Türkiye dünden beri İstanbul Dedeman Otelinde yapılan bir “Kalite Ödülü” ödül töreni sırasında yaşananları konuşuyor. Törende ödül almak için sahneye çıkan bir iş insanı, Bowax adlı şirketin patronu Lokman İn, aynı törenin sunucusu olan manken Özge Ulusoy’u önce sahnede, sonra sosyal medyada çok ağı ifadelerle eleştirdi, Ulusoy’u “Dolandırıcılık yapmak”la suçladı. Bu suçlamalara o gece cevap vermeyen Ulusoy dün bir yazılı açıklama yapıp Lokman İn aleyhinde dava açacağını duyurdu.
Bir ajans tarafından dağıtılan Uluslararası Kalite Ödülleri töreninde Güvenilir Girişimci ödülünü almak için sahneye çıkan Bowax Türkiye’nin kurucusu Lokman İn’in konuşması ortamı germişti. Lokman İn sahnede mikrofonu alarak, daha önce bir proje için anlaşmaya vardıkları manken Özge Ulusoy’un sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia etti.
Açıklamalarını sürdüren İn, şu ifadeleri kullandı:
“Açılışa geldi, para aldı fakat paylaşım yapmadı. Telefonla arıyorum, cevap vermiyor. Sahnede sesimiz duyulmasın diye müziği açtırıyorlar. Ünlü olması herkesi dolandırabileceği anlamına gelmiyor. Beni görünce kaçıyor. Aldığı paranın hakkını vermesi gerek. 19 yıllık ticari hayatta inişler çıkışlar çok farklı insanlarla karşılaşıyorsunuz. Ben sahneye gelene kadar burada bir sunucu hanımefendi de vardı. Tesadüftür geldiğimde öğrendim. Ne yani ünlü diye dolandırma hakkına mı sahip? Kaçmakla oluyor mu?”
Özge Ulusoy’dan açıklama: Dava açıyorum
Görüntülerin gündem olmasıyla Özge Ulusoy cephesinden açıklama geldi.
Ulusoy’un avukatı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Müvekkilimiz sayın Özge Ulusoy, 20 yılı aşkın süredir kamuoyunun yakından tanıdığı başarılarıyla takdir toplayan ve itibarıyla öne çıkan bir oyuncu, manken ve sunucudur. Son günlerde sosyal medya ve çeşitli dijital mecralarda yer alan mesnetsiz açıklamalar nedeniyle kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi zaruri hale gelmiştir.”
“Son yaşanan olaylar, müvekkilimizin ismi ve itibarı kullanılarak ilgili şahıs ya da şirketin sosyal medya görünürlüğünü artırma, kamuoyunda sansasyon yaratma ve ticari tanıtım elde etme gayesiyle kurgulanmış olup, toplumun hassasiyetleri ile müvekkilimizin tanınırlığı kötü niyetli biçimde istismar edilmiştir.”
“Bu tür açıklamalar yalnızca müvekkilimizin kişilik haklarına ağır bir saldırı teşkil etmemekte, aynı zamanda hukuka aykırı ve haksız bir ticari rekabet yöntemi olarak da değerlendirilmelidir.”
“20 yılı aşkın meslek hayatında ilk kez bu derece asılsız ve hedef gösterici iddialara maruz kalan müvekkilimiz, kişilik haklarını, şeref ve itibarını korumak adına ceza hukuku ve özel hukuk yolları dahil olmak üzere tüm yasal süreçleri başlatmıştır. İtibar suikasti niteliği taşıyan bu açıklamalara karşı hukuki mücadelemiz her türlü mecrada kararlılıkla sürdürülecektir.”
