Bakana ‘Proje okulları küçültme projesi uyguluyor’ eleştirisi
14 Haziran 2025

Bakan Tekin’in proje okullarda görev süresi uzatılmayan öğretmenlerin sayısını 6 bin olarak açıklamasına karşın bu sayının 9 bin 251 olduğu ortaya çıktı. Eğitim Sen’den Gülez “Bu şeffaflık ilkesinin ihlalidir” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB) proje okullardan sürgün edilen öğretmenlerden bir kısmının hiçbir okula yerleştirilmemesine tepkiler sürüyor. 8 Nisan’da binlerce öğretmenin “norm kadro” gerekçesiyle görev yerleri değiştirilirken 14 Nisan’da açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin 6 bin öğretmenin görev süresinin uzatılmadığını açıklamıştı. Ancak 10 Nisan’da MEB Personel Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda 9 bin 251 öğretmenin görev süresinin uzatılmadığı öğrenildi.

Söz konusu öğretmenlerin ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına alınması için il emrine verilmesinin istendiği yazıda bu husus Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun (ÖMK) 22. Maddesi’ne dayandırıldı. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun 22. Maddesi’ne göre ise proje okullardaki atamalar ve yönetici görevlendirmeleri Milli Eğitim Bakanı tarafından yapılıyor.

Konuya ilişkin BirGün’e konuşan Yükseköğretim Genel Sekreteri Evrim Gülez sayım farklarının “standartsız ve kritersiz işletilen proje okulları atama sürecine dair ciddi soru işaretleri doğuracağını” söyledi.

Şeffaf davranılmadı

Gülez “Bakan Tekin’in açıkladığı 6 bin sayısı, daha geniş kapsamlı bir resmi bilgiye kıyasla eksik kalıyorsa bu eksikliği açıklamak Bakanlığın sorumluluğudur. MEB öğretmen sayılarını yerleşim, okul türü ve atama süreçlerine göre net bir biçimde kamuoyuyla paylaşmalı. Kamuoyu ile paylaşılan veriler ‘kaç başvurunun alındığı, kaçının onandığı, hangi kriterlere göre seçildiği’ açık net bir şekilde atama kılavuzlarında yer almalı. Sendikalar ve bağımsız denetim mekanizmaları bu süreci izleyerek güveni pekiştirebilir” dedi.

Süreci şeffaf yönetmenin konun taraflarının ve eğitim bileşenlerinin de görüşlerinin almanın bu tarz krizlerin önüne geçeceğini vurgulayan Gülez “Sonuç olarak Bakan için öğretmen atamaları sayılardan ibaret olabilir. Ama bu atamalarla aynı zamanda insanların çalışma hayatından, iş barışından, çalıştığı okula bağlı olarak kurgulanmış bir özel yaşamdan bahsediyoruz. Eğer 9 bini aşkın öğretmenin görev süresi uzatılmadıysa ve bunun gerekçeleri kamuya açıklanmıyorsa bu hem ilkenin, hem de eşit yurttaşlık hakkının ihlali anlamına gelir” ifadelerini kullandı.

ÖMK’nin 22’nci maddesinin “tasfiye aracı” olduğunu ifade eden Gülez “Bu maddeyle MEB veya okul yönetimleri ‘yeniden görevlendirme’ için idari bir takdir yetkisine sahip. Bu da herhangi bir objektif kıstas getirmeden öğretmenlerin görev süresinin uzatılıp uzatılmayacağını ‘yetkililerin değerlendirmesine’ bırakıyor. Yani Sendikalı, muhalif, kadın ya da hak arayan öğretmenlerin elenmesine, itaat eden, sessiz kalan, biat eden öğretmenlerin tercih edilmesine neden oluyor. Kadrolu öğretmenleri bile sözleşmeli gibi ‘dönemsel onay’ sistemine tabi tutarak iş güvencesini aşındırıyor. Her 4 yılda bir yeniden atanma korkusuyla, okul müdürüne, ilçe müdürüne yaranma baskısıyla kendini ifade etmekten, hak aramaktan çekinerek çalışmak zorunda kalıyor. Madde 22 bir tasfiye aracıdır. Siyasi olarak ‘makbul’ görülmeyen öğretmenleri tasfiye etmenin yasal kılıfıdır. Sendikal mücadeleyi zayıflatmanın, örgütlü öğretmeni dağıtmanın aracıdır” diye konuştu.

ÇOK OKUNANLAR