“Yaz kızım, 200 torba çimento…”
13 Ağustos 2025

Türk sinema tarihinin en unutulmaz sahnelerinden. Şener Şen, eşi Perran Kutman’a yarı çıplak yakalanır; “Sekretere yazı yazdırıyordum” diye kıvırır. Perran Kutman ise hem boğazına yapışır “Alçak herif!” der hem de küçük oğluna döner: “Tükür babana!” ve bu sahne bir ulusun hafızasına kazınır.

Gerçek hayatta bu sahne biraz daha farklı yaşanır ama ya tepkiler… Ah o tepkiler! Kocasını parkta sevgilisi ile yakalayıp saçlarından sürükleyenler mi istersiniz, Khloé Kardashian gibi eski eşi Lamar Odom’u takip edebilmek için tracker takıp kendisini motel odasında başka bir kadınla yakalayan mı.

Daha dün çıkan bir haberde İstanbul Taksim’de sevgilisiyle eğlenmek için gece kulübüne giden bir kadın ortalığı birbirine kattı. Başka bir kadının sevgilisine yakınlık gösterdiğini fark edip bıçağa sarıldı! Kadını, sevgilisini ve kavgayı ayırmaya çalışan 1 kişiyi yaraladı.

Kadın beyninin en hızlı çalışan anı nedir biliyor musunuz? Evet, eşini başka biriyle yakaladığı o saniye… O andaki hız, NASA’nın uzay mekiği fırlatma hesaplarını bile gölgede bırakır. Kalp atışları saniyede 120’ye çıkar, göz bebekleri büyür, vücut “savaş ya da kaç” moduna geçer.

Ve işte o noktada kadınlar, cehaletin dibine vurup şiddete başvurmayanlar dışında üç dört kategoriye ayrılır…

İlk kategori “Hollywood Sahnesi ya da Yeşilçam Draması Çıkaranlar” diyebiliriz. Bu kadın “Ne var orada? Beni mi bekliyordunuz?” derken hem kapıyı çarpar hem repliğini verir. Bu kadınlar, içlerindeki oyuncuyu sonuna kadar konuşturur. Psikolojik açıdan bu tepki, öfke ve şokun, kontrolü elde tutma arzusu ile harmanlanmış halidir. Yani kalp kırılmış ama ego hâlâ dimdik!

“Detektif Moduna” geçenler biraz farklı. Bu kadın anında soğur, telefonu çıkarır, fotoğraf çeker, kanıt toplar. Tıpkı dizilerdeki gibi: “Bana açıklama yapma, WhatsApp grubumla konuşursun.” Bu grupta genelde 3 yakın arkadaş, bir kuzen ve bazen avukat vardır. Psikolojik olarak bu, hayatta kalma stratejisidir: duyguyu askıya al, olayı belgeye dök. “İntikam soğuk yenen bir yemektir” cümlesini çoktan menüsüne yazmıştır.

Şekspir Trajedisine Dönüştüren kadının o an dizlerinin bağı çözülür, “Neden?” diye sorar, karşısındakine ve evrendeki tüm yıldızlara. Bu sahnede gözyaşı, tirad ve hafif titrek bir ses tonuyla “Ben sana neler verdim…” repliği vardır. Psikolojik olarak bu, bağlanma figürünün ihaneti karşısında yaşanan akut yas tepkisidir. Ama bilin ki bu tip kadın, ertesi gün saçını kestirip yeni bir hayata başlamaya en hazır olandır.

Bir de Nobel Barış Ödülü Adayları vardır. Şok anında bile sakin kalan, derin bir nefes alıp “Bitti mi?” diye soranlar… Ne kavga çıkarır ne sahne. Ama bu sakinlik, içten içe yazılan 3 sezonluk intikam dizisinin fragmanıdır. Psikolojik olarak bu, duyguları bastırıp planlama yapma modudur. Bence en tehlikeli tip… Çünkü o asla unutmaz.

Son olarak bir de olayı Cem Yılmaz Gösterisine Çevirenlerden bahsetmemiz gerekir. İlk tepki şu replik olabilir: “Ooo ne güzel, Netflix’te yeni sezon açılmış!” Bu tip, kriz anında bile zekâsını konuşturur. Herkesi şaşırtan bu mizah tepkisi aslında savunma mekanizmasıdır. Gülerken içi yanar ama bir şekilde olayı kendisi yönetir.

Özetle Kadınların tepkileri, geçmiş ilişkiler, kişilik yapısı ve bağlanma stilleriyle doğrudan bağlantılıdır. Kimisi savaşır, kimisi susar, kimisi güler…

Ama ortak nokta şudur: O an, ilişkideki tüm taşlar yerinden oynar ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz.

ÇOK OKUNANLAR