Kendimi şaşırtmaya devam ediyorum. İlk yazma teklifi geldiğinde “O benden olmaz, siz başkasına sorun,” diyeli tam 2 yıl geçmiş. Mayıs 2023’ten bugüne, tamı tamına 199 yazı olmuş.
Sanırım yaptıklarıma herkesten çok şaşıran benim. Yapabileceklerimi ve potansiyelimi en son gören de ben. Yeni hayatımda bu işi artık bir oyun, bir felsefe haline getirdim. Yapamayacağımız hiçbir şey yok. Ve insanın yaptıkça yapası, adımları ve hedefleri büyütesi, daha çok dostu işe, oyuna katası geliyor.
İş değiştirenler, işten ayrılanlar, iş kuranlar; hayatlarındaki en zor dönemeçte oldukları korkusuna ve endişesine kapılıyor. Asıl endişelenmemiz gereken ise; yeni işleri merak etmemek, iş görüşmelerine gitmemek, girişimleri takibe almamak ve yeni işler hayal etmemek. Aslında en acıklısı, kendi hayallerimizi değil, başkalarının hayallerini gerçekleştirmeye çalışmak.
Unutanlar için hatırlatmakta fayda görüyorum: Hayal Nasıl Kurulurdu?
En güzel hayallerimi kırlarda bir ağaç altında yatarak ya da akşam yatağa uzandığımda kurdum. Ama bu kadar değil. Bazen bir film seyrederken, bazen uzun yolda yan koltukta, bazen yemek yaparken, bazen de yürürken. Hayallerim kaçmasın diye yatağımın yanında her zaman bir not defteri ve bir kalem olur. Yanımda biri varsa –özellikle hayal büyüten hayalperest arkadaşlarım– hemen onlara anlatırım. Bir hayalden başka bir hayal doğar, sonra ondan kendime iş çıkarırım. Kurduğum hayallerin hepsini keşke yazabilseydim diye üzülürüm. Hepsini hayata geçirseydim, acaba hayal kurmaktan vazgeçer miydim, diye düşünürüm.
Hayal kurmak, çocukların yaptığı en güzel şeydir. Onların hayalleri; olmayacak sandığımız fikirleri, aklımızın yatmadığı ve bazen saçma olabilecek hayal ürünlerini bize getirir. Ve bu ürünler aslında hepimizi mutlu eder. Bizi başka diyarlara, kendimizi daha iyi ve mutlu hissettiğimiz yerlere götürür. İlla kendi hayallerimi gerçekleştirmeye de gerek yok. Başkalarının hayallerinin de peşine takılabiliriz. Tek başına yola çıkmak ve yolda kalmak yerine, ortaya hayallerimizi açıp bir hayalin peşine hep beraber de gidebiliriz.
Hayalsiz bir dünyada yaşamak istemezdim. Hayalin gücü, gerçek olup olmamasından bağımsızdır; onu istemekte gizlidir. Hayal etmek, hayatımız boyunca yaptığımız en güzel şey. Hayal; zihinde canlandırdığımız düşsel bir görüntü, olmasını istediğimiz bir durum ya da gelecekle ilgili yarattığımız bir resimdir. Ama sadece bir kelime değil; insanı insan yapan, ilerleten, bağlayan, ayağa kaldıran, umut veren bir güçtür aynı zamanda.
Hayallerimiz, olmasını istediğimiz olayın, durumun gözümüzde canlanmasıdır. Ama bazen bu hayaller gerçeğe dönüşür. Bizi motive eder, yön gösterir, cesaretlendirir. Gerçeklerin çok zorladığı, üstümüze geldiği zamanlarda hayaller bizim oyun bahçemiz, düş parkımızdır. Aynı çocukken hayal edip, sahne kurup, misafirlere oynadığımız oyunlar gibi.
Ne kadar “zihinde tasarlanan ve gerçekte var olmayan şey, düş” desek de; gerçek hayatımızda hayallerin gerçeğe dönüştüğüne çok şahit olmuşuzdur.
Bizi en çok mutlu eden şeylerin başında, çok istediğimiz, hayal ettiğimiz bir şeyin gerçeğe dönüştüğünü görmek gelir. Hatta hiç beklemediğimiz, bizi ve sevdiklerimizi çok mutlu eden bir şey başımıza geldiğinde “hayallerimin bile ötesinde” deriz.
Hayallerimin bile ötesinde… Hayal kurmak, geleceğe inanmaktır. Henüz olmayanı hayal edenler sayesinde dünya bugün olduğu yerde değil. Yarın da aynı yerde olmayacak. Hayallerimiz sayesinde dönmeye ve değişmeye devam edecek.
Bu dünya bizim hayal ettiğimiz ülke değil diyorsak, daha çok, çok daha fazla hayal etmeli ve hayallerimizi her yerde, herkese anlatmalıyız. Belki hayallerimiz birbirine benzer, hatta aynıdır. İşte hem değiştirme gücünü, hem de insanları hayallerimize ortak ederek bulacağız. Çünkü aslında her şey bir hayalle başlar.
Senin bugünkü küçük hayalin, yarının büyük gerçeği olabilir. Düşünsenize, hayatımız boyunca neler neler hayal ettik? Bizi hayata bağlayan, bir araya getiren, iyi özelliklerimizi ortaya çıkaran ve hâlâ umudun olduğunu hatırlatan şey: hayal. Hayallerimiz gerçek olana kadar, hayallerimizi büyütmeye devam.
