Dün sadece söyledikleri ile değil söylemedikleri ile de tartışma yaratan PKK’nın fesih açıklamasını Derrida’cı yöntemle yapıbozumuna uğratıp anlamaya çalışmıştım.
Bu metodla yaptığım çalışma sonucunda metnin asıl amacı hakkında ne yazık ki pek de hoş olmayan bir sonuca varmıştım
Bugün ikinci bir fikir alayım diye aynı metni dil felsefesi üzerine ondan daha iyisini zor bulacağınız Ludwig Wittgenstein’ı devreye soktum.
***
PKK’nın Lozan anlaşmasını ve 1924 anayasasını tartışmaya açan yazılı metni, daima sanki gerçek amaçlarını söylememek için laf kalabalığı yapıyorlarmış duygusunu bende uyandırıyordu.
***
Bu gibi durumlar için Wittgenstein ‘eğer konuşamıyorsanız, o zaman sessiz olun’ demişti.
***
Yani Wittgenstein eğer bir fikir ya da kelime bizlerin onu anlaşılır kılma, kavrama yeteneğimize meydan okuyorsa veya bunu yapmamızı imkansızlaştırıyorsa, bu durumda konuşmak yerine sessiz kalmanın daha doğru olacağını söylemişti.
***
PKK’nın açıklaması bence söyledikleriyle değil söylemedikleri ile ön plana çıkıyor
Bu nedenle Wittgenstein’ın dediği gibi baştan essiz kalsalardı daha iyi olacaktı gibi geliyor bana.