durum son derece basitse, sizin için hiç zorlayıcı değilse yine sıkılıyoruz. Yaptığımız şeye veya bizden beklenen şeye yeterince yüksek değer atfetmiyorsak sıkılıyoruz.
Sıkılmanın Nedenleri ve Sonuçları
Araştırma, yoga, meditasyon, sessiz inzivalar, Katolik ayinleri ve hac ziyaretleri gibi beş ruhsal bağlamda 1200’den fazla yetişkinle gerçekleştirildi. Sonuçlar, ruhsal sıkılmanın başlıca tetikleyicilerinin aşırı veya yetersiz zorlama hissi ve kişisel ilginin eksikliği olduğunu gösterdi.
Araştırmaya katılanlara dini veya ruhsal deneyim sırasında ne kadar sıkıldıklarını 1 ile 5 arasında notlamaları istendi. 1 çok sıkılmak, 5 ise hiç sıkılmamak anlamına geliyordu. Katılımcıların ortalaması 1,91 çıktı. Yani çok sıkılmaya yakın.
Kriz Zamanları ve Anlam Arayışı
Küresel krizler döneminde, daha fazla insan ruhsal deneyimlerden yön bulmayı umuyor. Ancak araştırma, sıkılmanın bu süreci engelleyebileceğini gösteriyor. Götz, ruhsal deneyimlerin bireysel olarak uyarlanması ve anlamının tekrar vurgulanmasının önemine dikkat çekiyor.
Bu ilk ruhsal sıkılma çalışması, yeni bir araştırma alanı açtı ve ruhsal uygulamalardaki sıkılmanın olumsuz etkilerini ortaya koydu.