Suriye’de “Suriye Demokratik Güçleri” (SDG) adı altında ciddi bir askeri varlığa sahip olan PKK/YPG’nin Komutanı Mazlum Kobani, Yeni Yaşam isimli gazeteden Mehmet Ali Çelebi ve Doğan Cihan’a oldukça ayrıntılı bir mülakat verdi. Mülakat pek çok bakımdan Ankara’nın tepkisini çekecek nitelikte, çünkü hali hazırda Türkiye, PKK ile birlikte Suriye’deki YPG’nin de silah bırakmasını, askeri güçlerinin dağıtılıp bütün envanterinin merkezi Suriye ordusuna devredilmesini ve Kürt bölgesel yönetiminin sona ermesini bekliyor. Oysa Kobani bu beklentilerin tam tersine açıklamalar yapmış.
Kobani, Suriye’deki mevcut durumu değerlendirirken adem-i merkeziyetçi yönetim modelinin kaçınılmazlığına dikkat çekti. Mazlum Kobani, Kürt halkının haklarının Suriye Anayasası’nda tanınması gerektiğini belirtti.
“Kürt partileri ilk kez tek vizyon etrafında birleşti”
Mazlum Kobani, Kürt Birlik Konferansı’nın önemine değinirken şöyle dedi:
“Suriye’deki Kürt hareketinin ortaya çıkışından bu yana ilk kez, tüm Kürt partileri bir araya gelerek tek bir siyasi vizyon ve program üzerinde anlaştılar.”
Mazlum Kobani, Kürt heyetinin henüz Şam’a gitmemesinin nedenini şöyle açıkladı:
“Öncelikle askeriye ve güvenlik konuları gibi acil konuların ele alınması gerekiyor. Kürt meselesi de bunun bir parçası. Öncelikle genel konularda bazı adımlar atılmalı ve ardından Kürt sorunları da dahil edilmeli.”
“Şam ile müzakereler iki aşamalı sürecek”
Kobani, Şam’la yürütülen görüşmelerin iki farklı seviyede sürdüğünü açıkladı. Buna göre ilk seviyede Suriye’nin tüm bileşenlerini ilgilendiren genel konular ele alınıyor, bu heyette Araplar, Süryaniler ve Kürtler yer alıyor.
10 Mart Anlaşması’nın 2. maddesi Kürt halkının haklarıyla ilgili. Mazlum Kobani bu konuda şu değerlendirmede bulundu: “Kürt halkının hakları Suriye Anayasası’nda tanınmalıdır. Kürt heyeti bu konuya odaklanacaktır.”
Kobani, genel müzakereler tamamlandıktan sonra Kürt heyetinin özel olarak Şam’la görüşmeler başlatacağını kaydetti, “Genel çalışmalar tamamlandıktan sonra Kürt heyetinin Şam’la çalışmalarına başlayacağına inanıyorum” dedi.
“Mevcut sürecin başarı şansı daha yüksek”
Mazlum Kobani, mevcut durumun farklı olduğunu vurguladı, “Şu anda Suriye’de iki güç var. Biri Şam Hükümeti güçleri, diğeri Suriye Demokratik Güçleri. Bu iki güç bir anlaşmaya varabilir” dedi.
Kobani, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack’ın meseleyi hayata geçirmenin kolay olmadığını anladığını düşündüğünü belirtti:
“Sayın Thomas Barrack’ın meseleyi hayata geçirmenin kolay olmadığını anladığını düşünüyorum. Zamana ihtiyaç var, çok ciddi sorunlardır, kolay değildir. Suriye’nin tek elden yönetilemeyeceğini de anlamış durumda.”
“Adem-i merkeziyetçi Suriye olmalı”
Kobani, 14 yıllık iç savaşın ardından Suriye’nin eski haline dönmesinin imkansız olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“14 yıllık iç savaşın ardından Suriye’nin eski haline dönmesi imkânsız. Baas rejiminin dönemindeki gibi merkezi ve totaliter olmaz. Çünkü iç savaşın çıkmasına yol açan temel sebep merkezi sistemdi.”
Mazlum Kobani, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
“Adem-i merkeziyetçi bir Suriye olmalı. Tüm siyasi ve kültürel grupların kendilerini yönetme hakkı olmalı ve Suriye’deki tüm iller yerel yönetimler aracılığıyla kendilerini yönetebilmelidir.”
“Suriye Arap Cumhuriyeti adı değişmeli”
Mazlum Kobani, Suriye’nin adındaki “Arap” kelimesinin kaldırılması gerektiğini savunarak şu açıklamayı yaptı:
“Suriye adı Baas döneminden bu yana Suriye Arap Cumhuriyeti’dir. Bu ad Suriye’nin gerçekliğini yansıtmamaktadır. Arap kelimesi kaldırılmalıdır. Suriye yalnızca Araplara ait değildir. Tüm gruplara aittir.”