Cumhuriyet Halk Partisi, cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bir şafak baskınıyla gözaltına alındığı 19 Mart gününden beri yaptığı mitingleri dün akşam tam da İmamoğlu’nun tutuklu olarak yattığı Silivri cezaevinden birkaç kilometre uzakta, Silivri ilçe merkezinde sürdürdü. Mitingde konuşan CHP lideri Özgür Özel, İmamoğlu için yapılan imza kampanyasına ilişkin olarak, “15 milyonu geçtik. Atılan her imza içeride tutuklu bulunan olası cumhurbaşkanı adayları, başta İmamoğlu, Ümit Özdağ, Selahattin Demirtaş’ı özgürleştirecek imzalardır!” dedi. Özel, “Erdoğan utanmadan, ülke güvenliğini tehdit eden uluslararası ayağı olan kolları Anadolu’ya uzanan ahtapot tipinde bir suç örgütü ortaya çıktı diyor. Hayatımda duyduğum en büyük iftira. Önce kendini savcının yerine koyuyordu, şimdi hakimin yerine koymuş” ifadeleriyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi.
CHP’nin başlattığı ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinglerinin dün akşamki adresi Silivri oldu. CHP lideri Özgür Özel, CHP İstabul İl Başkanı Özgür Çevik, üniversiteli ve liseli öğrenci temsilcileri ve Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin Silivri ayağında konuşma yaptı. Oldukça kalabalık ve canlı geçen mitingde Ekrem İmamoğlu’nun mesajı da okundu.
İmamoğlu: Davaların asıl savcısı olduğunu bu millet çok iyi biliyor
İmamoğlu, Silivri Atatürk Meydanı’nı dolduran kalabalığa alana yalnızca 11 kilometre uzaklıktaki hücresinden seslendi. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “İBB Başkanı’yken bugün bana yöneltilen türde iddialarla yargılandın ama bir tek gün bile tutuklanmadın. Hapis cezası aldığın davada, yine tutuksuz yargılandın. Sen yargılanırken geçerli olan kurallar, ben yargılanırken niçin geçerli olmuyor? Tutuksuz yargılanırsam, sokakta, meydanda olurum, milletimin gözünün içine bakarak gerçekleri anlatırım diye mi çekiniyorsun? Tutuksuz yargılanmamdan niçin korkuyorsun? Silivri’deki davaların asıl savcısı olduğunu, bu millet çok iyi biliyor” diye seslendi.
Mesajına, “Güzel Silivri’nin temiz kalpli, yiğit insanları, sevgili hemşerilerim, kıymetli komşularım; biliyorsunuz, 6 yılda Silivri için çok şey yaptık” sözleriyle başlayan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Dar gelirli hemşehrilerimizin, çiftçilerimizin yanında olduk. Büyük yatırımlarla, yepyeni hizmetlerle Silivri’de hayatın her alanını iyileştirdik, güzelleştirdik. Biz, Silivri’nin doğal ve tarihi değerlerini korumaya, tarım ve turizm imkanlarını geliştirmeye odaklanmışken, iktidar da Silivri zindanını doldurmakla meşguldü. Ekonomide, icraatta, vatandaşın refahını artırmada başarı gösteremeyen tek adamcı iktidarlar hep böyle yaparlar; vatandaşı baskı altına almaya, siyasi rakiplerini saf dışı bırakmaya uğraşırlar. Güzelim Silivri’nin bir zindanla anılmasına sebep olanlar, milletin iradesini yok sayıp, siyaseti yargı eliyle düzenlemek isteyenlerdir. Gerçeği dile getiren, hakkını arayan, özgürlük ve adalet isteyen herkes için ülkeyi zindan etmeye çalışıyorlar. Sadece, kendi çizdikleri sınırın dışına çıkmayan ve asla seçim kazanamayacak bir muhalefete tahammülleri var. Kendinden başkasına özgürlük tanımayan, adalet duygusunu yitirmiş bu iktidar, Türkiye’ye huzur ve barış getiremez. Refah ve mutluluk getiremez.”
“Her türlü bedeli ödemeye hazır olarak bu yola çıktım”
“Biz, herkesin kendini özgür hissettiği ama kimsenin özgürlüğünün başkasına zarar vermediği, adaletli bir Türkiye için yola koyulduk. Yolumuz, ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Özgürlüğün, eşitliğin, adaletin dayanak noktası milli egemenliktir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur. Bu, çok onurlu ve meşakkatli bir yoldur. Ben, her türlü bedeli ödemeye hazır olarak bu yola çıktım. Yıllardır ne kumpaslar ne iftiralarla mücadele ediyorum. Soruşturulmaktan, yargılanmaktan korkmam, yılmam. Ama biri var ki, benim tutuksuz yargılanmamdan bile ödü patlıyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a soruyorum: İBB Başkanı’yken bugün bana yöneltilen türde iddialarla yargılandın ama bir tek gün bile tutuklanmadın. Hapis cezası aldığın davada, yine tutuksuz yargılandın. Sen yargılanırken geçerli olan kurallar, ben yargılanırken niçin geçerli olmuyor? Tutuksuz yargılanırsam, sokakta, meydanda olurum, milletimin gözünün içine bakarak gerçekleri anlatırım diye mi çekiniyorsun? Tutuksuz yargılanmamdan niçin korkuyorsun? ‘Tutuklama kararını ben vermiyorum, hakim veriyor’ diyerek kimseyi kandıramazsın. Yargıya nasıl hükmetmeye çalıştığını, mahkemeler üzerinde uyguladığın baskıyı bu millet çok iyi biliyor. Silivri’deki davaların asıl savcısı olduğunu, bu millet çok iyi biliyor.”
“İktidarlar gelir gider, millet kalır”
“Sevgili dostlarım, kardeşlerim; adaletini yitirmiş bir iktidar, temelsiz bir binaya benzer, muhakkak yıkılır. Bir kişinin bile haksız yere hapiste olmadığı, en ağır suçları işlemiş olanların bile adil yargılandığı, hiçbir suçlunun cezasız kalmadığı, adaletli bir Türkiye’yi mutlaka kuracağız. Yalnız adliyelerde değil, sokakta, pazarda, işyerinde, okulda, hastanede, herkes için her yerde adaleti hakim kılacağız. Gelirde, vergide, imkan ve fırsatlarda adaleti hakim kılacağız. Özgür ve adil bir ülkede yaşamanın huzuruyla birbirimize daha çok bağlanacak, birlikte çok daha güçlü bir ülke olacağız. Kendinize güvenin. Sizler, bu ülkenin sahibisiniz. İktidarlar gelir gider, millet kalır. Millet büyüktür. Milletin sevgisiyle ısınan Silivri değil, milletin ahıyla buz tutmuş saraylar soğuktur. Kalın sağlıcakla. Ekrem İmamoğlu.”
Dilek İmamoğlu: Bugünlerin bitmesi yakın
CHP İstanbul İl Başkanı özgür Çevik’in ekrem İmamoğlu’nun mesajını okumasının ardından bu kez kürsüye eşi Dilek Kaya İmamoğlu geldi. Onun konuşmasından satır başları şu şekilde:
“Silivri, son yıllarda ülkemizde yaşanan haksızlığın, hukuksuzluğun bir simgesi haline geldi. ‘Silivri soğuktur’ sözü, demokrasi mücadelesi veren herkesin üzerine kurulan baskının bir ifadesi oldu. Silivri zindanları, bu ülkenin demokrat, dürüst, haksızlık karşısında susmayan insanların adresi oldu. Silivri, gözü yaşlı annelerin, sevdikleriyle kavuşmayı bekleyen eşlerin, annelerinin, babalarının hasretini çeken çocukların ziyaret merkezi oldu. Ama bugünlerin bitmesi yakındır.
Bu ülkeyi demokrasinin ışığıyla, eşit, adil ve aydınlık yarınlara taşıyacak umut, inanıyorum ki Silivri’nin simgeleştiği demokrasi mücadelesinde olacaktır. Selam olsun haksızca, hukuksuzca tutsak edilenlere. Büyük bir demokrasi mücadelesi verenlere selam olsun. Dayanışmanın gücüyle Silivri’dekilerin gönlünü ısıtanlara selam olsun. Selam olsun haktan, hukuktan, adaletten yana olanlara. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, güzel günler çok yakında. Kalın sağlıcakla. Hepinizi çok seviyorum.”
Özgür Özel’den savcılara: “Zekeriya Öz’ün sonunu yaşamak istemiyorsanız akıllı olun!”
Mitingde en son CHP lideri Özgür Özel söz aldı. Onun konuşmasından satır başları şöyle:
“Bu akşam Silivri’deyiz. Güzel insanlarının omuz omza yan yana olduğu adı güzel kendi güzel Silivri’deyiz. Akrabalarımı ziyarete geldim buraya. Size söz veriyoruz, Ekrem Başkan’ın Cumhurbaşkanlığında Silivri’yi ‘Özgürlükler ve Demokrasi Müzesi’ yapacağız.
2008’de 2011’de bu ülkenin şerefli askerlerine, gazetecilerine FETÖ kumpasları kurdular. Dönemin Başbakanı o zaman kendisini o davaların savcısı ilan etmişti. askerler tutsak edilmiş, tüm aydınlar susturulmaya çalışılmıştı. Dönemin Başbakanının zırhlı araç verdiği, arkasında ben varım dediği Zekeriya Öz diye bir savcı vardı. O gün o beyefendinin havasından yanına yaklaşılmıyordu. Kibirliydi, kimi isterse alıyor, en dokunulmazlara dokunuyor, onları itibarsızlaştırıyordu.
Tayyip Erdoğan’ın önünü açıyor, etrafında temizlik yapıyordu. Gün geldi, 15 Temmuz darbesinde o Erdoğan’ın ne istedilerse verdiği, altlarına verdikleri tanklarla milleti ezmeye, kaldırdıkları uçakla Meclis’i bombalamaya çalıştıklarında sıçan gibi ülkeyi ilk terk edenlerden birisi o kudretli Zekeriya Öz olmuştu. Şimdi bugün de Erdoğan’ın yetki verdiği kendisi için siyasi operasyonlar yaptırdıklarına açıkça sesleniyorum, kanuna aykırı, gizlilik ve masumiyet karinesini hiçe sayan, bir takım internet sitelerine yalanlarınızı gerçek gibi verdiğiniz ve birtakım gazetelerle insanlara itibar suikasti yaptığınız süreçler unutulmaz. Eğer Zekeriya Öz’ün sonunu yaşamak istemiyorsanız akıllı olun, hukuktan ayrılmayın, iftiracı olmayın!
O gün Zekeriya Öz’ün arkasında duran Erdoğan döndü Rabbim ve milletim beni affetsin dedi. O gün kurulanlar ne kadar kumpas ise bugün Ekrem Başkan’a ve arkadaşlarımıza kurulanlar da en az o kadar kumpastır. Sakın yarın karşımıza çıkıp da aldatıldım, beni affedin demesin bunun hesabını millet senden soracak. bu süreç geçtiğimiz sefer şöyle söylüyorlardı, ordunun içinde bir yapılanma var, darbe yapacak, biz demokrasiyi savunuyoruz diyorlardı. Bırakın, demokrasiyi savunmayı şimdi daha bir yıl önce Silivri belediye başkanını seçmişken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını seçmişken, bu karardan rahatsız oldular. Hem geçmiş seçimin Belediye Başkanına hem de milletimiz takdir ederse bir sonraki Cumhurbaşkanına darbe girişiminde bulundular.
“Çatalca Müftüsü’yle bu Nurettin’i birlikte yuhalayın!”
Şüphesiz her darbenin bir karargâhı vardır. Bu darbenin karargâhı Beştepe’dir. Bu darbenin mühimmatı yalandır, iftiradır. Önce terör diyip, milliyetçi seçmenin hassasiyetleriyle bizi bölmeye çalıştılar. 19 Mart günü İstanbul’a gelip Saraçhane’ye gidip oradan bilhassa gençlere yaptımız çağrıyla o gün 19 Mart günü Saraçhane’yi dolduran en başta üniversiteliler olmak üzere siz gençlere teşekkür ediyorum.
YTÜ’lüler, Boğaziçililer koşup gelince darbeciler neye uğradığını şaşırmışlardı. Şimdi o Boğaziçili öğrencilerden intikam almaya çalışıyorlar. Boğaziçililerin haklı tepkilerini ortamı terörize etmeye çalışıyor gibi göstermeye çalışıyorlar. Bakın Boğaziçi’nde neler oluyor çoğu kanal anlatmıyor. Yazıklar olsun ki ne TRT ne merkez medya işin özünü anlatmıyor.
Boğaziçi’nde olanlar şudur; Nurettin Yıldız isimli selefi karanlıktan beslenen adamın lafı şudur, buluğ çağından önce bir çocuk evlenebilir, çocuklar arası nikah olabilir. Mesela 7 yaşında bir kız çocuğu 25 yaşında bir adamla nikahlanabilir diyen bir namussuz bu. Volkan Konak ölünce arkasından ölünce ona söven Çatalca Müftüsü’yle bu Nurettin’i birlikte yuhalayın! Bu adamı konuşma yapmaya çağıran kayyum rektör Naci İnci’ye de yazıklar olsun.
“Osmanlı tokatı atmaya niyetlenenler, İstanbul’da demokrasi tokadı yediler”
Kayseri’deki AKP’ye oy veren Mahmut abime, Konya’daki Rukiye teyzeme, Trabzon’daki Emine ablaya söylüyorum, 7 yaşındaki çocuk evlenebilir diyen böylesi bir adama davet çıkaran AKP’nin rektörüne ne demeli, AKP’nin başına ne demeli. Siz 7 yaşındaki torunuzu 20 yaşındaki birine verilebilir diyenlere karşı hepimizin evlatlarını savunan Boğaziçi’nin aslan evlatlarına ne konuşuyorlar ya!
Boğaziçi’ne uzanan o karanlık ellere diyorum ki Boğaziçi’ni provoke eden sizsiniz, marjinal sizsiniz! Bugün Silivri’deyiz. Öncelikle şunu ifade etmek isteriz ki Recep Tayyip Erdoğan, her seferinde kumpas davaları görülürken, temiz eller operasyonu yapıyoruz, yargıya saygı duyun diyordu. O yargının ne kadar kirli, hak yiyen bir yargı olduğu ortaya çıktı. 2019 seçiminde usulsüzlük var fark hırsızlıkla oldu, seçim yeniden yapılınca göreceksiniz Osmanlı tokadını diyordu. Noldu Osmanlı tokatı atmaya niyetlenenler, İstanbul’da demokrasi tokadı yediler.
Şimdi o Erdoğan utanmadan, ülke güvenliğini tehdit eden uluslarası ayağı olan kolları Anadolu’ya uzanan ahtopot tipinde bir suç örgütü ortaya çıktı diyor. Hayatımda duyduğum en büyük iftira. Önce kendini savcının yerine koyuyordu, şimdi hakimin yerine koymuş. Bundan 55 gün önce bir ay sonra birbirlerinin gözlerinin içine bakamayacaklar diyordu. 30 değil 55 gün geçti. Akrabalarımın gözünün içine bakıyorum, yarın Ekrem Başkanlayım. Eğer cesaretiniz varsa, ben arkadaşlarıma güveniyorum, yargılamayı TRT’den yayınlayın da göreyim!
“Bu darbenin mali ayağı Mehmet Şimşek, 2 yıldır para biriktiriyordu”
Erdoğan’ın iddia ettiği, yalancı şahitlerin iddia ettiği her şey boşa çıktı. Meşe, çınar, ladin diye üç odun buldular, onlara iftira attırdılar. Baskılara karşı arkadaşlarını satmayanlara, iftiracı olmayanlara bin selam olsun!
Silivri’de yatan başta Ekrem Başkan’a ve arkadaşlarımıza selam olsun. Defalarca kez beraat ettiği halde Tayyip Bey’in zihninde mahkum edilmiş Osman Kavala’ya selam olsun. Yarın duruşmaya çıkacak Esila Ayık’a selam olsun. Ümit Özdağ’a selam olsun. Edirne’de yatan Selahaddin Demirtaş’a, Kandıra’da yatan Figen Yüksekdağ’a selam olsun.
Bu darbenin mali ayağı Mehmet Şimşek, bu darbe yapılabilsin diye 2 yıldır para biriktiriyordu. Mehmet Şimşek’e bir kez daha hatırlatıyorum ki dünyanın neresine gidersen git senin peşini bırakmayacağız, darbeci olduğunu herkese açıklayacağız. O parayla bütün çiftçilerin borçlarını ödeyebilirdik. Emeklilere 30 bin lira emekli maaşı verebirdik. Atanmayan 1 milyon öğretmeni atayabilirdik.
“İmamoğlu, Ümit Özdağ, Selahattin Demirtaş’ı özgürleştirecek imzalardır!”
O sandık gelecek. Hele AKP ile MHP biri 2. parti biri 5. parti pençüdi ittifakı sizin hesabınızı millet bozacağız. Türkiye’nin 2. partisiyle 5. partisinin oyun kurma kabileyi yoktur. Türkiye’nin yarınlarında kurulduğu günden bu yana Cumhuriyet Halk Partisi vardır. Bir büyük imza kampanyasını hep birlikte sürdürüyoruz. 15 milyonu geçtik. Atılan her imza içeride tutuklu bulunan olası cumhurbaşkanı adayları, başta İmamoğlu, Ümit Özdağ, Selahattin Demirtaş’ı özgürleştirecek imzalardır!
Sayın Devlet Bahçeli 100 milyon imza toplasanız ne olur diyor, bakın 100 milyon imza demek bütün Türklerin imzasını alsan ne olur demektir. Sayın Bahçeli tarih senin kötülüklerini de yazacak.”