İBB tutuklusu Atayman’dan 100. gün mesajı: Soru bile sorulmamış suçtan tutukluyum; böyle tutukluluk sürdürülür mü?
27 Haziran 2025

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturma kapsamında 19 Mart 2025’te gözaltına alınıp tutuklanan Medya A.Ş. eski Genel Müdürü Dr. İpek Elif Atayman, “Delil gösterilmeden, soru bile sorulmamış suçtan tutukluyum; böyle tutukluluk sürdürülür mü?” dedi.

İpek Elif Atayman, tutukluluğunun 100. gününde açıklama yaptı. Atayman, 2019-2021 yılları arasında yürüttüğü genel müdürlük dönemine ilişkin hâlâ somut bir suçlama öğrenemediğini ve hakkında iddianame hazırlanmadığını belirtti.

MASAK raporu, şüpheli HTS kaydı ya da tutukluluğa gerekçe oluşturabilecek herhangi bir suçlamaya muhatap olmadığını ifade eden Atayman, tutuksuz yargılanmak istediğini vurguladı.

“Somut olgu ve deliller deniyor, nedir onlar?”

Atayman, tutuklama kararında yer alan gerekçelere işaret ederek şunları söyledi:

“Tutukluluk kararında, ‘…delil durumuna göre kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut olgu ve delillerin bulunması, delilleri karartma şüphesinin varlığı, muhtemel ceza tehdidi karşısında adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağının anlaşılması dikkate alınarak; tutukluluğun devamına…’ ifadeleri yer alıyor. Peki bu ‘kuvvetli suç şüphesi’ neye dayanıyor? Bana neden suç şüphesinin kaynağı sorulmuyor? Somut olgu ve deliller deniyor, nedir o deliller? Neden bana hiç sorulmadı?”

“Bir örgütten bahsediliyor, peki nerede bu örgüt?”

Cumhuriyet’in göre, açıklamasının devamında Atayman şu ifadeleri kullandı:

“Bir örgütten bahsediliyor, peki nerede bu örgüt? Ben o yapının neresindeyim, hangi görevdeyim, hangi eylemi gerçekleştirmişim? Delilsiz ve mesnetsiz varsayımlarla 72 gün tek başıma tutuldum, 5 gün koğuşta kaldım. Aileme ve avukatlarıma haber verilmeden 7,5 saat bileklerim kelepçeli halde, bir metrekarelik zırhlı kabinde Afyon’a sevk edildim… Bileklerim mor, eşyam çöp torbasında yerde yattım. 100 gün geçti. Sürekli sigara dumanı altında, temizlik ve hijyen açısından yetersiz bir ortamda suçumu öğrenmeyi bekliyorum. Delil gösterilmeden, soru bile sorulmamış suçtan tutukluyum; böyle tutukluluk sürdürülür mü? Hangi gerekçe, hangi hukuk sistemi varsayımlar üzerine bir insana bunları yaşatır.”

Atayman, sağlık sorunlarının arttığını ve tutukluluğuna gerekçe olarak gösterilen “kaçma ihtimali”nin kendisini rencide ettiğini belirtti.

“Rüşvetle ilgili tek bir delil yok”

Avukatlarından Mehmet Ümit Erdem, dosyada “örgüt üyeliği ve rüşvet şüphesi” dışında bir içerik olmadığını, ancak bunlara ilişkin de herhangi bir kanıt bulunmadığını ifade etti:

“Rüşvet suçuna ilişkin herhangi bir para trafiği, belge, tanık beyanı ya da delil bulunmuyor. Sabit ikametgâhı olan, kaçma riski bulunmayan bir kişinin özgürlüğünden bu kadar süre mahrum bırakılması, hukukla bağdaşmaz. Varsayımla değil, delille tutuklama yapılır. Aylık yapılması gereken tutukluluk incelemeleri de olağan işleyişe ve hukuka aykırı biçimde yürütülüyor. Zamanından önce aniden çağırıyorlar, ‘SEGBİS üzerinden hâkimle görüşeceksiniz’ deniliyor. Avukatlara bilgi verilmiyor. SEGBİS üzerinden 10 dakikada tutukluluğun devamına karar veriliyor. Dosya adeta bizden kaçırılıyor.”

“Ne suçlama var ne delil”

Avukat Faik Eren Kaptan ise müvekkiline yöneltilmiş somut bir suçlamanın olmadığını şu sözlerle dile getirdi:

“Müvekkilimize var olduğu iddia edilen örgüte üyeliğiyle ilgili hiçbir soru yöneltilmediği gibi, bu yönde bir delil de mevcut değil. Dolayısıyla ortada ne suçun maddi unsurları ne de varlığı iddia edilen yapıyla bağını kuracak hukuki bir çerçeve var. Tanıdığı kamu görevlileriyle yasadışı bir irtibatı olduğu varsayılıyor. Ancak bu tür varsayımlar, ceza hukukunda delil yerine geçemez. 100 gün geçti, kendisi hakkında hâlâ bir iddianame yok. Delil yokluğuna rağmen ‘kuvvetli suç şüphesi’ gerekçesiyle tutukluluk hali sürdürülüyor. Yaşadığı süreç, muhatap olduğu muamele ve tutukluluk hali ilk günden itibaren baştan sona orantısız, ölçüsüz ve hukuka aykırıdır. Giderek artan sağlık sorunları tutukluluğu ağırlaştırıyor. Müvekkilimiz yıllardır sade, şeffaf ve denetlenebilir bir hayat süren bir iletişimcidir. Atayman’ın derhal tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması gerekiyor. Bunu ısrarla yargı makamının dikkatine sunuyoruz.”

Savunma hakkına engel

Atayman’ın avukatları, Afyonkarahisar’ın İstanbul’a olan uzaklığı nedeniyle müvekkilleriyle düzenli görüşmenin büyük zorluklar içerdiğini söyledi. Kentteki meslektaşlarla iletişim kurarak görüşme trafiği oluşturduklarını belirten avukatlar, “Afyon’a kısa sürede ulaşmak mümkün değil. Mevcut şartlar savunma hakkını fiilen engelliyor” dedi.

 

ÇOK OKUNANLAR