Bekârlık vergisi
18 Temmuz 2025

Kuzey Makedonya’da 25 yaşını doldurmuş ve belirli bir miktarın üzerinde gelir elde eden bekârlardan ek bir vergi alınacağı haberi, ülkemizde de “bekârlık vergisi” tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Türkiye’de bekârlık vergisi Cumhuriyetin ilk yıllarında zaman zaman tartışılmış ve basında geniş yer bulmuş olmasına rağmen hiç uygulama bulmadı.

Amaç nüfusun çoğalması

Bekârlık vergisinin temel amacı nüfusun çoğalmasını desteklemek. Bu uygulamanın ülkemizde Cumhuriyetin ilk yıllarında tartışılması tesadüf değil. Uzun süren savaşlar genç nüfusu eriterek nüfusta ciddi bir azalmaya, doğum oranlarının düşmesine ve de verimli olarak çalışan kişi havuzunun önemli ölçüde küçülmesine yol açıyor. Çözüm? Daha fazla genç nüfus, yani daha fazla çocuk.

Cumhuriyetin ilk yıllarından farklı olarak günümüzde nüfus azalması daimî bir “sorun”. Bir ülkenin nüfusunun bir nesilden diğer nesile azalmadan aktarılabilmesi için gereken doğurganlık oranının kadın başına 2.1 olduğu belirtiliyor. The Lancet’de 2024 senesinde yayımlanan bir araştırmaya göre 2050 senesinde kadar ülkelerin dörtte üçünün doğurganlık oranları nüfuslarının devamını sağlamaya yeterli gelmeyecek. 1.1-1.2 doğurganlık oranı ile, Türkiye de bu ülkeler arasında yer alıyor.

Ekonomik destek önemli

Nüfusun artabilmesi için aile kurmanın gerçek anlamda desteklenmesi önemli. Ailelere sağlanabilecek vergi avantajları, iş hukukunda yapılabilecek çeşitli değişiklikler ya da doğrudan maddi destek şeklinde farklı ekonomik avantajlar hayata geçirilmeli. Bekârlık vergisi, ailelere sunulan bu gibi avantajlar için finansman sağlamayı amaçlıyor.

Örneğin, Trump yönetimi 2025 -2028 seneleri arasında doğan her Amerikan vatandaşı bebeğe 1.000 dolar bakiyeli bir hesap açılacağını ve hesapta biriken mevduattan herhangi bir vergi alınmayacağını açıkladı. Arzu eden aileler hesaba senede 5.000 doları geçmeyecek şekilde katkıda bulunabilecek. Çocuk 18 yaşına gelene kadar hesaptaki para herhangi bir şekilde kullanılamayacak. Benzer uygulamalar pek çok ülkede mevcut.

Çocuklar bir nevi “kamu malıdır” görüşü

Ekonomist Nancy Folbre’nin Mayıs 1994’te öne sürdüğü görüşe göre çocuklar bir nevi kamu malı, yani bütün toplum açısından değer taşıyorlar ve bu nedenle bütün toplum tarafından finanse edilmeleri gerekiyor.

Folbre’nin görüşüne göre çocuk bakımına herhangi bir zaman harcamayan kişiler, çocuk büyüten kişilerin emeklerinden ücretsiz faydalanıyor. Ekonomistin savını desteklemekte kullandığı temel argüman çocukların gelecekte elde edecekleri kazancın sosyal güvenlik sisteminin devamlılığını ve devletin borçlarının ödenmesini temin edecek olması.

Folbre, çocuk büyüten kişilerin (genellikle kadınlar) kendi kazançlarının tamamı ya da bir bölümünden vazgeçmek durumunda kaldıklarının ve üstlendikleri bakım görevi karşılığında herhangi bir şekilde sosyal güvenlik imkânlarından faydalanmalarının da mümkün olmadığının altını çiziyor.

Yani, “bekârlık vergisi” aslında bir “çocuksuzluk vergisi”.

Sorun gerçekten “çocuksuzluk” mu?

Doğurganlık oranının artması için gerekli finansmanın bir “bekârlık vergisi” ile elde edildiğini varsayalım, sorun çözülecek mi? Bu doğan çocuklar iş bulabilecek ve sosyal güvenlik sistemine katkıda bulunabilecek mi? Ya da gerçekten bir katma değer üretebilecek ve devletin borçlarının ödenmesini temin edebilecek mi?

İstihdam dünya genelinde büyük bir sorun teşkil etmeye devam ediyor. Yapay zekâdan kaynaklı ek bir istihdam krizi de bekleniyor. Var olan çalışma yaşındaki nüfusun bile iş bulma garantisi yok. Ülkemizde 4 milyonun üzerinde “ev genci” olması bunun en büyük kanıtı. Sosyal güvenlik sistemini desteklemek için daha fazla çalışabilecek nüfusa değil, başka çözümlere ihtiyacımız var belli ki.

Bir de bizzat nüfustan kaynaklanan sorunlarımız var. Artan nüfusa yetiştirilemeyen gıda başta olmak üzere çeşitli tüketim ürünleri ormanlarımızı, doğal kaynaklarımızı yok ediyor. Kullandığımız araçlar, şehirlerimiz, attığımız neredeyse her adım küresel ısınma ateşine gaz döküyor. Bir umut ekonomiye katkısı olur diye nüfus artışını destekleyerek bu sorunları daha kötü hale getirdiğimizde ne olacak?

Konuyu farklı yönlerden inceleyen, yaratıcı bir çözüm şart

Konuyu tek bir perspektiften ele almak yerine, farklı sorunları bir arada gözden geçirerek bir ya da birkaç çözüm üretmek şart. Sosyal sigorta sistemi uzun süredir dünyanın pek çok ülkesinde sorunlu, bu sistemin etraflıca gözden geçirilmesi ile işe başlanabilir. Bu vesile ile, çocuklarının bakımını üstlenen annelere de bir güvence sağlanması yoluna gidilebilir. Bir vergi alınacaksa yapay zekâdan kaynaklanması beklenen istihdam krizini çözmek için, tercihen yapay zekâdan faydalanan kurumlardan vergi alınması yoluna gidilebilir.

Farklı çözümler gözden geçirilirken, hatırlanması gereken temel bir husus var. Nüfus artışı demek, insanlardan çocuk büyütmelerini beklemek demek. Çocuk sahibi olmama yönünde tercihini kullanan bir kadın ya da erkekten “bekârlık vergisi” tahsil edilmesi, kişisel tercihlere son derece büyük bir müdahale. Her şeye rağmen, kadınlar için bekârlık vergisi ödemenin maliyeti, ödememenin maliyetinden çok daha düşük. Zira, the London School of Economics’te görev yapan Prof. Paul Dolan’ın yakın zamanda yaptığı bir araştırmaya göre en mutlu insan grubu hiç evlenmeyen ve çocuğu olmayan kadınlar.

ÇOK OKUNANLAR