Türkiye, geçen yılın ekim ayının sonundan beri siyasi gerginlik içine girmeye başladı, gerginlik adım adım tırmandı ve 19 Mart sabahı CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla zirve noktasını gördü.
Siyasi gerginlik ekonomik tedirginliğe ve güvensizliğe neden oldu. 2023 Haziran ayında Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı olması, Merkez Bankası yönetiminin değişmesi ve anti-enflasyonist politikaların uygulanmasıyla Türkiye’de özellikle vatandaşlar hem KKM hesaplarından hem de sıradan döviz mevduat hesaplarından çok ciddi miktarda doları bozmuş ve TL’ye cinsi yatırımlara dönmeye başlamıştı. Bu sayede Merkez Bankası rezervi artmıştı.
Ancak Ekim sonunda başlayan tedirginlikler vatandaşların bu eğilimini değiştirdi, bu yılın başından itibaren yavaş ama düzenli biçimde dolar mevduatında artış görüldü. Derken 19 Mart operasyonuyla birden bire TL’ye olan güvensizlik patladı, vatandaş yeniden hızla dolara döndü. O kadar ki, bu yılın başından beri parite etkisinden arındırılmış biçimde bakıldığında vatandaş 16.9 milyar doları bankaya koymuş gözüküyor ama bu miktarın yarısı son 40 günde alındı.
Ekonomi gazetesinden Şebnem Turhan’ın haberine göre 19 Mart sarsıntısı sonrası yurtiçi yerleşikler yönünü yeniden dövize döndü. Merkez Bankası verilerine göre 2019 yılının ilk 16 haftasındaki parite etkisinden arındırılmış olarak 21.2 milyar dolarlık döviz mevduatı artışının ardından bu yılın aynı döneminde 16.9 milyar dolar yükseliş yaşandı. Böylece son 6 yılın en yüksek dolarizasyonu yaşanırken Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre mevduatta da dolarizasyon oranı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasıyla 14 Mart ile biten haftada yüzde 40,26 iken 18 Nisan ile biten haftada yüzde 42,5’e yükseldi. 5 haftada mevduatta dolarizasyon 2.2 puanın üzerinde arttı. 19 Mart’tan bu yana yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduat yükselişi de 9 milyar dolara dayandı.
Swap hariç net rezerv 45 milyar dolar geriledi
Ekonomistlerin, Merkez Bankası’nın ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının da en dikkat çektiği nokta Türkiye’de yurtiçi yerleşiklerin dövize eğiliminin artması. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan son olarak geçen hafta ABD’de yaptığı sunumda da döviz mevduatlarındaki değişime vurgu yaparken geçen hafta Cuma günü Türkiye gözden geçirmesine ilişkin notunu yayımlayan S&P de net döviz rezervlerindeki azalmanın yoğunlaşması halinde notun düşürülebileceğini ifade etti. 19 Mart’tan bu yana Merkez Bankası artan döviz talebini karşılamak ve döviz kurlarındaki sert artışların önüne geçmek için döviz satışını sürdürüyor. Ekonomistlerin hesaplamalarına göre 19 Mart’tan bu yana yaklaşık 50 milyar dolara yakın satış yapıldı. Bu dönemde swap hariç net döviz rezervi 65.4 milyar dolardan 18 Nisan itibariyle 20.4 milyar dolara geriledi. Swap hariç net rezervde 19 Mart sarsıntısından bu yana kayıp 45 milyar oldu.
Bu yılki artışın yarısı 19 Mart sonrasında
Merkez Bankası’nın döviz satışının sürdüğü bu haftalarda yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduat artışı hızlandı. Merkez Bankası verilerine göre 19 Mart’tan bu yana yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı parite etkisinden arındırılmış olarak 8 milyar 794 milyon dolarla 9 milyar dolara dayandı. Bu artışın 3 milyar 810 milyon doları yurtiçi yerleşik gerçek kişilerin döviz mevduatındaki artıştan, 4 milyar 984 milyon doları da yurtiçi yerleşik tüzel kişilerin döviz mevduat artışından kaynaklandı. Merkez Bankası verilerine geçen yıl sonundan bu yana bakıldığında ise 16 milyar 884 milyon dolara ulaştı. Yani 19 Mart’tan bu yana yaşanan artış bu yılın başından itibaren yaşanan döviz mevduat artışının yarısını oluşturmayı başardı.
19 Mart sonrası gerçek kişilerin talebi arttı
Yılın ilk 16 haftasında yaşanan parite etkisinden arındırılmış döviz mevduat artışının 5 milyar 484 milyon doları gerçek kişilerin, 11 milyar 400 milyon doları ise tüzel kişilerin döviz mevduat artışından kaynaklandı. Yılbaşından bu yana yaşanan döviz mevduat yükselişinin yüzde 68’i tüzel kişilerin talebinden yüzde 32’si de gerçek kişilerin talebiyle oluştu. Ancak 19 Mart sonrasında bu trend değişim gösterdi. 19 Mart sonrası yaşanan artışın 3 milyar 810 milyon doları gerçek kişilerden, 4 milyar 984 milyon doları tüzel kişilerden yani yüzde 43,33’ü gerçek kişilerin, yüzde 56,67’si tüzel kişilerin yükselişinden oluştu. Gerçek kişilerin dövize olan talebinin 19 Mart sonrası hareketlenmesi en kritik konuyu oluşturuyor.
2019 yılından sonraki en yüksek artış
Geriye dönük bakıldığında ise bu yılın ilk 16 haftasında yaşanan parite etkisinden arındırılmış döviz mevduat hesaplarındaki artış 2019’dan bu yana görülmedik seviyede yüksek. Merkez Bankası verilerine göre 2019 yılında yılın ilk 16 haftasında döviz mevduatı 21 milyar 199 milyon dolar yükseldi. Bu artışın 12 milyar 344 milyon doları gerçek kişilerden, 8 milyar 854 milyon doları da tüzel kişilerin talebiyle yaşandı. Yani 2019 yılında gerçek kişilerin parite etkisinden arındırılmış olarak döviz mevduat artışı toplamın yüzde 58’ini oluştururken tüzel kişilerinki yüzde 42’sini oluşturuyordu. 2019 sonrasında ise döviz mevduat artışı özellikle 2021 yılında devreye alınan kur korumalı mevduat ile birlikte düşüş eğilimine girdi. Ancak bu durum dolarizasyonu azaltmadı. Kur korumalı mevduat getirisi de dövize endeksli olduğu için ekonomistler dolarizasyon oranını hesaplarken kur korumalı mevduat hesaplarını da dahil ediyor. 2021 yılında döviz mevduatları yılın ilk 16 haftasında parite etkisinden arındırılmış olarak 6 milyar 58 milyon dolar, 2022 yılında aynı dönemde 20 milyar 96 milyon dolar geriledi. 2023 yılında ilk 16 haftada düşüş 7 milyar 517 milyon dolar oldu. 2024 yılında Haziran 2023’ten sonra devreye alınan ve KKM hesaplarının düşüşünü hedefleyen programlar sonrasında ise döviz mevduat artışı yılın ilk 16 haftasında 2 milyar 823 milyon dolar oldu. Bu artışın tamamı ise gerçek kişilerin talebinden kaynaklandı.
19 Mart’tan bu yana 11.8 milyar doları aşan satış
Yurtiçi yerleşikler 19 Mart sarsıntısı sonrası döviz mevduatını artırıp TL’den uzaklaşırken yabancı yatırımcı çok daha hızlı bir kaçışa imza attı. Merkez Bankası verilerine göre 19 Mart sonrasında yurtiçi yerleşiklerin devlet tahvillerinde net satışı 8 milyar 621,6 milyon dolara ulaşırken hisse senetlerinde net çıkışı 1 milyar 565 milyon dolara ulaştı. Yurtiçi yerleşik bankaların yurtdışı şubeleri haricinde Hazine’nin ihraç ettiği Eurobondlardan yabancı yatırımcının 19 Mart sonrası satışları da 1 milyar 645 milyon doları geçti. Böylece devlet tahvili, hisse senedi ve Hazine Eurobond’larında yabancının 19 Mart sonrası satışı 11 milyar 831 milyon dolara ulaştı. Yılbaşından bu yana yabancı hisse senedinde 550 milyon dolar, devlet tahvillerinde 5 milyar 53 milyon dolar net satıcı konumunda bulunuyor. Yabancının devlet Eurobondlarında bu yıl başından itibaren net çıkışı da 1 milyar dolar seviyesinde.
19 Mart sonrası döviz sepeti %7 yükseldi
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik operasyon sonrasında bir süredir yatay seyreden kurlarında yükseliş hızlandı. Dolar/ TL yılbaşından bu yana yüzde 8,68, Euro/TL yüzde 19,11 yükseliş gösterdi. Dolar ve Euro’nun eşit ağırlıklı yer aldığı döviz sepetinde aynı dönemdeki yükseliş ise yüzde 13,72 olarak hesaplandı. Yine 19 Mart sonrasına bakıldığında kurlardaki hareketin çok daha hızlı olduğu ortaya çıkıyor. 19 Mart sonrasında dolar/TL’deki yukarı yönlü hareket yüzde 4,81 olurken, Euro/TL’de yüzde 8,75’i buldu. Döviz sepetinde aynı dönemde yükseliş ise yüzde 6,91 oldu.