Cumhuriyet Halk Partisi, son yerel seçimde biri Ak Parti’den biri MHP’den iki adayın yarıştığı ve iki adayın toplamda yüzde 78 oy aldığı Bayburt’ta siyasi miting yaptı. Son seçimi şehirde Ak Parti adayı Mete Memiş kazanmış, CHP’nin adayı Kubilay Erel sadece 814 oy almıştı. Şimdi CHP, 14 yıllık bir aranın ardından ilk kez yeniden Bayburt’a geldi.
Bunun sebebi Özgür Özel’in yürüttüğü strateji. Özel, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlattığı ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinglerinde sık sık CHP’nin az oy aldığı yerlere gidiyor. Bunu da “Buralar eskiden Ak Parti’nin kalesiydi, artık siyasette kale falan yok” diyerek yapıyor.
Genç Osman Stadı önündeki Oslu Baba Caddesi’nde yapılan mitingde vatandaşlar, geçirdiği kaza sonucu yaşamını yitiren Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’i andı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan Bayburt buluşmasında, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da bir konuşma yaptı. İmamoğlu’nun Silivri’den Bayburt’a yolladığı mektubu, CHP Bayburt İl Başkanı Haktan Yücel okudu.
Son seçimde adayı 814 oy alan CHP’nin dünkü mitinginde ise meydan epey doluydu. Mitingde önce her zaman olduğu gibi Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’den yolladığı mesaj okundu. İmamoğlu, CHP’nin Bayburt mitingine gönderdiği mesajında, “Koltuklarını kaybetmek korkusu ile titreyerek, karşılarına dikilen herkese ceza yağdırmaya başladılar. Onlar zalim oldular, bizler mazlum. Onlara zalimlik çok yakıştı. Biz ise onlar gibi zalim olmaktansa, mazlum olmayı tercih ederiz” dedi. İmamoğlu, “Benim ve mesai arkadaşlarımın suçsuz, c Amaçları bizim halka hizmet etmemizi engellemek, bu millet için siyaset yapmaktan uzak tutmak. Ama bunu başaramayacaklarını, milletin akın akın meydanlara koşarak iradesine sahip çıkmasıyla gördüler. O yüzden her gün zulümlerini arttırıyorlar” ifadesini kullandı. İmamoğlu, “Onlar zulümlerini artırdıkça biz yeniden dirileceğiz. Meydan meydan çoğalacağız. Siz varsanız her şey çok güzel olacak” dedi.
Mektubuna, “Çoruh’un onurlu insanları, Kop Dağı’nın yiğit çocukları, yüce dağlar arasındaki yeşil ova, yüce gönüllü, yüce karakterli halkın şehri Bayburt. Sizlere, kilometrelerce uzakta, haksızca ve hukuksuzca hapsedildiğim Silivri zindanından sesleniyorum,” sözleriyle başlayan İmamoğlu, şu mesajları paylaştı:
“Trabzonlu kardeşiniz olarak, Bayburt’u iyi bilirim. Bayburt halkı, ıssızlığın ve tenhalığın ne demek olduğunu bilir. Soğuk havanın, uzaklığın, ihmal edilmenin ne demek olduğunu bilir. Mezalim görmüş bir şehirdir. Zulmü bilir ama diz çökmez. Haklarını kazanmak için, gerektiğinde mücadele vermiş bir kenttir; mücadeleyi de bilir. Bu sebeple beni çok iyi anlayacağınızı, uzaklarda bir hapishane hücresinde sizlere duygularını yazan kardeşinizi bağrınıza basacağınızı da ben biliyorum.”
“Suçsuz yere tutsak edildiğimizi tüm Türkiye biliyor”
“Bizi siyaset yapmaktan, milletin sesine ses olmaktan men etmeye çalışıyorlar kardeşlerim. Benim ve mesai arkadaşlarımın suçsuz, günahsız yere tutsak edildiğimizi tüm Türkiye biliyor. Amaçları bizim halka hizmet etmemizi engellemek, bu millet için siyaset yapmaktan uzak tutmak. Ama bunu başaramayacaklarını, milletin akın akın meydanlara koşarak iradesine sahip çıkmasıyla gördüler. O yüzden her gün zulümlerini arttırıyorlar. Onlar bugün, zalimler zümresine adlarını yazdırıyorlar. Bunu biz yapmıyoruz. Kendi kendilerini bu hallere düşürdüler. Ellerine yüzlerine bulaştırdıkları ekonomi, mutfaklarda boş kalan tencereler, istediğine vurmak için sopaya dönüştürülmüş hukuk sistemi, kadim kurumlarımızı ve değerlerimizi çürüttüler.”
“Karşılarına dikilen herkese ceza yağdırmaya başladılar”
“Bile isteye, milli iradeyi hiçe sayarak, bu canım ülkeyi sadece kendileri ve yandaşları için yaşanabilir, diğer herkesin sıkıntı çektiği bir hale getirdiler. Yetmedi; koltuklarını kaybetmek korkusu ile titreyerek, karşılarına dikilen herkese ceza yağdırmaya başladılar. Onlar zalim oldular, bizler mazlum. Onlara zalimlik çok yakıştı. Biz ise onlar gibi zalim olmaktansa, mazlum olmayı tercih ederiz. Yüz yıllardır bu şehrin yalnızlığına tanıklık eden Bayburt Kalesi şahittir ki; Bayburt halkı devletini sever, devletine itaat eder. Fakat Bayburt halkı da ister ki devleti âdil olsun, hakkaniyetli olsun.”
“Bugün geldiğimiz noktada, saygınlığını ve güvenilirliğini yitirmiş, bin yıllık devlet geleneğini baş aşağı etmiş, devletin içini boşalmış bir iktidar eliyle, sizlerin güveninin de sarsıldığını çok iyi biliyoruz. Merak etmeyiniz kardeşlerim. Güvendiğimiz, sırtımızı yasladığımız devlet geleneğimizi, birlikte yeniden inşa edeceğiz. Yeniden ‘devlet ebed müddet’ diyeceğiz, yeniden birlik olmayı öğreneceğiz. Onlar zulümlerini arttırdıkça, biz yeniden dirileceğiz, meydan meydan çoğalacağız. Bu dirilişte yanımızda olursanız, bu yolculuk güzel olacak. Siz varsanız, her şey çok güzel olacak. Her şey Bayburt’ta çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak…”
“Dedim ki Bayburt’a gideceğim, gitme dediler’
İmamoğlu’nun mesajının ardından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da halka hitab etti. En son ise Özgür Özel kürsüye geldi. Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:
“Bugün Bayburt’a sizlerle kucaklaşmaya geldiğimizde birtakım ezberlerin, birtakım haksız söylemlerin yerle bir olmasını ümit ediyordum. Yazdılar, çizdiler… ‘Efendim Gezi oldu, Gezi bir tek Bayburt’ta olmadı. Gitme Bayburt’a’ dediler. ‘Gitme Bayburt’a, 19 Mart’tan sonra Bayburt’ta bir şey olmadı’ dediler. Ben ‘gideceğim Bayburt’a’ diyorum, ‘Bayburt AK Parti’nin kalesi’ diyorlar. Dedim ki; bu ezberler, bu eski siyaset bitti. ‘Bayburt’a gideceğim, Bayburt’a selam vereceğim, Bayburt ile kucaklaşacağım. Bayburt bizi bağrına basacak’ dedim. Bugün artık, öyle siyasi partilerin kalesi, kale siyaseti bitmiştir. Artık Bayburt, ne AKP’nin, ne Tayyip Bey’in, ne de bir başkasının değil; Bayburt bir bütün olarak bu milletin kalesidir. Artık Bayburt, iktidar dostu bir şehir diye değil; çünkü Bayburt, bu iktidara çok dostluk yaptı, çok destek verdi. Ama iktidar, Bayburt’un ona yaptığı dostluğu Bayburt’a yapmadı. Bunun için artık biz, şimdi Bayburt’un sesini duymaya, duyurmaya, Allah’ın izniyle ilk seçimlerden sonra Bayburt’a yapılmayanı fazlasıyla yapmaya geliyoruz.
Bugün Bayburt, birazdan sorunlarını konuşacağım ama jandarmamızın bolca görev yaptığı ve o jandarma ki; şehirde görev olması gerektiği zaman polisin de imdadına yetişen o jandarma, kırsalda var, hapishanede var, köyde var, yaylada var, gece var, gündüz var, mesai yok, uyku yok, var gücüyle çalışıyor. Bugün o teşkilatın kuruluşunun 186’ncı yıl dönümü. Ve kahraman jandarma, şehit ver deyince şehidi veren, canını ver deyince canını veren jandarma… Ama günü gelince de 5 kere şark görevine zorlanan jandarma… Astsubayın tazminat sorununun olduğu jandarma, uzmanın kadro sorununun olduğu jandarma, özlük hakları sorunuyla her birinin zorluklar yaşadığı jandarmaya buradan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinden bir selam çakıyorum. Sorunlarınızı biliyoruz, çözmeye geliyoruz. Hepinizden Allah razı olsun.
Bu sabah, Bayburt’ta gezerken, 3 kardeşim, 30-35 yaşlarında, dediler ki, ‘Genel Başkan, bu Bayburt’a öyle birini belediye başkanı gösterin ki, hepimiz oy vereceğiz.’ Dedim ki, ‘Nasıl olacak bu iş? Diyorlar ki, CHP burada güçsüz.’ Dediler ki, ‘Biz bıktık artık, dön dolaş aynı isimlerden. Oyların alınıp hizmetin aksamasından. Bin türlü şikâyetimiz var. Hem çiftçilik yaparız, hem dolmuşçuluk, hem işçilik, yine de geçinemeyiz. ‘Nasıl biri olsun biliyor musun?’ dedi biri. ‘Nasıl biri olsun’ dedim. ‘Ferdi Zeyrek gibi biri olsun’ dedi.
Bir haftanın ilk 3 günü büyük bir korku, son 4 günde büyük bir yasla, dün babamın evinden, anamın kucağından, canım Manisa’dan kalktım ilk Bayburt’a geldim. Ferdi Başkan’ın vefatı bütün Türkiye’yi üzdüğü gibi, Bayburt’ta da üzülmeyen, gözü dolmayan kimse kalmamış. Onu gördüm. Ne hatimler bağışlamışlar, yollamışlar, ne dualar etmişler, ne gözyaşları dökmüşler. Buradan sizin şahsınızda tüm siyasi partilere, önceki Cumhurbaşkanlarımız Ahmet Necdet Sezer’e ve Abdullah Gül’e ve Ferdi için gözyaşı döken, üzülen her birinize, Türkiye’de herkese yürekten teşekkür ediyorum. Bayburt’un şahsında hepsinden Allah razı olsun.
Biz Ege’de miting yaparken, Trakya’da miting yaparken, yağmur yağarsa hep ‘Bereketinle geldin’ dediler. İnşallah bu Bayburt’a CHP iktidarında bereket getireceğiz.
Üç genç Bayburtlu arkadaş şunu diyor; ‘Yalnız hiç Bayburt’ta görünmediniz’ diyor. Örgütümüz var, il ve ilçe başkanlarımız var ama bizde de kusur var. 14 yıl sonra bir genel başkan geliyor. Uzun süredir miting yok, temas yok. Bundan sonra size söz olsun; bir gözümüz, bir kulağımız, bir ayağımız Bayburt’ta olacak.”