Amerikan savaş uçakları dünyanın öteki ucundan gelip İran’ı vurdu ama galiba hedeflerini ıskaladı
23 Haziran 2025

Amerikan Başkanı Donald Trump, önceki gün ülkesinin İran’a yaptığı ağır bombardımanı ilan ederken ‘İran’ın nükleer programını yok ettik’ dedi. Bunu ilan ederken kullandığı cümle İngilizce “completely and totally obliterated” cümlesiydi. Yani “Tamamen ve bütünüyle yok ettik.”

Oysa şimdi duman dağıldıktan sonra anlaşılıyor ki, ortada ‘Tamamen ve bütünüyle yok edilen’ bir şey olmayabilir. Üstelik bunu bizzat Amerikan askeri yetkilileri söylüyor.

Dün Trump’ın Savunma Bakanı Pete Hegseth ve yine Trump’ın emeklilikten geri getirdiği yeni Genelkurmay Başkanı Dan Caine gazetecilerin karşısına çıktı ve İran’ın nükleer kapasitesi için ‘Tamamen ve bütünüyle yok ettik’ demek yerine ‘Ciddi hasar verdik’ demeyi tercih etti.

Saldırı sonrası Fordo dağının hali. Yüzeydeki hasar ancak uzman gözlerin görebileceği nitelikte ve yoruma açık. Dağın altında ne olduğunu ise bilen yok.

Yüzeyde ancak uzman gözlerin görebileceği hasar

Saldırıya ilişkin özellikle vurulan İran’ın Fordo dağındaki tesisleriyle ilgili ortaya çıkan yeni uydu görüntülerinde ancak uzman gözlerin görebileceği hasar belirtileri var ama bunlar doğal olarak yüzeydeki hasar, dağın 70 metre altında ne olduğunu ve bir savaşta ilk kez kullanılan GBU-57 isimli bombaların tam olarak ne yaptığını kimse bilmiyor.

Ancak Amerikalı yetkililer, İran’ın birikmiş zenginleştirilmiş uranyum rezervlerinin yeri ve saldırı sonrası durumu hakkında çok daha temkinli konuşuyor ve bunların kaderini bilmediklerini itiraf ediyorlar.

The New York Times gazetesindeki haberde bu stoğun İranlı yetkililerin iddia ettiği gibi saldırıdan günler önce Fordo’dan taşınıp başka bir yere götürüldüğü dahil pek çok ihtimalden söz ediliyor.

Başkan dünyayı nasıl kandırdı

Aynı gazetede yayınlanan bir başka haberde Başkan Trump’ın aslında İran’ı vurmaya çok önceden karar verdiği ama bu kararına rağmen son dakikaya kadar çeşitli yanıltma taktikleri uygulayarak İranlıları kandırdığı anlatılıyor.

Amerikalıların ‘Midnight Hammer’ (Geceyarısı Vuruşu) adını verdiği operasyonun detayları da çok çarpıcı. Buna göre İran’ı vuran 7 adet B-2 ağır bombardıman uçağı, taşıdıkları 14 tane GBU-57 tipi 14’er tonluk bombayla Amerika’nın göbeği denebilecek bir yerden, Missouri eyaletindeki Whiteman Air Force Base’den havalanmış.

Yanlış yöne giden bombardıman filosu

Bu 7 uçaktan önce bir başka B-2 filosu daha havalanmış ve askeri operasyonlarda pek de görülmeyen biçimde bu filonun uçaklarının tanıtım kodları yayınlanmış, yani dünyada isteyen herkes bu B-2 uçaklarının nereye gittiğini izleyebilmiş. Bu uçaklar Amerika’nın Pasifik Okyanusundaki Guam askeri üssüne doğru gitmişler. Ama bu bir yanıltma taktiğiymiş. 

Çünkü esas bombardımanı yapan uçaklar Missouri’den havalanıp Doğuya, yani Atlantik Okyanusuna yönelmiş, havada birkaç kez yakıt ikmali yapıp 18 saatlik kesintisiz bir yolculuğun ardından Akdeniz üzerinden gelerek İran hava sahasına girmiş.

Savaş uçakları eşlik etmiş

Bombardıman uçakları İran hava sahasına girdiğinde onlara Amerika’nın civardaki üslerinden veya uçak gemilerinden havalandığı düşünülen savaş uçakları da eşlik etmiş. Bu savaş uçakları hedeflere varıldığında ilk atışları yapmış, var olan son hava savunma sistemlerini de yok etmiş, ardından B-2’ler 14’er tonluk bombalarını bırakmaya başlamış. Aynı anda da Hint Okyanusundaki Amerikan denizaltılarından 30 tane Tomahawk füzesi de ateşlenmiş, onlar da Natanz ve İsfahan’daki İran nükleer tesislerindeki hedefleri vurmuş. Amerikalı askeri yetkililer İran’dan bu Amerikan uçaklarına hiçbir saldırı yapılmadığını söylüyorlar. Yani İran hava savunma sistemi hem zaten olmadığı için hem de olanlar da kör hale geldiği için tek bir mermi bile sıkmamış.

Peki ama ne kadar vuruldu?

Fakat bütün bu etkileyici küresel güç gösterisine, küresel çaptaki operasyon kabiliyetine rağmen İran’daki hedeflerin ne kadar vurulduğu da, amaçlanan İran’ın nükleer kapasitesini yok etme hedefine ne kadar yaklaşıldığı da son derece şüpheli.

Amerikalı yetkililer, İran’ın nükleer stoklarının olduğu gibi durduğu, hatta uranyum zenginleştirme programının da hasar almış olsa bile yerinde kaldığı ihtimalini artık dışlamıyor.

Trump strateji değiştiriyor

Bu gerçeğin ışığında iki önemli çarpıcı gelişme daha var. Bunlardan birincisi, Amerikan Başkanı Donald Trump’ın düne kadar İran’da rejim değişikliği fikrini ağzına almaktan kaçınırken bugün bundan söz etmeye başlaması, Amerika’nın bu savaşta daha uzun süre durmaya devam edeceğinin bir belirtisi olarak görülüyor. Başkan dün akşam, İran liderlerine söz söyleyerek ‘İran’ı daha büyük yapamıyorsanız belki de gitmelisiniz’ mealinde sözler sarf etti ve Amerika’nın strateji değişikliğini ima etti.

İran şimdi nükleere yönelebilir

İkinci gelişme ise Amerikan medyasına yansıyan bazı analizler. Bu analizlerde İran’ın belki de düne kadar nükleer silah peşinde koşmadığı ama şimdi Amerikan saldırısından sonra fikrini değiştirip silah yapımına girişebileceğine ilişkin. Bu analizin aynı anda hem The New York Times gibi liberal hem de The Wall Street Journal gibi daha muhafazakar bir gazetede yayınlanması da çarpıcı, çünkü belki de bu görüş aslında Amerikan yönetiminden gazetecilere aktarılan bir görüş, hatta bir istihbarat değerlendirmesi.

ÇOK OKUNANLAR