İstanbul’un insanı çok üzen bir deprem matematiği var
26 Mayıs 2025

İstanbul bilim insanlarına soracak olursanız 100 yıldır depremini bekliyor. Ama gerçek korkulu bekleyiş bundan 26 yıl önce yaşanan Gölcük depreminden sonra başladı. Son olarak 23 Nisan’da Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından İstanbul’un korkusu yeniden depreşti.

Korkuların depreşmesinin haklı bir sebebi var: Kimse İstanbul’un depreme ne kadar hazır olduğundan emin değil. Ve maalesef şehrin insanı çok üzen bir de deprem matematiği var.

Oksijen’den Esen Dolma’nın haberine göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi olası 7.5 büyüklüğünde bir depremde şehirde 190 bin 800 binanın orta ve daha üst seviyede hasar görmesini bekliyor.

İstanbul’da 1 milyon 200 bin civarında yapı bulunuyor. Bunların yaklaşık 850 bini yani yüzde 70’i 2000 yılı öncesinde yapılmış yani 99 depremini görmüş durumda. Ama onların 1999 depreminde yıkılmamış olması insanı çok iyimser yapmıyor; çünkü bu binalar deprem yönetmeliği öncesi inşa edilmiş binalar. Güvenilirliklerinden kimse tam olarak emin değil. Belediyenin orta ve daha yüksek hasarlı 190 bin 800 bina beklentisi tamamen bu eski binalarla ve şehrin deprem riski daha yüksek ilçeleriyle ilgili.

Bu rakamın bir de devamı var. Eğer gerçekten 190 bin 800 bina orta ve daha üstü hasar alır kullanılamaz hale gelirse, bu 1 milyon 300 bin bağımsız bölümün, yani apartman dairesinin kullanılamaz hale gelmesi anlamına gelecek. Dolayısıyla depremden sonra İstanbul’da 3 milyona yakın kişinin acil barınma ihtiyacı ortaya çıkacak.

‘Hızlı Tarama ile Bina Tespiti’ projesi başlatıldı

İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi de bu 190 bin 800 binanın tespiti için 2020 yılında ‘Hızlı Tarama ile Bina Tespiti’ projesi başlattı. Bu kapsamda Kandilli ve İTÜ tarafından geliştirilen algoritmayla depremin en yüksek ivmeyle yaşanacağı ve yıkımın en yüksek olacağı bölgelerin, Büyükçekmece ve Küçükçekmece Gölü çevresindeki ilçeler olduğu tespit edildi. Ardından da Avcılar ve Silivri’de bina rölöve planları ile taşıyıcı sistemlerin beton ve demir dayanımı gibi özellikler incelenerek hızlı tarama yapılmaya başlandı. 2022 yılında ise vatandaşların da başvuru yapabilmesiyle birlikte hızlı tarama İstanbul geneline yayıldı.

Hızlı taramada her bir bina için 0’la 100 arasında bir deprem güvenlik oranı belirlendi. 0-25 arası ‘çok yüksek riskli’ veya E sınıfı, 25-50 arası yüksek riskli veya D sınıfı, 50-75 arası C, 75-100 arası B sınıfı kabul edildi. 100’ün üzerinde çıkan A sınıfı binalar ise olası bir depreme karşı sağlam olan binaları oluşturuyor.

Belediye bu tespitleri yaptıktan sonra bina bina gezmeye başlamış. Verilen bilgiye göre şu ana kadar 115 bin binaya gidilmiş ama bunların sadece 35 bininde gerekli teknik incelemeye izin verilmiş, geri kalan 80 bin binada kat maliklerinin hiç değilse bir bölümü “Kontrola gerek yok” demiş, belediyeye izin vermemiş.

2020’den bu yana 35 bin binada hızlı tarama gerçekleştirdiklerini söyleyen Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Murat Yün, bunların 6 bin 840’ı yani yüzde 20’ye yakınının ‘E sınıfı’, başka bir ifadeyle ‘çok yüksek riskli’ olduğunu söylüyor. Bununla birlikte başvuruların çoğunun ‘yumuşak zemin’ olan Avcılar, Silivri, Büyükçekmece ve Küçükçekmece ilçelerinden geldiğini de ekliyor: “Zaten bu nedenle yüksek riskli yani ‘D’ grubundakilerle birlikte bu oran yaklaşık yüzde 50’ye çıkıyor”

Kolonlar taşıyıcı özelliğini yitirmiş

E sınıfı binalarda en çok karşılaşılan sorunu ise “kolonların taşıyıcı özelliğini yitirmiş olması” şeklinde açıklıyor Yün. Diğer taraftan, 2022’de başvuru almaya başladıklarından bu yana ayda ortalama 150 başvuru aldıklarını, 6 Şubat depremlerinden sonra Şubat 2023’te bu sayının 122 bine çıktığını söylüyor. Mart ayında başvuru sayısının 28 bine, nisan ayında ise 2 bin 500’e düştüğünü ve “depremin giderek unutulduğunu” da ekliyor.

Bununla birlikte Yün’ün verdiği bilgilere göre, 6.2 büyüklüğündeki Silivri depremi de başvurularda bir miktar artışa neden olmuş durumda:

“Bu yılın başında ayda ortalama 250 başvuru alırken bu sayı nisanda 850’ye çıktı. Başvuruların çoğu da yine depremin daha şiddetli hissedildiği ve zemini sorunlu olan Avcılar, Silivri, Büyükçekmece ve Küçükçekmece ilçelerindendi”

Kabul oranı yüzde 30 seviyesinde

Şimdiye kadar 115 bin civarında binayı ziyaret ettiklerini söyleyen Yün, bunların yalnızca 35 bininde hızlı tarama gerçekleştirebilmelerinin nedenini ise şöyle açıklıyor: “Kentteki riskli binaların tespiti ve dönüştürülmesinde ana handikabımız kabul oranının yüzde 30 seviyesinde kalması. 6 Şubat’tan sonra kabul oranı yüzde 100’e çıkmıştı. Mart ve nisan aylarında bu oran yüzde 80’e, haziranda yüzde 50-60 arasına, temmuzda ise yine yüzde 30’lara düştü. Diğer komşular izin vermezse binayı işgal ediyor konumuna düşüyoruz.” 

Yün’e göre, kabul oranının düşük olmasının en önemli nedeni ise binanın riskli olmasının tespit edilmesi halinde yıkım sürecine girecek olması. İBB’nin hızlı taraması Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın riskli yapı tespiti gibi hukuken bağlayıcı değil. Ancak binanın riskli çıkması halinde İBB, önce 6306 sayılı kanuna göre bakanlık tarafından yapılması gereken riskli yapı tespitine başvurulması için bir yazı gönderiyor. Bina sakinleri bu yolu seçmezse ilçe belediyesi, o da yapmazsa İBB resen risk tespiti yaptırıyor.

Bakanlıktan 8 bin 500 lira, İBB’den 10 bin lira kira yardımı

Yün, tahliye kararı sonrası bina sakinlerinin mağdur olmaması için ise bakanlığın yaptığı kira yardımına ek olarak İBB Meclisi tarafından da hızlıca kira yardımı kararı alındığını söylüyor.

“Bakanlık tarafından yapılan 8 bin 500 liralık kira yardımına ek olarak İBB, mülk sahibine veya kiracıya 10 bin lira, bu kişiler emekli ise de 12 bin lira kira yardımı yapıyor”

2020’den bu yana İBB tarafından çok yüksek riskli olduğu tespit edilen 6 bin 840 binanın 842’sinin yani sadece yüzde 12’sinin ya dönüştürüldüğünü ya da yıkılarak kentsel dönüşüm sürecine girdiğini söyleyen Yün, “Bu, 8 bin 500 bağımsız bölüm ve 30 bin nüfusa tekabül ediyor. Ancak 6 bin 840 bina üzerinden bakarsak kentsel dönüşümü yapılması gereken toplamda 60 bin bağımsız bölüm, 213 bin de nüfus olduğunu söyleyebiliriz” diyor.

Yüzde 40 ila 65 arasında değişen oranlarda teşvik

Apartman sakinleri, kentsel dönüşüm için bir müteahhitle anlaşabilecekleri gibi İBB iştiraki olan KİPTAŞ’ın ‘İstanbul Yenileniyor’ projesine de başvurabiliyor. Yün, burada da gelir düzeyine göre yüzde 40 ila 65 arasında değişen oranlarda teşvik verildiğini anlatıyor:

“Geliri üç asgari ücretin altında olanlar yüzde 40-45, iki asgari ücretin altında olanlar da yüzde 60-65 oranında teşvikten yararlanıyor. Amacımız kısıtlı kamu kaynağını en riskli bölgeler için kullanarak dönüşümü tamamlamak. Çünkü İstanbul için kaybedecek vaktimiz yok. Kat malikleri de bu konuyu kendi yönetim kurullarında gündeme almalı.”

ÇOK OKUNANLAR