CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Halk TV’de katıldığı canlı yayında soruları yanıtlıyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine yaptığı ‘Ankara merkezli siyaset ve Ekrem İmamoğlu’na sırt dönme’ çağrısına ilişkin konuşan Özel, “Ekrem İmamoğlu’na sırtını dönen, millete sırtını döner” dedi.
Özel’in açıklamalarında şu ifadeler yer aldı:
“- Emeklinin durumu iyileştireceğim dese koşa koşa giderim. Bana diyor ki, ‘Ekrem’i bırak, sokaklardan çekil, Ankara’ya gel, Ankara merkezli, siyaset yap, partinin başında otur.’ Tehdit var bir kere. İkincisi ‘Ekrem’i bırak’ diyor.
– Ekrem’i nasıl bırakırım. Ekrem dediğin adamın arkasında 15 milyon insan var. Ben 93 yaşında bastonuyla merdiven çıkan teyzenin, karnındaki bebeği için oy veren annenin emanetini nasıl bırakayım? Ekrem İmamoğlu artık ne Özgür’ün ne CHP’nin adayı o artık milletin adayıdır. Ekrem İmamoğlu’na sırtını dönen, millete sırtını döner.”
“- Bana ‘asgari ücreti artıracağız’ desin nereye çağırıyorsa giderim ama bu yaptığı çağrı siyasi ahlaklı bir çağrı değil. Partiyi bölmeye, Ekrem İmamoğlu ile beni ayırmaya partinin önceki genel başkanı ile beni ayırmaya çalışıyor. Görüyorsunuz işte. Kemal Bey’i küçültecek şeyler söylüyor, sonra dönüyor bana Kemal Bey’in döneminin daha iyi olduğunu benim beceriksiz olduğumu söylüyor. Neden? Kendi partisinde bir yere gelemiyor.
– Artık millet sırtına döndüğü için, emekli, çiftçi, esnaf, asgari ücretli oy vermediği için düşmüş yüzde 30’ların altına. Ne yaptı bu sefer bizim partinin içini karıştırmaya çalışıyor. Ben o oyuna gelir miyim. O oyuna geldiğin anda Erdoğan o dakika kazanır.”
Dokunulmazlığının kaldırılmasının gerçekleşme ihtimalini ve olası sonuçlarına ilişkin soruya Özgür Özel şu yanıtı verdi:
“Her şey beklenir. Göze alır demektir. Bunun da bir maliyeti olur. Ama pek çok maliyete katlanıyorlar buna da katlanmayı göze alırlar. Seçimden sonra birinci partisi olduk. Gittim ziyarete bulundum. Türkiye Belediyeler Birliğini beraber yönetelim dedik, onlar hiç yapmadılar. Ama bu normalleşme CHP’ye yarar dediler.
“- Tüm çağrıları kendince siyaset mühendisliği ama o dönemler geride kaldı. Her şeyin bir sonu var. Bak bu sefer biz kazandık ne oldu? Altın kemeri takıyordu sanki her şey sandıktan ibaret gibi onu milat yapıyor. ben seçildim ben yaparım. E şimdi ben seçildim kardeş ne olacak? Saygı duyacaksın saygı duymuyor saldırıya geçiyor.”
Özgür Özel’in açıklamasında öne çıkanlar şu şekilde:
Muhalefet bir eşiği aştı: Başımıza nahoş bir durum geldi. Pazar günü sabahleyin Zafer Partisi, öğleden sonra DEM Partisi geldi CHP’ye. Bu, önemli bir iş. Biz mitinglerde de hem Zafer Partisi’nin sayın Genel Başkanının hukukuna sahip çıkarken, Sayın Demirtaş’ın ve Sayın Yüksekdağ’ın hukukuna sahip çıktık. Orada, çok sert siyasi rekabet, uzlaşmaz karşıtlıklar olsa bile, muhalefetin birbiriyle uğraşmak yerine kendisine bunu yapanlara karşı kendini savunması önemli. Pazar günü bize her iki partinin de geliyor olması, muhalefette kurulan ilişkilerin samimi olduğunu gösteriyor. Türkiye’de muhalefetin bir eşiği aştığını gösteriyor.
Silah bırakma töreninde olmayacağız: 100 yıl sonra bu meseleyi aşıp, Türkiye’de terör sorunundan kurtulur, Kürt’ü Türk’ü kolkola bir fırsatı değerlendirirse, 21’inci yüzyılın ikinci çeyreği başlıyor. Yapay zekası, bilmem nesi, bu tren kaçtı mı bir daha yakalanmayacak. Buradan sonra bu üç yılı, beş yılı kaçırırsak, bundan sonra bir daha şöyle olacak: Dünyayı yöneten ülkeler ve yönetilen, onlara hizmet eden ülkeler. 3’üncü sınıf bir ülke, dünyayı yöneten ülkelere hizmet üreten, gıda üreten, penye üreten gariban ülkeler arasında kalabiliriz. Bu fırsatı değerlendirirsek zaten AB, CHP’nin vizyonuna destek veriyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni AB’ye tam üye yapıp, kaçırdıklarımızı yaparsak, hepimizin çocuğunun geleceği kurtulur. Ben buradan heyecan duyuyorum. Keşke Meclis Komisyonu oluşmuş olsa, komisyon da silah bırakma törenine gözlemci heyet yollardı, iyi olurdu.
Partilere davetler yapılıyor, bize DEM’den geldi: Devletin organizasyonun içinde olması ve net olarak bütün partilerle konuşuyor olması gerekiyor. O süreçte büyük ihtimalle biz orada olmayacağız ama bu süreci desteklemeyeceğimiz anlamına gelmez. O tören neye gebe bilemiyorsun. Meclis Komisyonu oluşsaydı, iyi olurdu. Süreci baltalamayız, silah bırakılmasını destekliyoruz. Sürecin karşısında değiliz.”
Yarınlarda bu iktidar yok: CHP, birlik ve beraberlik içinde tarihin partinin kurumsal kimliğine yapılmış en büyük saldırısına karşı dimdik ayakta duruyor, bu darbeyi püskürtmeye kararlıyız. Türkiye’nin yarınlarında bu yorgun iktidar, yaşlı iktidar yok. Gençlerin geleceğinin önünü açacak, Türkiye’yi AB’nin bir üyesi yapacak, vizesiz ve yasaksız Türkiye’yi gençlere kazandıracak CHP var.
