İsias Otel kurbanlarının aileleri mezar başında haykırdı: Türkiye’nin bize adalet borcu var
28 Haziran 2025

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Adıyaman’da yıkılarak 72 kişiye mezar olan İsias Otel davası Yargıtay’a taşındı. Otelde çocuklarını yitiren aileler, istinaf kararını yetersiz bularak dosyayı Yargıtay’a taşırken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Gazimağusa kentindeki Şampiyon Melekler Şehitliği’nde bir araya gelen aileler, adalet çağrısında bulundu.

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde, Adıyaman’da yıkılan ve aralarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden (KKTC) öğrenciler ve tur rehberlerinin de bulunduğu 72 kişi yaşamını yitirdi, 10 kişi ise yaralandı. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesinde 25 Aralık 2024 tarihinde görülen karar duruşmasında yakınlarını kaybedenler, “Olası kast cezasını verin ki başkalarının çocukları ölmesin” çağrısında bulunmuştu.

Mahkeme heyeti, otel sahibi Ahmet Bozkurt’a “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 18 yıl 5 ay 7 gün hapis cezası verilmesine hükmetti. Aynı suçtan mimar Erdem Yıldız’a 18 yıl 5 ay 7 gün, Mehmet Fatih Bozkurt’a 17 yıl 4 ay 28 gün, fenni mesul Hasan Aslan’a 16 yıl 4 ay 20 gün, inşaat mühendisi Halil Bağcı’ya 7 yıl 4 ay, inşaat mühendisi Mehmet Göncüoğlu’na ise 8 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Sanıklara “iyi hal indirimi” de uygulanırken sanıklardan Bilge Açık, Efe Bozkurt, Seda Zeren, Şule Özbek ve Ulviye Bozkurt beraat etti.

Adıyaman Cumhuriyet Savcısı, KKTC hükümeti, depremde yakınlarını kaybeden aileler ve taraf avukatları, yerel mahkemenin kararını istinaf mahkemesine taşırken istinaf mahkemesi, yerel mahkemenin sanıkları “bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan cezalandırma kararını hukuka uygun buldu.

KKTC’de adalet çağrısı

İsias Oteli’nde çocuklarını kaybeden aileler, istinaf kararını yetersiz bularak dosyayı Yargıtay’a taşıdı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Gazimağusa kentindeki Şampiyon Melekler Şehitliği’nde bir araya gelen aileler, Yargıtay’daki hakim ve savcılara adalet çağrısında bulundu.

Otelde 14 yaşındaki kızı Selin’i kaybeden Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, “35 canımızı Kıbrıs’tan, toplamda 72 canımızı İsias denilen katil otelde kaybettik. İlk günden beri hiç durmadan büyük bir adalet mücadelesi veriyoruz. Alt mahkemede inanılmaz zorlu anlar yaşadık. Sanıkların pişmanlık bile duymayan ifadelerini, yalanlarını dinlemek zorunda kaldık. Acımızı yaşayamadık. Alt mahkeme bir karar verdi, sonrasında istinafa başvurduk. Şimdi de istinaf mahkemesi, alt mahkemenin verdiği kararı onayladı. Adalet yerini bulmadı. Biz aileler olarak gerçek adaletin yerini bulmasını istiyoruz” sözlerini sarf etti.

“Kapılar yüzümüze kapandı”

Karakaya, açıklamasının devamında “Bu suçluların cezası olası kastır” diyerek “Burada sadece bir binanın betonundan demirinden bahsetmiyoruz. Bu binada bilinçli yapılan uygulamalar ‘olası kastı’ gösteriyor. Biz sadece aileler olarak değil, bilirkişi raporlarıyla da bu gerçekleri ortaya koyduk. Maalesef alt mahkeme, istinaf mahkemesi tarafından kapılar yüzümüze kapandı. Adalet mücadelemizde hep önümüze bir engel çıktı. Öncelikle alt mahkeme heyeti ve sonrasında istinaf mahkemesinden beklediğimiz gerçekler maalesef görülmedi” ifadelerini kullandı.

İstinaf mahkemesinin kararını Yargıtay’a taşıdıklarını kaydeden Karakaya, “Biz durmadık. Her geçen gün yaşadığımız acıyla birlikte mücadelemize devam ediyoruz. Temyiz dilekçelerimizi yazıp gönderdik, raporlarımızı tekrar gönderdik. Artık bu gerçekleri, gerçekten cezayı uygulayacak tecrübeli hakimlerin görmesini istiyoruz. İçimizde büyük bir öfke var. Sadece Kıbrıslı aileler olarak değil, tüm Kıbrıs halkı olarak çok büyük bir öfke duyuyoruz. Sadece otelin sahiplerine, fenni mesullere veya kamu görevlilerine değil; buna izin veren her türlü yetkiliye çok büyük bir öfke duyuyoruz. Türkiye’nin bize bir adalet borcu var.” söyleminde bulundu.

“Bu otel çocuklarımızı öldürdü”

Karakaya, açıklamasının devamında “Maçlarını oynayıp şampiyon olarak dönmeyi planlıyorlardı. O yetkililerin izin verdiği bu otel çocuklarımızı öldürdü. Bizim çocuklarımız yüzünden ölmedi. Bizim çocuklarımız ihmaller, sorumsuzluklar, usulsüzlükler ve ahbap-çavuş ilişkileriyle alınan yapı ruhsatları yüzünden öldüler. Bu gerçeği durmaksızın haykırmaya devam edeceğiz. Bize verilmesi gereken adaleti söke söke alacağız. Bizim sabah uyanmak için tek amacımız bu” sözlerini sarf ederken Yargıtay’dan olumsuz bir karar çıkması durumunda önce Anayasa Mahkemesi’ne daha sonra ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacaklarını ifade etti.

Karakaya, “Bizim çocuklarımız geleceği çok parlak çocuklardı. Onları bile bile öldürdülerse bunun cezasını çekmek zorundadırlar. Türkiye Cumhuriyeti adaleti bu cezayı vermek zorundadır. O suçlular gün yüzü görmemeli” ifadelerini kullandı.

“O torunlarıyla vakit geçiriyor”

Fenni mesul Hasan Aslan’a 16 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası verilerek tutuklanmasına hükmedildiğini fakat hala bulunamadığını hatırlatan Karakaya, “Mahkeme süreci boyunca adli kontrolle serbestti. Aldığı ceza uygulanamadı. Çünkü Hasan Aslan bulunamıyor. Hasan Aslan nerede? Hasan Aslan’ı neden bulamıyorsunuz? Biz her gün mezarlıklarda evlatlarımızın mezar taşlarını öperken, o dışarıda torunlarıyla vakit geçiriyor. Lütfen, Hasan Aslan’ı bulun ve onu ait olduğu yere gönderin” dedi.

Karakaya, 16 Temmuz’da görülecek ikinci kamu görevlileri davası hakkında bilirkişi raporlarının usulsüzlükleri açıkça ortaya koymasına rağmen hiçbir kamu görevlisinin tutuklanmadığını kaydetti ve durulmada, sorumluların tekrar tutuklanmalarını talep edeceklerini belirtti.

“Çocuklarımıza mezar hazırladılar”

Otelde 14 yaşındaki kızı Serin’i yitiren ve enkazın altından yaralı olarak kurtarılan ceza hukukçusu Doç. Dr. Pervin Aksoy İpekçioğlu, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi’nin, yerel mahkemenin kararını hukuka uygun bularak esastan reddettiğini kaydetti ve “Biz de temyiz başvurusu yaptık. Yargıtay’daki hakimlerin, İsias Oteli özelinde ‘olası kast’ kusurluluğunu tespit etmelerini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

İpekçioğlu, bilirkişi raporlarıyla ispatlanmış ‘olası kast’ kusurluluğunun ‘de hukuki süreçte dikkate alınmadığını ve bilinçli taksirden öteye geçilmek istenmediğini belirterek “Bunun nedeni Türkiye inşaatla var olan ve ondan rant kapısı açan bir ülke. Dolayısıyla bu inşaattaki müteahhitlerden bir baskılama var. Maalesef ki ‘bilinçli taksir’den öteye geçemeyen bir tespit var. Fakat Türkiye’de her ne kadar adalet yoksa da biz bunu var edeceğiz. Çünkü çocuklarımız oraya ülkelerini temsilen gittiler ve orada 3-5 tane ahlaksızın yaptıkları bina ile çocuklarımıza bir mezar hazırladılar” söyleminde bulundu.

“Adaletli olmalarını istiyorum”

İpekçioğlu, otelin ikinci ruhsatının sahte olduğunu, kullanılan malzemelerin kalitesiz ve eksik olduğunu vurgulayarak “Bir şeyleri örtmeye çalışıyorlar. Yönetmeliğe uymadığına göre, uydurmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla burada bir sahtecilik var. Sahtecilik taksirle işlenebilen bir suç değildir” sözlerini sarf etti ve ana dava ile kamu görevlilerinin davalarının birleştirilmesi gerektiğini ifade etti.

“İki dava birleşseydi maddi gerçekler ortaya çıkacaktı, ancak bunu görmek istemiyorlar. Sebebi ise inşaat sektöründeki ranttır. Maalesef bu, Türkiye’nin acı gerçeğidir” söyleminde bulunan İpekçioğlu, Yargıtay’daki hakim ve savcılara çağrı yaparak “Ben adaletli olmalarını istiyorum. Ben de ceza hukukçusuyum. Hepimiz aynı eğitimden geçtik, ben olası kastın ne olduğunu biliyorsam ve hangi somut olaylarda uygulanması gerektiğini öğrenmişsem onların da öğrendiğini biliyorum. Vicdan ve cesaretleri arasında sıkışıp kalmasınlar” ifadelerini kullandı.

Pervin Aksoy İpekçioğlu, tutuklu otel sahibi Ahmet Bozkurt’un avukatı Fuat Göktaş’ın mahkemeye sunduğu belgeye göre, müvekkilinin sağlık sorunları nedeniyle cezaevinden hastaneye sevkini talep ettiğini açıklarken sanık Ahmet Bozkurt’un duruşmalarda sağlığının yerinde olduğunu anımsattı. Bozkurt’un veya ‘daki bir hastaneye sevk talebinde bulunduğunu ifade eden İpekçioğlu, “Ahmet Bozkurt ve tüm sanıklar şunu gözden çıkarmalı: Cezaevi bir tecrit yeridir. Siz toplumla uyumlu olmadığınız, toplum aleyhine hareketlerde bulunduğunuz için cezaevine konursunuz. Bu, yaptığınız fiilin bedelini ödemek içindir. Cezaevinde, dışarıdaki sosyal hayatta sahip olduğunuz imkanlara sahip olamazsınız. Biz çocuklarımızı toprağa verdik, bunun bedelini ödemeleri gerekiyor. Bizim hayatımız gitti ama onlar özgürlüklerini kaybetmemek için tonlarca para harcıyor.” dedi.

“Başka çocuklar ölmesin diye”

Otelde 13 yaşındaki oğlu Aras’ı kaybeden ve enkazdan sağ kurtulan Murat Aktuğralı ise, “Sahte belgeler, kaçak kat, ikinci asansör gibi pek çok ihlal ispatlandı. Betonun hali ortada. Bizim tek talebimiz bu usulsüzlüklerin cezasız kalmaması” ifadelerini kullanarak “Eğer Türkiye bize gerçekten bu suçluların hak ettiği adaleti verecek durumda değilse, Türkiye sınırları dışına çıkacağız. Buna kararlıyız. Bu konuda bütün aileler hemfikir, hep birlikte hareket ediyoruz. Bu Türkiye’nin geleceğine yön verecek bir dava gibi görülüyor. Biz çocukları geri getirmeyeceğiz bu aşamada. Ama bu usulsüz fikirlere sahip olanlar, yapıları, inşa edenlere bir dur demek lazım. Başka çocukların ölmemesi için bizim mücadelemiz. Bu noktada tek beklentimiz gerçekten adalet.” sözlerini sarf etti.

ÇOK OKUNANLAR