Sevgili değiliz, adı konmamış bir şey yaşıyoruz
12 Temmuz 2025

İrem Hanım merhaba,
Ben 38 yaşındayım, bekarım ama düzenli görüştüğüm biri var. Sevgili değiliz, adı konmamış bir şey yaşıyoruz. Seks güzel, zaman geçirince eğleniyoruz ama… sonrası hep boş. Sadece gece 11’den sonra yazıyor. Sabahları “günaydın” yok, gün içinde hâl hatır yok. Birlikteyken beni yere göğe sığdıramıyor ama ertesi gün ‘var mıydın, yok muydun’ havası. İşin tuhafı, benden “aidiyet” beklemiyor ama “başkasıyla görüşürsen üzülürüm” diyor. Yani bu nedir? Romantik gizlilik mi, yoksa duygusal korsanlık mı? Seks partneri miyim, yedek sevgili miyim?

Değerli Okurum,
Bu bir aşk değil. Adam net: Sınırlar çizilmiş. Ama kalemle değil, görünmez mürekkeple. Ne zaman sen bir adım ileri gitsen, “Biz öyle değiliz” duvarına tosluyorsun. Ama sen bir adım geri çekilsen, “Ama başkasıyla görüşme lütfen” duygusal ambargosu başlıyor.

Bu işin adı “exclusive casual.”Yani: “Sadece benle takıl, ama ben seni seçmiyorum.”Dürüst mü? Belki.Sağlıklı mı? Tartışılır.Seni besliyor mu? Sanmıyorum.

Seks güzeldir ama tek başına ilişki değildir. Değer görmek, sadece yatakta değil — gündüz, markette, tartışırken de olmalı.Ve kimse seni “aidiyet yok ama sadakat bekliyorum” çelişkisinde hapsedemez.Sen bir yol arkadaşı arıyorsun, o ise sadece gece yolcusu. Biriyle yalnızca vücutlarınız değil, zaman çizelgeleriniz de örtüşmeli. Adı olmayan şey, büyü değildir. Genelde, belirsizliktir.

Sanki artık sevgilim değil de ev arkadaşım yanımda yatıyor

Merhaba İrem Hanım,
Ben 30 yaşında bir erkeğim. 8 yıldır bir ilişkim var. Üniversite yıllarında başladık, beraber büyüdük, iş bulduk, taşındık… ve birbirimizi gerçekten çok iyi anlıyoruz. Kavga neredeyse hiç etmeyiz. Herkes “Ne kadar uyumlusunuz!” der. Ama artık o ilk zamanlardaki çekim yok. En son romantik bir tatile gittik — harika manzaralar, mum ışığında yemekler, ama yatağa gelince… sessizlik. Seks olmadı. Ve ilk kez hissettim: Sanki artık sevgilim değil de ev arkadaşım yanımda yatıyor. Bu his beni o kadar sarstı ki, döner dönmez ayrılma konuşması yaptım. Sessizce dinledi. Sonra, ertesi akşam… bana Victoria’s Secret iç çamaşırlarıyla kapıyı açtı. Güzel görünüyordu. Beni hâlâ istiyor gibiydi. Ve birden kararsız kaldım: Ayrılmalı mıyım, yoksa o tutkuyu yeniden inşa edebilir miyiz?

Değerli Okurum,
“Seks yoktu, ayrılmak istedim… sonra iç çamaşırı geldi, sistem çöktü.”

8 yıl az değil. Birlikte büyümek, aynı dili konuşmak, huzur bulmak büyük şans. Ama tutku dediğin şey, otomatik pilota bağlanmaz. Victoria’s Secret sürprizi, bir “Ayrılma! Bak hâlâ bir şeyler var!” hamlesi olabilir. Ama bu gösteri tek başına çözüm değil. Çünkü: İç çamaşırı, ilişkiyi kurtarmaz — sadece erteler. Seks varsa bile tutku yoksa, ilişki yanmaz — közde kalır. Suçlulukla kalınan ilişki, bir süre sonra sıkar. Siz çok iyi bir takımsınız belki, ama aşk takımı değil artık — mükemmel ev arkadaşlarısınız.

Asıl mesele şu: O tatilsiz, kavgasız, sessiz sekssizliğin nedeni sadece “alışmak” mıydı, yoksa artık arzu da sevgi de tükenmiş olabilir mi? Bunu anlamak için şu soruları sor kendine: Onu hâlâ düşündüğünde için kıpır kıpır mı?

Onu sadece alışkanlıktan mı seviyorsun, yoksa gerçekten hayatını onunla mı hayal ediyorsun?

Ayrılık fikri canını mı yakıyor, yoksa sadece “onu kırdım” diye mi üzülüyordun? Ayrılmak her zaman düşmanlık değildir. Bazen saygının en yüksek formudur. Ve kalmak da bazen aşk değil, ertelemedir.

Sorun bende mi? Çok mu güçlü bir kadınım?

Merhaba İrem Hanım,
Ben 36 yaşındayım. Bekârım. Başarılıyım. Güzelim. Zekiyim. Hayatımı tek başıma kurdum. Ama itiraf edeyim: Arada bir sadece “kırılabilir” olmak istiyorum. Ama kimse beni kırılabilir görmüyor. Son 3-4 yıldır hep aynı senaryo: Erkekler bana hayran oluyor, “Sen bir tanesin” diyor, sonra birkaç gece müthiş bir seks, ama sonrası sessizlik. Giden gidiyor. Soran yok, arayan yok. Yalnızca “vay be, ne kadın” deyip uzaklaşıyorlar. Ben sevişmek istiyorum, evet. Ama sadece tenime değil, içime de dokunacak birini. Ama her şey öyle hızlı, yüzeysel, neredeyse otomatik oluyor ki… Kendimi bazen “duygusal seks robotu” gibi hissediyorum. Herkes alıyor, ama kimse kalmıyor. Sorun bende mi? Çok mu güçlüyüm? Çok mu kendime yetiyorum?

Değerli Okurum,
Sen güçlü, bağımsız, zeki bir kadınsın. Ama ne yazık ki bazı erkekler bu gücü aşılacak bir duvar, kırılacak bir ego sınavı gibi görüyor.
Seninle yatmak, onlar için fetih, seninle kalmak ise sorumluluk. Oysa sen yatağa sadece vücudunu değil, güvenini de getiriyorsun. Ve her kaçış, o güvene bir çizik daha atıyor.

Sorun sende değil. Sorun, seninle sevişip seni tanımaya cesaret edemeyenlerde. Sen sadece seks istemiyorsun. Güvende sevişmek istiyorsun. Bu en temel insan hakkı. Ve güçlü olman, sevilmeyeceğin anlamına gelmez. Ama doğru kişi, seni sevilmek için zayıflatmaya çalışmaz. Tam tersine, o güce hayran olur ve içine sokulmak ister.

Şimdi yapman gereken:Kendini suçlamadan, ama karşıdakinin kapasitesini gözlemleyerek ilerlemek. Kimseye “Beni anlamadın” deme. Sadece daha iyi anlayacak birini bekle.

Ve unutma:Sen yalnız değilsin. Sen, sadece herkesin görmekten korktuğu kadar gerçeksin.

ÇOK OKUNANLAR