Siyasetle benim gibi az olsa dahi ilgili olan hepimiz doğal olarak İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehir çevrelerine ilgi yoğunlaşması yaşıyoruz. Bu doğal olabilir, bir şey demiyorum ama bu ilgimizi böyle odaklandırdığımızda ülkenin başka yerlerinde olan ve olmakta olan güzel gelişmelerden haberdar olmayabiliyoruz. Böylece ilerisi için umut verecek büyük potansiyel içeren, yeni güçler gözden kaçabiliyor.
***
Çoğumuzun içgüdüsel olarak bildiğine emin olduğum bu gerçeği ben somut olarak, konuşmacı olarak katıldığım bu yıl sekizincisi düzenlenen Merzifon Kitap Fuarı’nda gördüm.
***
Fuar alanında konuşma sıramı beklerken halkçı, insanı öne çıkaran beleciyecilik yapıldığında insanların belediye başkanlarına ne kadar büyük sevgiyle yaklaştıklarını net biçimde gördüm.
Merzifon gayet tabii ki CHP seçmeni ağırlıklı olan bir yer. Ama doğal olarak her partiden yurttaş yaşıyor ortada. Benim gördüğüm hangi partiden olursa olsunlar genç ve dinamik belediye başkanları Alp Kargı’ya büyük sevgi ve saygıyla yaklaştıklarıydı. Kiminle konuştuysam başkandan bahsederken herkesin gözleri parlıyordu.
Bir başka güzel deneyim daha yaşadım. Belediye başkanlığı ‘kitap herkesi buluşturur’ sloganı ile örgütlenmiş kitap fuarında kitap satın almak isteyenler için para kuponları bastırmış. Diyelim ki, 100 liralık bir kitap alacaksınız bu kuponu verdiğimizde cebinizden sadece 50 lira çıkıyor. başkan ile sohbet ederken ilk ve orta okul yaşlarındaki çocukların Alp beyin önünde sıra olup tek tek kupon istediklerine şahit oldum. Harika, insana ülkesinin geleceği açısından umut veren bir görüntüydü bu. Merzifon’da başkan sayesinde kitap okuyan yeni bir kuşak yetişiyor.
***
Daha sonra insanlarla sohbet derken Belediye’nin sadece kültürel faaliyetlere yoğunlaşmadığını ve örneğin ihtiyaç sahibi eş bin küsur insana evde her türlü bakımı verdiğini (80 bin küsurlu bir yerde bu büyük bir oran), içme suyu gibi yeni projeleri ile tam bir insana değer veren belediyecilik yaptığını gördüm.
***
Benim konuşmam son kitabım ’Trump ve Zamanın Sonu’ hakkındaydı. Yayın yönetmenim Serap Çakır’ın yönlendirmesiyle bence akıcı bir konuşma oldu ve dinlemeye gelenler çok güzel, düşünceli sorunlar sordular, bence çok güzel bir akşamüstü yaşadık.
***
Konuşma sonrasındaki kitap imza bölümü ise bir başka alemdi.
Merzifon’un aydınlık beyinli güzel insanlarının bir bölümünü imza sırasında tanıma fırsatını buldum. Varlıklarından onur duyduğum bu insanlara buradan tekrardan gönülden bir selam göndermek istiyorum.
***
Alp Kargı’nın adını önümüzdeki yıllarda çok duyacağımıza ve onun ukusal siyasette önemli bir varlık göstereceğine eminim. Türkiye’nin onun gibi yaratıcı, dinamik siyasetçilere ihtiyacı var.