Annemin her okul dönemi başlarken veya yeni bir işe başlarken bana söylediği dileği hep aklımda tutarım. Ben de tanıştığım gençlere söyleyerek geleneği devam ettiriyorum: “İyi insanlarla karşılaşın.”
Futbola çok ilgili biri değilim. 80 ve 90’larda Ali Sami Yen’de unutulmaz maçlar seyretmişliğim vardır. Ama Seyrantepe’de yeni stadın açılışında canlı yaşadıklarımdan sonra “ben yokum” dedim. Takip ettiğim sporlar daha çok basketbol ve voleybol. Ama bu sefer Avrupa Kadınlar Futbol Şampiyonası radarımda girdi ve geçen hafta İsviçre Basel’de oynanan finali takip ettim. İngiltere, İspanya’yı penaltılarla geçerek ikinci kez üst üste Avrupa şampiyonu oldu.
Kazanan takımın teknik direktörü, 55 yaşındaki Hollandalı Sarina Wiegman’dı. Eski bir futbolcu, aynı zamanda beden eğitimi öğretmeni. İkinci çocuğuna hamileyken futbolu bırakıyor. Hollanda Milli Takımı’nda 99 kez forma giymiş bir sporcu. Hollanda’yı bir, İngiltere’yi ise iki kez ve arka arkaya Avrupa şampiyonu yaptı. Son beş büyük finalin tamamında, farklı takımlarla onun imzası vardı.
Neleri farklı yapıyor? Çalıştırdığı her takımı nasıl şampiyon yapmayı başarıyor? Ve en önemlisi: Ondan bizim öğrenebileceğimiz neler var?
Futbol meraklısı İngiliz arkadaşım ile de bu hafta yemekte konu açılınca daha çok merak ettim ve araştırdım. Wiegman’ın liderliğinin en çok öne çıkan özelliği: İyi bir insan olması. Final sonrası İngiliz oyuncuların söylediğine bakar mısınız?
Wiegman saha kenarında sakin, duygularını kolay kolay belli etmeyen biri
“Elbette ülkemiz için oynadık. Ama bir de teknik direktörümüz Sarina için oynadık, çünkü o çok iyi bir insan.”
Sarina’nın kişisel özellikleri ise; son derece dürüst, baskı altında sakin kalabilen ve her oyuncusuyla yakından ilgili biri olması. Onunla çalışan oyuncular, onun nazik, empatik ve iletişim gücü yüksek biri olduğunu söylüyor. Her oyuncusuyla farklı bir iletişim dili kurmayı başarıyor. Çok dürüst. Ama aynı zamanda güven, sevgi ve tutku aşılayan bir lider. Oyuncular onun için oynamak istiyor, çünkü ona inanıyorlar. Kazanmaya dair amansız tutkulu. Son beş büyük turnuvada beş final… Böyle bir başarıya ulaşabilen çok az isim vardır. Oyuncuları, Wiegman’ın maç öncesi konuşmalarının onları nasıl motive ettiğini şöyle anlatıyor: “Maçta geriye düşsek bile, bize söylediklerini hatırlayıp savaşmaya devam ediyoruz. Ne derse dinliyoruz.”
Saha kenarında sakin, duygularını kolay kolay belli etmeyen biri. Eskiden çok ciddi biriymiş; şimdi ise maçlardan sonra soyunma odasında oyuncularıyla dans edip şarkı söyleyebiliyor.
“Herkesin sevildiğini hissettirdiği için, onunla çalışmak büyük ayrıcalık,” diyor oyuncular.“Genelde hepimiz onun kızları gibi hissediyoruz. Bizi çok korur. Bu, onun kişiliğini anlatır.”
Wiegman, oyuncularına gerektiğinde zor ama saygılı konuşmalar yapmaktan çekinmiyor. Geri bildirimini net veriyor, ancak insan olarak da yanında olduğunu her zaman hissettiriyor. “Ne zaman isterseniz telefonla ulaşabilirsiniz,” diyen bir teknik direktör. “Hem lider gibi hem insan gibi davranır” diyor oyuncuları.
Takım İngiltere’ye döndüğünde, 65 bin kişi tarafından kahraman gibi karşılandılar
Bugünün liderlerinde en çok özlenen davranışlar ve özellikler değil mi? “Tecrübeli biri. Sessizliğini korur ve paniklemez. Baskı onun için sorun değil,” diyorlar. En zor anlarda bile oyuncularıyla yan yana. Bir oyuncusu şöyle diyor: “İstediğimde ona ulaşabileceğimi bilmek büyük şans.”
Takım İngiltere’ye döndüğünde, 65 bin kişi tarafından kahraman gibi karşılandılar. Ama bana sorarsanız asıl fark, kadın takımının duruşundaydı. Kadın oyuncuların çoğu, futbolla birlikte üniversite eğitimi almış, farklı alanlarda meslek sahibi olmuş kişiler. Konuşmaları, mütevazı halleri, takım olma bilinçleri… Hepsi gerçek birer rol modeldi.
Son iki yıldır kızım, arkadaşlarıyla Arsenal Kadın Futbol Takımı’nın maçlarına gitmeye başladı. Stadyum kadın taraftarlarla dolu. Her maçta 60 bin kişilik tribünler. Bu sezon Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldular. Bu sadece bir spor başarısı değil. Aynı zamanda genç kızlar ve kadınlar için güçlü bir temsil. Tıpkı bizim Filenin Sultanları’nın hepimizde yarattığı etki gibi. Spor, sadece kazanmak değil. Kimle çalıştığın, sana nasıl hissettirdiği, sana kim olduğunu hatırlattığı da bir o kadar önemli.
Sarina Wiegman bana bunu yeniden hatırlatıyor. “İyi insan, iyi liderdir.” diye bitirmek istiyorum. Ve iyi insanlarla birlikte çalışmak, mutlu eder ve kazandırır. Hem iyi insan hem de iyi lider olmak mümkün.