İlber Ortaylı korkuttu: Kimse Ayasofya’ya girmesin
25 Haziran 2025

Uzmanlar ve rehberler, Ayasofya’ya ilişkin kritik bir uyarıda bulunarak çökme riskinden bahsetti. Konu hakkında açıklamada bulunan Ortaylı, “Ayasofya’ya hiç kimse girmemeli. 1500 yıllık bu tarihi yapı bu gidişle çökecek. Neden mi? Altı boş, dehlizler var ve ciddi bir restorasyon gerekiyor. Belki sadece bu haliyle uzmanlar girebilir” dedi.

Tarihçi İlber Ortaylı, Gürol Sözen, Nezih Başgelen ve rehberler Ayasofya ile ilgili dikkat çeken bir uyarıda bulundu. Ayasofya’nın müzeden camiye dönüştürülmesine ilişkin tartışmalar sürerken uzmanlar “Ayasofya korunmalı, restore edilmeli ve kimse girmemeli” uyarısını yaptı.

İlber Ortaylı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Ayasofya’ya hiç kimse girmemeli. 1500 yıllık bu tarihi yapı bu gidişle çökecek. Neden mi? Altı boş, dehlizler var ve ciddi bir restorasyon gerekiyor. Belki sadece bu haliyle uzmanlar girebilir, muayyen günlerde din adamları girebilir ya da önemli kişilerle namaz kılınır. Böyle giderse ve bina ciddi bir hasar alırsa hatta taban çökerse ülkemiz ciddi bir mesuliyet altında kalabilir.” ifadelerini kullandı.

“Senede 2 milyon kişi ziyaret ediyor. 16. asırdan yani Mimar Sinan’dan bugüne statik olarak ciddi bir restorasyon yapılmadı. Mimar Sinan destekleri koyarak güçlendirdi zamanında o kadar. Müslümanı da Hıristiyanı da kimse kullanmamalı bu yapıyı.” sözlerini sarf eden Ortaylı, “Namaz mı kılmak istiyorsun o zaman Sultanahmet Camisi’nde ya da Süleymaniye Camisi’nde kıl namazını. Mimar Sinan’ın ekol camileri dururken neden Ayasofya? Geç Roma devrinden 1500 yıllık çok hassas bir bina burası. Önceden yapılan restarosyonların temeli doğru ayarda değildir, üstüne titrenecek bir yer burası.” açıklamasında bulundu.

Cumhuriyet’ten Öznur Oğraş Çolak’ın haberine göre, sanat tarihçisi ve ressam Gürol Sözen ise, “Haberinizi ya da sözünü ettiğiniz olguyu nasıl yanıtlamalıyım bilmiyorum. Öncem ve sonram için kuşkuluyum! Düşünüyorum da ben bu toprakların ev sahibi mi yoksa kiracısı mıyım? Üstelik kirasını bile ödemeyen. Aynadaki ben miyim, tanıyamıyorum kendimi! Sığınacağım limanı dönüp dolaşıp hep doğa ve geçmiş uygarlıklarda ararım, işin içinden sıyrılmak için.” sözlerini sarf etti.

“Söyleyeceklerimi kaçıncı kez tekrar ediyorum bilmiyorum. İki örnek: Biri 13. yüzyıldan İzzeddin Keykavus, Selçuklu sultanı. Diyor ki: “Biz bu cihanı terk edip gittik/ Zahmet ve rahatını nakşedip gittik./Bundan sonra nöbet sizdedir./Biz kendi nöbetimizi tuttuk gittik.” ifadelerini kullanan Sözel, “Diğeri Mevlana: “Gene gel gene./Ne olursan ol,/ister kâfir ol, ister ateşe tap, ister puta,/ister yüz kere tövbe etmiş ol,/ister yüz kere bozmuş ol tövbeni./Umutsuzluk kapısı değil bu kapı, nasılsan öyle gel…” Hadi, binlerce yıl öncesinden örnekler vermeyeyim de 700 yıl öncesindekilerden mi hiçbir şey öğrenemedik? Sahi, biz kendimizi nerede görmek istiyoruz? Hadi, günümüzün kaba gözlüğü ile örnekleyeyim; yazar kasa Ayasofya’ya hangi gözle bakıyoruz?” açıklamasını yaptı.

Sözen açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Yeryüzündeki her uygarlık, hepimiz için ortak miras değil mi? Biz ve bizden sonraki çağlarda nasıl anılmak istiyoruz? 12 bin yıllık Anadolu coğrafyası; çok tanrılı ve tek tanrılı dönemlerin görkemli mirasını bize bir tepsi içinde bize bırakmışlarsa ayıp mı etmişler? İzzeddin Keykavus’un yüzlerce yıl önceden sözünü ettiği uygarlıkların nöbetini kim, kimler tutuyor bugün? Ya da Mevlana’nın deyişi de mi işe yaramıyor?” Uygarlık tarihi adına Fatih’in Ayasofya’ya yaklaşımı ve davranışına da mı bakmadı kimse? Çağımız yapay zekâyla uğraşadururken, bizlerin gümrük memuru gibi uygarlıkların turnike kapısında mı nöbet tutmamız makbul? Aslında, her biri onur kaynağımız olan Anadolu uygarlıklarında (üstelik, yalnızca Ayasofya ve mozaiklerinin yeryüzü coğrafyasında örneği yok iken) bilim ve sanat adına o denli çok araştıracak olgu ve üstelik bu topraklara ödenmemiş çok borcumuz varken, her gün kâbus ile uyanmak! Evet, kimden, kimlerden özür dilemeliyim bu görkemli coğrafya adına? Uzun sözün kısası, kutsallığın ve uygarlıkların zeytin ağacı gibi kültürel miras da özen ve bilgi ister”

Rehber ise, “Ayasofya’nın cami bölümüne Müslüman olmayan kişiler alınmıyor. Bu, yanlış olmasın ama dünyada sadece Fas’ta uygulanan bir yöntem. Bir ibadethaneye girmeden önce size Müslüman mısınız, Hıristiyan mı diye bir soru sorulmamalı. Burası laik bir ülke, kimseye dinini soramazsınız, anayasada maddesi var. Ama Ayasofya’yı siyaseten kullandıkları için kim nasıl isterse öyle bir sistem uygulanıyor. Biz rehberler, içeride yüksek sesle Kuran okunduğu için zaten anlatım yapamıyoruz. Buraya giren turistler 25 Avro vererek buraya giriyor ama aslında hiçbir bilgiyi alamadan ve kubbeyi tam olarak göremeden buradan çıkıyorlar. Ayasofya’ya girdiğinizde ilk olarak görmeniz gereken yer kubbedir. Ama kubbeyi tam olarak görmek içinde aşağıdan yani bugün Müslüman olmayanların alınmadığı camiden bakmak gerekiyor.” açıklamasında bulundu.

“Size yakın zamanda şahit olduğum bir olayı anlatayım.” diyen rehber, “Yunan asıllı Alman bir turist, cami kısmına girmek istedi. Kapıda dini soruldu şaşkınlık içinde kaldı ve sonra şu cevabı verdi görevlilere: “Sizler bizim ülkemize geldiğinizde ve Köln Katedrali’ni (Dom) gezmek istediğinizde biz size dininizi soruyor muyuz? Burası Türkiye değil mi? Nerede sizin laik anlayışınız?” diye cevap verdi. Bizlerin yüzü kızardı. Çok yakın zamanda turist bir grup ‘Burada neden tuvalet yok?’ diye sorguladı. Eksikler çok, yaptırımlar ise çağ dışı.” sözlerini sarf etti.

“Öte yandan, biz binaya deyim yerindeyse kelle koltukta giriyoruz. Bakın Ayasofya’nın sağ tarafında yer alan sütunların hepsi yamuk durur. En üst katına çıktığınızda ise binanın restorasyona ihtiyacı olduğunu açıkça görürsünüz.” ifadelerini kullanan rehber, “Zemin ise paramparça durumda. En son 6.5 büyüklüğünde olan depremde oradaydım ve hızlıca kapıları kapattılar kimseyi almadılar çünkü herkes binanın ciddi bir onarımdan geçmesi gerektiğini biliyor.” açıklamasında bulundu.

Rehber ayrıca, “Ayrıca, müze girişlerinin çok pahalı olması da turistleri etkilemeye başladı, gelen yabancılar bundan rahatsız ve bir daha gelmeyeceklerini söylüyorlar. Çünkü dünyanın en ünlü müzelerine bakın Türkiye şu an listenin en üst sırasını zorluyor.” ifadelerini kullandı.

ÇOK OKUNANLAR