Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Tıp Fakültesi’nde yaşanan bir cinsel iddiası aylar geçmesine rağmen sonuçlanmadı. Tıp fakültesi öğrencisi İ.Ö., Doç. Dr. E.O.T.’ye yönelik sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu. Olayın hemen ardından emniyete giderek ifade veren İ.Ö., hem savcılığa hem de üniversiteye başvurdu.
Akademisyen, E.O.T., öğrenci İ.Ö.’yü önerdiği kitabı konuşmak üzere odasına çağırdı. Odada kendisini taciz ettiği belirten İ.Ö., yaşananları şöyle aktardı: “Omzuma elini attı ve sarılmaya çalıştı. Beni kendine doğru çekti ve dudağımdan öptü. İttim kendisini. ‘Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz? Nasıl böyle bir şey yapabilirsiniz’ dedim. Ben elim ayağım titreyerek odadan çıktım. Çıkarken bana, ‘Bunlar aramızda kalacak, kimseye söylemeyeceksin’ dedi.” Olaydan yaklaşık bir saat sonra emniyete giderek ilk ifadesini veren İ.Ö., 3-4 gün sonra Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı’na idari soruşturma başlatılması için dilekçe verdi. Okul yönetiminin tavrının da kendisini yıprattığını aktaran İ.Ö., “10 Kasım’da bir sunumda hocanın konuşma yapacağını öğrendim. İtiraz ettim. ‘Ben böyle bir şey yaşadım ve bu kişinin bu şekilde ödüllendirilmiş gibi konuşma yapmasını istemiyorum’ dedim” dedi. İ.Ö, akademisyen E.O.T’nin tüm emeklilik haklarından faydanalarak emekli olduğunu ve şuan hâlâ İzmir’de kendi ofisinde çalışmaya devam ettiğini belirtti.
“Birbirlerini koruyorlar”
İ.Ö.’nün avukatı Furkan Marangozoğlu, hukuki süreci şu ifadelerle anlattı:
“Savcılığa intikal eden dosya üzerinden bir soruşturma yürütüldü. Savcılık bir iddianame düzenledi ancak mahkeme üniversitede yaşanan bir olay olduğu için iddianameyi iade etti. Ardından savcılık dosyayı üniversiteye gönderdi. Süreç üniversitede cezai ve idari soruşturma boyutlarıyla işliyor. Cezai soruşturma kapsamında taraflar tekrar çağırıldı ve tekrar ifade alındı. Ancak kararı verenler fakülte dekanları ve rektörden oluşan bir heyet. Dekanlar zaten taciz faili olduğunu ettiğimiz kişinin arkadaşları. Dolayısıyla akademide herkes birbirini korudu. ‘Bu da taciz mi, bundan bir şey olmaz’ gibi bir yaklaşım olduğu için süreç şu anda sürüncemede.”
“Üstünü kapatmak istiyorlar”
Yaklaşık 7 aydır sonuç beklediklerini aktaran Marangozoğlu, “ sürekli bizi başından savıyor, ‘Karar bugün çıkacak, yarın çıkacak, haftaya gelir. Merak etmeyin, içiniz rahat olsun’ diyorlar. Biz sürecin etkili bir şekilde yürütülmediğini ve olayın üstünün kapatılmaya çalıştığını düşünüyoruz. Artık bu sürecin bizim istediğimiz şekilde sonuçlanmasını istiyoruz ama okuldan bu yönde bir çaba göremiyoruz” şeklinde konuştu.
E.O.T.’nin Aralık ayında, iddianame düzenlendikten hemen sonra emekli olduğunu aktaran Marangozoğlu, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Şahıs okulla ilişiğini kesti ve ifadesinde müvekkilimin yanına oturduğunu ancak temasın olmadığını iddia etti. Ancak tanıklar verdikleri ifadede müvekkilin odadan hışımla çıktığını, ardından hocanın yanlarına geldiğini ve ‘Büyütülecek bir şey yok, sorun yok. Ben çözdüm, hallettim’ gibi beyanları olduğunu aktardı. Burada iki problemimiz var, ilki mağdurun bürokrasiyle uğraşmak zorunda kalması. Süreç içinde müvekkilimin defalarca ifadesi alındı ve tekrar tekrar travmatize edildi. İkincisi ise mağdurun bu beyandan herhangi bir çıkar sağlamayacağı, hatta aksine toplumdan dışlanıp zarar görme ihtimali olmasına rağmen kadının beyanı esastır ilkesinin etkin uygulanmaması. Olayın üstünün kapatılmaması için kamuoyu oluşturmasının faydalı olacağını düşünüyoruz.”