Türk şiirinin dev ismi Cemal Süreya, “Her ölüm erken ölümdür” demişti kendi ölümünü haber verdiği bir şiirinde ve şiirini “Üstü kalsın” diye bitirmişti.

Sami Yusuf’un ölümü erken, hem de çok erken bir ölüm. Çünkü Şanlıurfa Suruçlu Sami Yusuf Kaya sadece 6 yaşındaydı.

Kısacık ömründe ölmesini gerektiren hiçbir şey de yoktu üstelik. O gün neşe içinde oyun  oynuyor, Suruç’taki parkta bisikletiyle dolaşıyordu.

Sonra ansızın yere yığıldı. Başından kanlar akıyordu. Hemen hastaneye yetiştirildi ama yine de çok geç kalınmıştı. Polis tabiriyle bir “yorgun mermi” gelmiş, Sami Yusuf’u bulmuştu.

DHA’nın haberine göre olay, pazar günü Barış Mahallesi’nde meydana geldi. Evlerinin yakınındaki parkta bisiklet süren Sami Yusuf Kaya bir anda yere düşerek kanlar içinde kaldı. Durumu fark eden ailesi ve çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi.

İlk müdahalesi olay yerinde yapılan Kaya, ambulansla Suruç Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Beyin kanaması şüphesiyle tomografisi çekilen Kaya’nın başına mermi çekirdeği isabet ettiği belirlendi.

Buradan Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen Kaya, yoğun bakım ünitesinde doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı.

Peki o “yorgun mermi”yi kim ateşlemişti? Türkiye’de bireysel silahlanma çok büyük bir sorun. Silahlanma kadar büyük sorunlardan biri, belinde tabanca taşıyanların sebepli sebepsiz havaya ateş etmeleri. İşte böyle havaya sıkılan bir serseri kuşun, evinin yanındaki parkta oynayan minicik bir çocuğu aramızdan aldı.

Bu “yorgun mermi” veya “serseri kurşun” sorunu ülkemizin önemli bir meselesi. Her yıl onlarca insan yolda yürürken, evinin önünde otururken, bahçede çalışırken veya minibüste yolculuk yaparken gökten düşen mermilerle yaralanıyor, hatta ölüyor.

Şair Cemal Süreya’nın şiiri şöyleydi: “Ölüyorum tanrım / Bu da oldu işte. / Her ölüm erken ölümdür / Biliyorum tanrım. / Ama, ayrıca, aldığın  şu hayat / Fena değildir… / Üstü kalsın…”

Herhalde Sami Yusuf konuşacak olsa, “Üstü kalsın” demezdi.