Kadınların aralarında bile konuşamadığı bir sorun, ama çözümü var
19 Temmuz 2025

İdrar kaçırma menopozdan sonra ve doğum yapan kadınlarda daha sık görülüyor. Pelvik taban kaslarının zayıflaması, vajinal doğumlar, menopoz, obezite, kronik kabızlık, idrar yolu enfeksiyonları, diyabet ve nörolojik hastalıklar idrar kaçırmaya yol açabiliyor.

Stres tipi (hapşırma, öksürme ile), sıkışma tipi (ani idrar hissi ile) ve karma tip gibi farklı türleri olan idrar kaçırma yaşamın tüm alanlarını etkileyebiliyor.

‘Birçok kadın yıllarca gizliyor’

Konuyla ilgili Diken’in sorularını yanıtlayan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Dr. Mehmet Bekir Şen, bu sorunun sanıldığından çok daha yaygın olduğunu söyledi: “Tüm kadın popülasyonunun içinde görülme sıklığı yüzde 15-20. Ancak bu oran farkındalık ve utanma duygusu nedeniyle gerçek sayıların altında kalabilir. Çünkü birçok hasta bunu yıllar boyu gizlemek zorunda kalıyor.”

Şen’e göre mahremiyet sınırlarında görülmesi, kadınlıkla, kontrolle ve cinsellikle ilişkilendirilmesi nedeniyle mevzu ‘sır’ olarak kalıyor.

Tedavi edilebilir olduğu yeterince bilinmiyor

İdrar kaçırma özellikle genç yaştaki kadınlar için ‘yaşlılık’, ‘kontrolsüzlük’ ya da ‘hijyen eksikliği’ gibi olumsuz çağrışımlar yapabiliyor.

Şen, her biri fizyolojik bu durumların bir ayıp olarak kodlanmasının kadınlarda utanca yol açtığını söyledi: “Yetersiz bilgilendirme de bir başka sebep. Çoğu idrar kaçırmanın tedavi edilebileceğini bilmiyor. Hatta bazıları bunun yaşla birlikte ‘normal’ olduğunu düşünüp kabulleniyor.”

Şen, idrar kaçırmanın ‘kesinlikle kader olmadığını’ hatırlattı.

Doğum sonrası pelvik taban kaslarını güçlendirmek, düzenli egzersizler ve bilinçli yaşam tarzıyla bu risk azaltılabilir. Erken müdahaleyle kontrol altına almak da mümkün.

Östrojenin azalması etkili

Genellikle 40-45’li yaşların ortasından itibaren risk artıyor. Ancak çok doğum yapmış, iri bebek doğurmuş, travmatik doğum yapmış, obezite ya da kronik kabızlık gibi durumlar yaşayan kadınlarda idrar kaçırma, çok daha erken görülebiliyor.

Peki neden menopozdan sonra sıklığı artıyor?

Menopozda östrojenin azalması, vajinal dokularda incelme ve pelvik kaslarda zayıflamaya neden oluyor. Bu da idrar tutma fonksiyonlarını doğrudan etkiliyor.

Şen “Menopoz sonrası hormon eksikliğiyle birlikte bu bölgelerde incelme, kuruluk ve zayıflama olur. Bu da idrar tutmayı zorlaştırır” dedi.

Vajinal doğum yapanlarda daha sık

Doğum şeklinin de idrar kaçırmada etkisi var. Vajinal doğum, pelvik kaslar ve sinirler üzerinde travmatik etkilere neden olabiliyor. Özellikle doğum kesisi veya vakum-forseps gibi müdahaleler pelvik destek dokularını bazı kişilerde zayıflatabiliyor.

Şen, bu faktörlerin sorunu yaratmada tek başına genellikle yeterli olmadığını söyledi: “Kolajen dokularının güçsüzlüğü, spor veya pilates gibi pelvik kasları güçlendiren egzersizlerin yapılmaması gibi birçok faktör birleştiğinde genellikle sonuç bu oluyor.”

İdrar kaçırma tedavisinde cerrahi dışı yöntemler büyük gelişme gösterdi. Fakat mesane sarkması, ileri derece idrar kaçırma gibi durumlarda cerrahi hala ilk seçenek.

Şen’in verdiği bilgiye göre lazer ve radyofrekans gibi yöntemlerle yüzde 60-65 oranında başarı sağlanabiliyor. Hafif ve orta düzey kaçırmalarda cerrahiye gerek kalmadan çözüm mümkün.

İleride derecedeyse ameliyat gerekebilir

İleri derecede bir idrar kaçırma veya ileri evre mesane sarkmasında mutlaka operasyon gerekiyor.

Şen şöyle dedi:

“Kişiye özel tedavi çok önemli. Kimin hangi tedaviye uygun olduğu kadın hastalıkları ve doğum uzmanının muayenesinden anlaşılabilir.

Çünkü her kadının hikayesi, anatomisi ve şikayet düzeyi farklı. Hastanın yaşı, doğum geçmişi, şikayetin derecesi, yaşam tarzı ve beklentileri dikkate alınır. Kişiselleştirilmiş bir plan oluşturulur.

Fraksiyonel CO2 lazer, pelvik kas güçlendirici cihazlar, radyofrekans ve PRP gibi yenileyici teknikler kullanılıyor.

Etkileri kişiye göre 12-24 ay arasında sürebilir. Düzenli kontrolle gerektiğinde yenileme uygulanır.”

ÇOK OKUNANLAR