Şifalı diye lıkır lıkır içtiler, turistlere sattılar: İçinden neler çıktı
18 Haziran 2025

Doğu Karadeniz’de böbrek taşı, mide ve cilt rahatsızlıklarına iyi geldiğine inanılan “şifalı sular” ilgi görüyor. Uzmanlar, analiz yapılmadan içilen mineralli suların sağlık riski taşıyabileceği konusunda uyarıyor.

Doğu Karadeniz’in yeşilliğinin arasında saklı kalmış zengin yer altı su kaynaklarına sahip olmasıyla bölge halkı tarafından ‘şifalı su’ ya da ‘acı su’ olarak bilinen mineralli suların tüketimine ilişkin uzmanlar uyarılarda bulundu.

Böbrek taşı düşürme, mide rahatsızlığı, cilt ile göz hastalıkları şikayeti olan yerli ve yabancı turistlerin çok tercih ettiği ‘şifalı su’ ya da ‘acı su’ olarak bilinen mineralli suyun dikkat edilmesi gereken hususları anlatıldı.

Genel olarak yüksek kesimlerde bulunarak düşük debili mineralli suların tüketimine ilişkin uyarılarda bulunan uzmanlar, tarım alanlarından uzak, belgeli ve analizi yapılan suların tüketilmesini öneriyor.

KTÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatma Gültekin su kaynaklarının kullanım alanlarına dikkati çektiği açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Doğu Karadeniz bölgesinde küçük debili olan, halk arasında maden suyu denen, bilimsel olarak mineralli su dediğimiz ve iyon içeriği yüksek sular bulunmaktadır. Bu sular değişik alanlardan, değişik bölgelerden ve değişik miktarlarda boşalıyor. Her birinin özelliği de diğerinden farklılık göstermesi. Bu suların bir kısmı devletin çeşitli kurumları tarafından tespit edilmiştir. Maden Tetkik Arama Trabzon’da yapmış olduğu çalışmalarda yaklaşık 20 kaynağın varlığını tespit etmiş. Kaynakların rutin kimyasal analizleri yapılarak, büyük bir kısmı debi ve boşalım açısından yetersiz görülmüş, bu yüzden de çalışmalar devam etmemiş.”

“Söz konusu minarelli suların kontrolsüz olarak tüketilmesine ilişkin her suyun bu özelliklere sahip olmadığına da dikkat çeken uzman isim şöyle devam etti:

“Herhangi bir yerde bir kaynağın boşaldığını ve buradaki suyun şifalı olduğunu duyuyoruz. Halk içinde ne olduğunu bilmeden bu suları kullanıyor. Bunun yararlı olabileceği gibi su içinde fazla bulunan iyonlar, ağır metaller, çevredeki insani faaliyetler sonucu suya karışan zararlı parametrelerden dolayı da sağlık açısından sakınca yaratabilir. Bu kaynakların analiz edilip özelliklerinin belirlenmesi gerekiyor. Yöre halkı tarafından bilinçli ya da bilinçsiz kullanılan bu suların tespit edilip, hijyenik koşullarda halka sunulması önemlidir.”

Bölgede doğru suyun tercih edilmesi ve hangi suların tercih edilmesi konusuna değinen Gültekin şu ifadeleri kullandı:

“Gittiğiniz alanda su kaynağının etrafında bir tarım alanı varsa oradan su içmemeye çalışılmalı. Çünkü gübreleme ve ilaçlanma her şekilde yapılıyordur. Düzgün bir çeşmeden akıyor ve etrafında bir yerleşim alanı bulunmuyorsa, bu kaynakları kullanmakta fayda var. Bataklıktan çıkan suları kullanmamayı öneririm. Su, son yıllarda hayatımız için çok önemli. İnsan nüfusu artıyor ama su kaynakları sabittir. Sularımızı korumalıyız. Çevremizde maden suları görüyorsak, kirletmemek adına da korumalıyız. Vatandaşlarımız su kaynaklarının analiz edilmesi için ilgili mercileri ve bizlere danışabilirler”

Bölgede şifalı su tüketen Ayfer Demireren, şöyle konuştu:

“Bu su yaklaşık 200 senelik bir sudur. Yazın soğuk, kışın sıcak akar. Kaynağını bilmiyoruz ama doğal ve şifalı bir su olduğuna inanıyoruz. Şişelerimizi doldurup içmek için kullanıyoruz. Yıllardır ‘kul’un suyu deriz. Küçükten büyüğe herkes içiyor. Zehirlenen ya da rahatsızlanan duymadık. Annem de hazır su yerine bu suyu içmeyi tercih ediyor.”

ÇOK OKUNANLAR