İsmet Berkan bizim ‘Ölü Yayın Yönetmenleri Derneği’nin üyesidir. O da tabii ki derneğin diğer üyeleri gibi tamamen çıldırma yolunda emin ve istikrarlı adımlarla ilerliyor.
Derneğimiz üyelerine karşı bu laflarla haksızlık ettiğimi düşünüyorsanız, ben de size derneğin ruh sağlığı en iyi olan üyesinin şu anda Ertuğrul Özkök olduğunu söyleyeyim de siz de durumun vehametini anlayın.
***
İsmet aslında uzaktan bakıldığında normal gibi görünebilir. başlarda beni de kandırıyordu bu sakin hali. fakat onun asıl ruh hali yazdığı yazılarda ortaya çıkıyor.
örneğin daha dün durup dururken. bunu yapması için ortada hiçbir provokasyon yokken benim vücudum hakkında ağır bir yazı yazdı.
***
yazı görünürde ‘Entropi’ kavramı üzerineydi.
işin temeline hiç inmesek bile sadece bu haliyle bile yazı İsmet’in acil müşahade altına alınmasının gerektiğini gösteriyordu bence.
günümüz Türkiye’sinde, bu vasat gündemimiz içinde, tv kanallarında her gün hep aynı insanların hep aynı konuları tartıştığı ve bunun da beğenilerek izlenilebildiği bir ortamda entropi ve içinde kuantum fiziği açıklamaları geçen bir yazı ile kamuoyunun önüne çıkmak o yazarın artık normale geri dönüşü olmayacak biçimde çıldırmış olduğunun kesin tıbbi kanıtı olmalıydı.
***
bu yazımı neden kendi vücudum hakkında saydığımı merak ediyorsanız onu da söyleyeyim.
ismet bilinçaltında ne yaptığını yazıda ele vermiş.
Yazıda bilinçaltı konusunda Freud’u ve hatta Lacan’ı bile kanıtlayan şöyle bir cümle de vardı: “Hatırlayalım, fizikte entropi “iş”e dönüşemeyen enerji demekti” demiş ölü yayın yönetmenleri derneğimizin kıymetli üyesi.
Adımı açıkça vermemiş ama ‘İşe dönüşmeyen enerji’ kavramı direkt olarak benim vücudumu anlatan bir şey.
şu anda vücudumun hangi organını ele alırsanız alın durum aynen işe dönüşemeyen enerji tanımına tam da uyuyor. hangi organı ele alırsanız alın dedim bilmem anlatabiliyor muyum?
Bence işe dönüşemeyen enerji tanımı bir tek beynime uymuyor hala daha. Cinsellik üzerine bir Magnum opus yazmaya girişmem de bununla ilgili olabilir. Cinsellik enerjim artık sadece beynimde işe dönüşebildiğinden kitaba giriştim bence.
***
Kırıldım mı İsmet’e doğruları yazdı diye, gayet tabii ki hayır kırılmadım çünkü artık böyle şeyler yapmamanın elinde olmadığını biliyorum. kızmak yerine karşılık olarak belki bir yazı yazmayı ben de düşünürdüm diyordum ama bunun için işe dönüşemeyen enerji eğer entropi demekse benim de tamamen işe dönüşen enerji’ye ne denildiğini yani entropi’nin karşında yer alan kavramı araştırıp bulmam gerekecekti, çünkü adam hiç durmadan çalışıp duruyor. Ama bunu yapmak için yeterli enerjiye sahip değildim.