Özgür Özel: 3 Kasım’da gelenler, 2 Kasım’da gidecekler; 2 Kasım Pazar Türkiye’nin kurtuluş günüdür
06 Temmuz 2025

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ekrem İmamoğlu’nun bir şafak operasyonuyla gözaltına alındığı 19 Marttan bu yana başlattığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingleri devam ediyor. Mitinglerin bu haftaki adresi Amasya’ydı ve meydanda bir kez daha ciddi bir kalabalık vardı. Mitingde her zaman olduğu gibi önce ekrem İmamoğlu’nun  mesajı okundu, sonra da genel başkan özgür Özel konuştu. Özel, son birkaç gündür erken seçim için tarih de telaffuz etmeye başladı. Zaten bu mitinglerin ve bu arada halen devam eden CHP imza kampanyasının amacı iktidarı erken seçime zorlamak. Özgür Özel erken seçimin 2 Kasım 2025 Pazar günü yapılmasını istiyor. Özel dün “Ey Erdoğan, kendine, partine güveniyorsan, 2 Kasım pazar getir sandığı al boyunun ölçüsünü! 3 Kasım’da gelenler, 2 Kasım’da gidecekler. 2 Kasım Pazar Türkiye’nin kurtuluş günüdür” dedi.

CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin Amasya’da düzenlediği ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitingine mesaj gönderdi. İmamoğlu mesajında, “CHP’li belediyeler; sadece yol yapan, çöp toplayan, park düzenleyen kurumlar değil, aynı zamanda adaleti, şeffaflığı ve halkla birlikte yönetme kültürünü inşa eden umut merkezleridir. Türkiye, sadece adaletli bir yargı sistemine değil, aynı zamanda dengeli bir kalkınmaya, üreten ve refahı adil paylaşan bir düzene sahip olacak” ifadelerini kullandı. 

Mitinge mesaj yollayan İmamoğlu şu ifadeleri kullandı: 

“Çocukların sesi eksiliyor sokaklardan, gelişemeyen ekonomi, umutlarınızı da çalıyor”

“Yeşilırmak’ın iki kıyısında, Canik dağlarının eteklerine kurulu, şehzadeler şehri, masalsı, destansı, güzelim Amasya… Güzelim Amasya’nın vakur, yüksek karakterleri insanları… Haksızlık karşısında boynunu eğmeyen, eğilmeyen, bükülmeyen, izzetini ve haysiyetini hiçbir ikbale değişmeyen Amasya halkı… Osmanlı’ya nice şehzadeleri yetiştiren, her yanı Türk-İslam kültürünün izleri ve özleri ile bezeli, Türkiye’nin en zarif şehirlerinden Amasya… Bu kadim şehrin hem tarihine hem bugününe dair ne varsa, yüreğimde taşıyorum. Biliyorum; nüfus azalıyor kırsalda, gençler göç ediyor. Çocukların sesi eksiliyor sokaklardan. Gelişemeyen ekonomi, umutlarınızı da çalıyor. Tarım, kuraklıkla boğuşuyor, emekçi kadınlar hâlâ eşitlik mücadelesi veriyor.

“CHP’li belediyeler adaleti, şeffaflığı ve halkla birlikte yönetme kültürünü inşa eden umut merkezleridir”

Ama bir şeyi daha biliyorum: Bu şehirde değişim başlamış. Ve bu değişimin öznesi sizlersiniz. 2024 seçimlerinde yazdığınız başarı hikayesi, yalnızca bir sonuç değil, aynı zamanda bir başlangıçtı. CHP’nin Amasya’da yakaladığı bu ivme, sadece sandıkta değil, halkın kalbinde kurduğu köprünün eseridir. Bugün CHP’li belediyeler; sadece yol yapan, çöp toplayan, park düzenleyen kurumlar değil, aynı zamanda adaleti, şeffaflığı ve halkla birlikte yönetme kültürünü inşa eden umut merkezleridir. Turgay Sevindi Başkanımızın liderliğinde Amasya Belediyesi’nin aldığı yüksek karne notu, işte bu anlayışın somut bir yansımasıdır.

“Biz, Türkiye’yi sadece yönetmek için değil; onarmak, iyileştirmek, kalkındırmak için yola çıktık”

Kıymetli Amasyalılar; sizinle birlikte hayal ettiğimiz Türkiye, sadece adaletli bir yargı sistemine değil, aynı zamanda dengeli bir kalkınmaya, üreten ve refahı adil paylaşan bir düzene sahip olacak. Amasya’nın elması, Türkiye’nin markası olacak. Soğan tarlalarından çıkan emek, yurtdışına uzanan ihracatla taçlanacak. Gençler üniversiteye girerken, ‘Okuyup da ne yapacağım’ demeyecek. İnsanlar ne kimliğinden ne inancından ne düşüncesinden ötürü korkmadan konuşacak. Çünkü biz, Türkiye’yi sadece yönetmek için değil; onarmak, iyileştirmek, kalkındırmak için yola çıktık. Bu yolun adı adalettir. Bu yolun adı üretimdir, eşitliktir, özgürlüktür.

“Amasya’da yazılan her değişim hikayesi, Türkiye’nin dönüşümüne ilham olur”

Ben, özgürlüğünden yoksun bırakılmış bir kardeşiniz olarak yazıyorum bu satırları. Ama inanın ruhum özgür. Çünkü biliyorum ki dışarıda, Amasya’da ve Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca yürekli insan, sadece benim değil, hepimizin özgürlüğü için mücadele ediyor. Biliyorum ki bu meydanda toplanan her biriniz, umut ve geleceğin arkasında duruyorsunuz. Ve unutmayın; Amasya’da yazılan her değişim hikayesi, Türkiye’nin dönüşümüne ilham olur. Tıpkı 1919’da olduğu gibi… Bu karanlık geçecek. Bu ülke yeniden nefes alacak. Ve biz, o güzel günleri birlikte inşa edeceğiz. Çünkü siz varsınız. Çünkü biz varız. Yolunuz açık, vicdanınız diri, umudunuz güçlü olsun.”

Özel: “Bu ülkeyi korkmayanlar kurdu, korkmayanlar kurtardı”

İmamoğlu’nun mesajının ardından kürsüye Özgür Özel geldi. Özel’in konuşması da şöyleydi:
“Taşında toprağında özgürlük yazan canım Amasya. Memleketim Manisa gibi şehzadeler şehri Amasya. Ferhat’ın dağları deldiği, milli mücadelenin simge mekanı, yurdun dört yanı işgal altındayken, milletin istikbalini yeni milletin azmi kurtaracaktır diyen yiğit Amasya! Bu ülkeyi korkmayanlar kurdu, korkmayanlar kurtardı. İçinde bulunduğumuz durumdan da korkmayanlar, sizler kurtaracaksınız. Amasya’ya adımımı attığımda, onun korkusundan 19 Mart’ta darbeye kalkışanların yaptıkları zulme inat, Ekrem Başkan’ın bir sonraki Cumhurbaşkanımızın resmi karşıladı beni. Hepinize teşekkür ediyorum. Ve bu meydana gelince, gönüllere taht kuran vefatıyla yasa boğan Ferdi kardeşim beni karşıladı. Hepinize teşekkür ediyorum.

Türkiye’nin neresine gitsek, Ferdi’nin ailesine çok selam söylüyorlar. Ben de buradan tüm Türkiye’ye ülkenin vicdanlı insanlarına teşekkür ediyorum. Bugün bundan önce yaptığımız 30 mitingten bir farkı var. bugün sabah bir kara güne uyandık. Bugün sabah aynı İstanbul gibi iradesi gasp edilmeye çalışılan şehirler var. İşte şimdi bu Amasya’daki bu muhteşem mitingi, sadece Amasya meydanı değil, bu mitingi, Adana izliyor, Antalya, Adıyaman izliyor. Adana’mıza, Antalya’mıza, Adıyaman’ımıza selam olsun.

1963 ve1977 seçimlerinden sonra Amasya’yı 47 yıl sonra Turgay Sevindi kardeşimizin kazanmasının sevincindeyim.

“AKP’lisini de MHP’lisini de kendisini düşünecek halkın iktidarını seçmeye davet ediyorum!”

Bir ülkede iktidarı kazanmanın yolu halkın rızasını almaktan geçer, öyle olmalıdır. Geçmezse orada kimse dönüp kimse milletin derdiniz dinlemez, işini görmez. Son dönem halkla bağını koparmış, artık halkın gözünden de gönlünden de düşmüş bir iktidar var. Daha nisan ayında zirai don yaşandı. Amasya dondan çok etkilenen bir ilimiz. O hafta Meclis’te Reşat Başkan bu sorunu dile getirdi. Tarımdan sorumlu genel başkanlar dile getirdi. 4 buçuk milyara ihtiyaç var. Ama sayın Erdoğan çıktı, ‘Abartıldığı gibi bir şey yok, bazı ürünlerde var bazı ürünlerde yok’ dedi. Amasya’nın ihtiyacı olan para 4 buçuk milyar. Amasya görmezden gelindi.

19 Mart darbesini yapmak, İmamoğlu’nu görevinden uzaklaştırmak ve bunun karşılığında düşen borsayı toplamak, çıldıran dolar kurunu düzeltmek için bize bunun maliyeti 6 trilyon lira oldu. Amasyalı çiftçinin ihtiyaç duyduğu paranın bin 333 katı. Don zararına bulamadıkları paranın bin 333 katını darbeye harcayanlara yazıklar olsun!

Amasyalı AKP’lilere MHP’lilere söylüyorum, senin don zararına para bulamayanlar, kendi iktidarları için memlekti strese soktukları sürece Amasya’nın ihtiyaç duyduğu paranın bin 300 katını buluyorlar. Sen destek oluyorsun, iktidara gelince sırtını dönüyorlar. Amasya’nın AKP’lisini de MHP’lisini de bu gaddar iktidardan uzak durmaya, kendisini düşünecek halkın iktidarını seçmeye davet ediyorum!

Bu ikitdar Amasya’yı unuttu. Amasya’da sulama alt yapısı yok. Türkiye büyük bir kuraklığa giderken, Amasya kuraklığa itiliyor. Amasya’yı unutanlara, bu hale getirenlere, Amasya’nın söyleyecek sözü var. O sandık gelecek. Demokrasi kimi istiyorsan getirdiğin istemiyorsan götürdüğün bir süreçtir. Ekrem İmamoğlu’nun resmini, sesini yasakladılar. Vekillerimiz gitti köprüye resmini astı. Bütün dünya gördü. Şimdi Amasya’nın dağlarında Ekrem Başkan’a özgürlük yazıyor.

Ekrem Başkan bu kadar yüksek alkış alıyorsa biliyorum ki onun gözleri doldu. Bu yiğidime bir klip de Amasya’dan çekmeyelim mi? CHP’de sırf erkekler olmaz, eşleri buraya bekliyoruz.

“Siz hiç Tayyip Bey’in son zamanlarda insan içine çıktığını gördünüz mü?”

Adana, Antalya, Adıyaman da yaktı mı ışıkları? Çocuklarından ayrı kalan bütün annelerin, babalardan çocuklarına gitsin bu balonlar… Artık milletin gözünden de gönlünden de düşen bu iktidar, toplumsal desteğini, meşruiyetini kaybetti. İşçinin, gencin, çiftçinin karşısına bakamayan bir iktidarla karşı karşıyayız. 

Kışın sıcak salonlarda oturdu Tayyip Bey, yazın klimalı salonlarda oturdu. Siz hiç Tayyip Bey’in son zamanlarda insan içine çıktığını gördünüz mü? Kahveye gelebiliyorlar mı? Sokağa çıkabiliyor mı? Derde derman olabiliyor mı? O zaman ne işi var bunların iktidarda? Değiştirelim gitsin!

Şimdi hükümetin adı var kendi yok. İstifa edemiyor. Her şey bir kişinin ağzından çıkıyor, her şey onun dolma kaleminden. Hükümete gerek yok, Erdoğan istifa! Tayyip bey öyle ileri geri konuşuyorsun ya, 3 tane savcının 3 tane yalancı şahidin arkasına sığınıp iktidarda kalmaya çalışıyorsun ya, Amasya’yı don vuruyor duymuyorsun, emekliyi duymuyorsun ya al bunu duy! Bu yükselen Amasya’dan milletin sesidir. Biz burada yüzde 7’de aldık son seçimde neredeyse 2 kişiden birinin oyunu aldık. Amasya’nın namuslu insanları evlatlarının geleceğine sahip çıkıyor. İyi ki varsınız. 108 günü arkadaşlarımız tutuklu. O gün İstanbulluları Saraçhane’ye çağırdık. Gece mitinglerinde milyonu bulduk.

“Aziz İhsan Aktaş’ı suç makinesini, hepsine iftira attırıp dışarı salıyorlar”

Anadolu’ya geçtik. Ne Yozgat bıraktık ne Van, Mersin’e de gittik Trakya’ya da. Gördüğümüz şudur ki millet iradesine sahip çıkıyor. Milli iradeyi yargı eliyle gasp etmeye çalışanlar var.  Egemenliği milletten alıp yargıya devretmek isteyenler, millete kafa tutanlar var. Miilet diyor ki İstanbul’u İmamoğlu yönetecek savcı diyor olmaz, millet diyor, Adana’yı Zeydan yönetecek savcı diyor olmaz, Antalya’yı Muhittin yönetecek savcı diyor yok, Adıyaman’ı Abdurrahman yönetecek savcı diyor yok. Burada o savcıya da ona siyasi görevleri verene de diyorum patron millettir, millet ne derse o olur!

Abdurrahman Tutdere, deprem olduğunda abisini, yengesini, 5 yaşındaki bebeği elleriyle gömdü. Sonra enkazların başına koştu. Onu partimiz aday göstermedi, Türkçe ve Kürtçe ağıt yakan analar, küçücük çocuklar, onun insanlığına şahit olanlar istedi. Antalya’da Muhittin Böcek, tarihte kimse 2 kez kazanamamış, üst üste kazanan yörüklerin gururu olan, bunların hepsini bir kefeye koyuyorlar. Aziz İhsan Aktaş’ı suç makinesini, hepsine iftira attırıp dışarı salıyorlar.

Aziz İhsan Aktaş’a 108 gün önce savcılık suç örgütü lideri dedi. AKP ile ilişkisine geç onu MHP ile ilişkisine geç onu diyor. CHP ile ilişkisinde deşeliyor, bu ifadeyle çıkamazsın benim dediğim gibi ifade vereceksin diyor. Bu itirafçı bizim arkadaşlarımıza yaptığı yalanların bir kenarını dolduramazken, Aziz İhsan Aktaş kimlerle çalışıyor? Yargıtay’ın işlerini o yapıyor. TBMM o yapıyor, devlet hava meydanlarını, THY’yi, Pamukkale ve Uludağ Üniversitesini, AKP’li Trabzon, Ordu, Kocaeli, Kahramanmaraş, büyükşehir belediyeleri, Elazığ, Isparta il belediyeleri 40’tan fazla ilçe belediyelerini AKP yönetirken, Balıkesir ile Şanlıurfa’yı, Afyon’u Kilis’i, Yozgat’ı, Uşak’ı AKP döneminde bu adam çöpleri topluyor ihalesini kazanıyor. bizimkilerden ihale aldı diye, hepsini içeri tıkıyorlar.

“Çatlasan da milletin dediği olacak, sen gideceksin Ekrem İmamoğlu gelecek!”

Bu kurumlardan birinin yöneticisini almıyorlar, bir memura soru sormuyorlar. Yapılan iş ne yolsuzluk soruşturmasıdır ne de ortada yolsuzluk vardır. Yapılan iş bir suç makinesi üzerinden Cumhuriyet Halk Partisine iftira atmak, tek suçu 31 Mart tarihinde AKP’yi yenmek olan arkadaşlarımızı cezalandırmak vardır. Buna izin vermeyeceğiz. Sayın Erdoğan’a söyleyeyim, çatlasan da milletin dediği olacak, sen gideceksin Ekrem İmamoğlu gelecek!

Türkiye’nin ekranları başındaki herkese söylüyorum, 1 ay sonra yüzümüze bakamayacaksın diyorlardı, gözünüze bakıyorum Türkiye. İftira var, kul hakkı var, arkadaşlarımızın namusuna el uzatmak var. Allah için biz onların yanındayız. Sonuna kadar arkalarındayız. Artık Türkiye bir yol ayrımındadır. Tüm siyaset tehdit altındadır. Bir avuç insan bu ülkeyi vesayetle yönetmeye niyet etmişlerdir. AKP ve MHP’nin de siyasetçileri, siyaseti eskisi gibi yapmak isteyen herkes tehdit altındadır. Devletin bin yıllık geleneği tehdit altındadır. Artık bu mücadele demokrasi mi otakrasi mi mücadelesidir. Bu mücadele sandığa sahip çıkma mücadelesidir. Herkes tarihteki yerini doğru almalıdır. Devletin şerefli yargı mensuplarını, bürokratlarını, vicdan sahibi siyasetçilerini, amasya’nın hangi partiye oy verirse versin bu darbeye karşı milletin iradesine saip çıkmaya davet ediyorum.

Bugün tertemiz başkanlarımızı almışlar, hükümsüzdür. Gelin yalanlarınızla , iftiralarınızla, fezlekelerinizle gelin. Şafak operasyonlarıyla gelin. Gerçeği değiştiremeyeceksiniz, Türkiye’yi engelleyemeyeceksiniz. 

“Övünerek söylüyorum ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi, Türkiye’nin 1. partisi”

Diyorlar ki ya bu sosyal demokratlar, demokratlar hakikaten değişik adamlar. Ne kadar zulmetsek de enerjileri değişmiyor. Omuz omuzalar, geliyorlar şiir okuyorlar, halay çekiyorlar ama asla teslim olmuyorlar. Memleket kurtulana dek bu otobüs durmayacak. Parti kurdular, eyvallah baş tacı, 23 yıl seçime girdiler eyvallah baş tacı. Millet oy verdi millet saygı duydu.

Biz 47 yıl boyunca 1. parti olamadık, of demedik, kusuru kendimizde aradık. Rakibinize darbe yaptılar, onlardan önce Meclis’e demokrasiye sahip çıktık. Ama bunlar değil biizm gibi 47 yılı, 47 gün buna tahammül etmediler. Bir siyasi partinin demokrat olup olmadığına kazandığı gece değil, kaybettiği gece bakacaksın. Kazanınca övünen, kaybedince millete kafa tutanlara demokrat denmez, onlara hazısız denir! 50 sene kaybetmişiz, millete bir şey dememişiz. Çatlasanız da patlasanız da artık millet 31 Mart’ta kararını verm,ş, bundan sonra da getirecek. Övünerek söylüyorum ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi, Türkiye’nin 1. partisi.

“Bu iktidar gelemeden önce asgari ücret 7 çeyrek altın alıyordu”

Şimdi milletin 31 Mart’ta mesajını anlamayanlar hala milletle uğraşıyor. Asgari ücretliler, emekliler, tarihin en zor dönemini yaşıyor. İnanmayanlar kuyumcuya gitsin. 2002’de çeyrek altın kaç para? En düşük emekli maaşı kaç para? Bu arkadaşlar gelmeden en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Şu anda 2 buçuk çeyrek altın alıyor. Bu iktidar gelemeden önce asgari ücret 7 çyrek altın alıyordu. Şimdi 3 çeyrek altın alıyor.

Herbir emeklinin cebinden 6 çeyrek altın, herbir asgari ücretlinin cebinden 4 çeyrek altın kayıp. Bu çeyrek altın, masadaki peynirde kayıptır, çocuğun beslenme çantasında kayıptır. Artık bakan evlatlarının devri bitecek vatan evlatlarının devri başlayacaktır.

İstanbul’da Vatan Emniyet’in önüne selam yollayalım. Biz bütün taraflarla görüşerek, en düşük emekli maaşının 30 bin 205 lira olması için, asgari ücretin 30 bin 205 lira olması için ve memur emeklisine de 16 bin seyyanen zam verilmesi için kanun önerisi sunduk. Diyorlar ki 15’inden sonra biz tatile gideceğiz, nereye gidiyorsun millet bu haldeyken? Milletin yarası kanıyor. Milletin yarasına merhem olmayanlar, tuz basanlar tuzlu suya giremezler. Bu millet size hakkını helal etmiyor!

“3 Kasım’da gelenler, 2 Kasım’da gidecekler, 2 Kasım Pazar Türkiye’nin kurtuluş günüdür”

Ormandaki canlar yanıyor ama AKP sadece seyrediyor. AKP’den kurtulmanın zamanı geldi çoktan geçiyor. Devletin kurumları artık bir partiye açılıyor. Artık AK Parti devletten ayrı bir zümrenin partisidir. Artık AK Parti aşırı kibrin partidir. Cefakar ana-babaların, gençlerin, çiftçinin devletin millete kapattığı kapattığı kapıların ardında kalmasına izin vermeyeceğiz. Kurdukları bu kirli düzen artık çatırdıyor.

CHP, Türkiye’nin 1. partisi. Bunu hazmedemeyince kendine soru sordurmuş. Sen 1. parti olsan parende ata ata sandığa gidersin. Ey Erdoğan, kendine, partine güveniyorsan, 2 Kasım pazar getir sandığı al boyunun ölçüsünü! 3 Kasım’da gelenler, 2 Kasım’da gidecekler. 2 Kasım Pazar Türkiye’nin kurtuluş günüdür.”

 

ÇOK OKUNANLAR