Modern bir Merkez Bankası’nın itibarı ve güvenirliği, ekonomi için çok önemli. Çünkü banka, özellikle enflasyon konusunda bir hedef belirler ve eğer yeterince güvenilir ve itibarlıysa ülkedeki bütün ekonomik aktörler onun bu hedefi tutturacağına inanır ve yıl boyunca davranışlarını buna göre ayarlar.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bu bakımdan güvenirliği ve itibarı çok da yüksek olmayan ama kendine güvenirlik ve itibar bina etmek isteyen bir kurum. Özellikle mevcut Merkez bankası Başkanı Fatih Karahan ve onun yardımcıları Cevdet Akçay ile Hatice Karahan bu konuda çok kararlı gözüküyorlar.
Ama yine de banka, bu yönetimin göreve geldiği 2023’ten itibaren güvenirlik tesis etmekte zorlanıyor. Bunun bir sebebi, 2023 öncesi makro ekonomide yaşanan derin bozulma kuşkusuz. Başka bir sebep ise siyasetin yaptığı tercihlerle Merkez Bankası’nın zaman zaman almak istediği şahin pozisyonun birbiriyle çelişmesi.
Tam da bu sebeple, Merkez Bankası iki yıldır enflasyon hedeflerini nokta atış olarak tutturmakta zorluk çekiyor. Banka, kendi ekonomistleri tarafından hazırlanan ekonometrik modeller çerçevesinde geleceğe dönük olarak bir enflasyon hedefi belirliyor ve ilan ediyor. İlan edilen bu hedef, aslında bir istatistik ortalama. Yani o tahminin br alt sınırı var bir de üst sınırı. Son iki yıldır enflasyon hep bu tahmin aralığının üst sınırında gerçekleşiyor, ayrıca tahminler de zaman zaman değiştirilebiliyor.
Bu yılı düşünün. Yılın sekizinci ayını bitirmek üzereyiz ve Merkez Bankası’nın yıl sonu için enflasyon hedefi yüzde 24. Bu hedefin tutmayacağını, onun yerine hedefin üst sınırı olan yüzde 29’un tutturulmasının bile büyük başarı olacağı herkesin bildiği bir şey.
İşte böyle olduğu için Merkez Bankası bu sefer enflasyon tahminleriyle ilgili açıklama yöntemini, daha doğrusu kendi ürettiği tahmin rakamlarına verdiği ismi değiştirdi. Artık eskinin “enflasyon hedefi”nin adı “ara hedef” oldu.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Başkan Yardımcıları Cevdet Akçay ve Hatice Karahan ile birlikte yılın üçüncü enflasyon raporunu İstanbul’da açıkladı. Karahan’ın açıklamasına göre 2025 yıl sonunda enflasyon yüzde 25- 29 aralığında, 2026 yıl sonunda ise yüzde 13-19 aralığında tahmin edildi. Karahan yüzde 24 değerini 2025 için ara hedef olarak koruduklarını belirterek 2026 ve 2027 ara hedeflerini ise sırasıyla yüzde 16 ve yüzde 9 olarak belirlediklerini söyledi. Bir önceki enflasyon raporunda verilen orta nokta 2026 için yüzde 12, 2027 için ise yüzde 8 seviyesindeydi.
Ara hedef olağanüstü gelişme olmadıkça değişmeyecek
Karahan açıklamasında bundan böyle, veri akışına bağlı olarak revize edebilecekleri “enflasyon tahminlerinin” yanı sıra, rapor dönemleri arasında olağanüstü gelişmeler olmadığı sürece değiştirmeyeceğimiz “ara hedeflere” sahip olacaklarını vurguladı. Bu ara hedeflerin, orta vadede enflasyonun yüzde 5’e gittiği dezenflasyon sürecinde, daha kısa bir vadede ulaşılması taahhüt edilen yıl sonu enflasyon düzeyleri olduğunu dile getiren Karahan, “Bu bağlamda, ara hedefler içsel para politikası patikasını belirlerken referans olarak alınacaktır. Böylece, kontrol ufku içerisinde enflasyonun ara hedeflere yakınsaması sağlanacaktır” dedi.
Küresel belirsizliklerin azalmasının ve enflasyonun daha düşük seviyelere gelmesinin etkisiyle tahmin aralığını önceki rapor dönemine göre daralttıklarını söyleyen Karahan, önceki dönemlerde enflasyon tahminlerinde değişim olması durumunda güncellemenin kaynaklarını paylaştıklarını bu rapordan itibaren ise bu iletişimi yılsonu enflasyon gerçekleşmesinin ara hedeften farklılaşması durumunda yapacaklarını vurguladı. Bir farklılaşma olması halinde sapmanın kaynaklarını, takip eden yılın ilk enflasyon raporunda paylaşacaklarını dile getiren Karahan, şu bilgileri verdi: “Geçen raporda, 2026 yılı enflasyon tahminini yüzde 12 olarak paylaşmıştık. Yeni yaklaşımımız çerçevesinde, 2026 yılı enflasyon ara hedefini yüzde 16 olarak belirledik. Aradaki 4 puanlık farkın detaylarına baktığımızda, daha yüksek gıda fiyatları varsayımının ara hedefi 0,9 puan yukarı çektiğini görüyoruz. Ara hedef üzerinde, enflasyon ana eğilimi ve ataleti 1,9 puan; büyük oranda fiyatı varsayımındaki güncellemeye bağlı olarak da TL cinsi ithalat fiyatları 1,2 puan yukarı yönlü etki yaptı.”
Ara hedefin gerektirdiği sıkılık korunacak
Karahan, dezenflasyon sürecinde, ara hedeflere ulaşmak için sıkı para politikası duruşlarını sürdüreceklerini vurgulayarak para politikasında aldıkları önlemler ile yurt içi talebin dezenflasyonist seviyelerde seyretmesinin en kritik husus olduğunu atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyeceklerini vurguladı.
Ara hedefe yönelik soru üzerine enflasyonda hem veri oynaklığının hem de belirsizliğin yüksek olduğunu kaydeden Karahan, zaman zaman bu tahminleri revize etmeleri gerektiğini bildirdi. Karahan, “Ama tahminle hedef aynı şey olunca tahminin revize edilmesi aynı zamanda hedefin de revize edildiği anlamına geliyordu ve bu para politikası iletişimini ve dolayısıyla etkinliğini zorlaştırıyordu. Dolayısıyla bu ikisini bu toplantıdan başlayarak ayırmaya karar verdik. Ara hedefleri bu rapordan itibaren belirledik. Çok uç gelişmeler olmaması durumunda bunları bundan sonra değiştirmeyi düşünmüyoruz” diye konuştu. Enflasyon raporu sunumu ve soru yanıtlarında Merkez Bankası Başkanı Karahan kesintisiz indirim döngüsü beklentilerini destekleyip güçlendirecek açıklamalar yapmazken sıkı para politikası duruşunun ve makroihtiyati önlemlerin uzun süre korunacağına ise sık sık vurgu yaptı. Yılın en heyecansız geçmesi beklenen enflasyon raporu toplantısını Merkez Bankası’nın normalleşme beklentilerinin ve azalan belirsizliklerin katkısıyla ara hedef açıklamasıyla kritik hale getiren Merkez Bankası 11 Eylül toplantısı ve diğer takip eden toplantılarda da veri odaklı karar almaya devam edeceklerine sık sık vurgu yaptı.
Kirada katılık beklentimiz kadar hızlı kırılmayacak
Fatih Karahan, “Hizmetin içinde eğitim ve kira kaynaklı katılık söz konusu. Burada da geçmişe endeksleme eğilimi var. Bir de bu iki sektör daha önceden çeşitli şekillerde fiyat kontrollerinin uygulandığı alanlar. Onların birikimli etkilerinin yansımasını da görüyoruz. Bunlar büyük ölçüde para politikası etki alanı dışında. ‘Para politikasının hiç etkisi yok’ değil ama para politikasının kolay etkileyebileceği bir kalem değil. Öncü veriler kira enflasyonunda aşağı eğilimin devam edeceğini gösteriyor. Katılıktan kastımız bunun daha hızlı kırılmasını önemsiyorduk. O kadar hızlı kırılmayacak gibi gözüküyor. Bunu da zaten 2026 hedeflerine de yansıttık” dedi.
Şimdi yüzde 20’nin altına inemez konuşulacak
TCMB Başkanı Karahan, katılıkla ilgili genel olarak “enflasyon şurada takılır” tarzında yorumların daha önce çok geldiğini anımsatarak, şöyle konuştu: “Önceden, ‘Hızlı bir şekilde 40’a, 35’e düşer ama altına inmez’ konuşuluyordu. Sonra sayı 30 oldu. Şimdi 25’ler konuşulmaya başladı. Birkaç ay içinde ’20’ye gidebilir ama altına gitmez’ denildiğini de görürüz. Neden? Çünkü parasal sıkılık oldukça yüksek seviyede. Bu da talep koşullarında dengelenmeyi devam ettiriyor. Dezenflasyonist bölgede olduğumuzu söyledim. Burada kararlılıkta kaldığımız sürece kıramayacağımız hiçbir katılık yok.”
Kredi kısıtlarını kısa vadede değiştirmeyi düşünmüyoruz
TCMB Başkanı Karahan, aylık kredi büyüme limitlerinde bir değişiklik olup olmayacağına ilişkin soru üzerine, kredi büyümesinin dezenflasyon patikasıyla uyumlu seyretmesinin çok önemli olduğunu ancak büyüme sınırlarının her zaman bağlayıcı olmadığını ifade etti. Karahan, “Çoğu zaman bağlayıcı olmuyorsa neden tutuyoruz? Beklentilerin hızla değişebildiği dönemlerde çok hızlı bir kredi talebiyle karşı karşıya kalabiliyoruz. Önlem alınmazsa dezenflasyon sürecini etkileyebilir. Bu tarz kısıtlar kredide aşırı büyüme iştahı olduğu dönemlerde bize yardımcı oluyor. Limitleri hızlı bir şekilde gevşetme yönünde talep var. Bunun için erken. Sadece kredi mevduat fiyatlamalarının etkinliğini artırmak adına ufak değişiklikler yapabiliriz ama limitleri şu anda kısa vadede değiştirmeyi düşünmüyoruz.”
Stopaj artışı TL’ye ilgiyi azaltmadı, 2.5 puanlık artış oldu
Temmuz PPK kararı sonrasında, temmuzun ilk haftasına göre tüketici kredisi faizlerinin 5.3 ve ticari kredi faizlerinin yaklaşık 5.5 puan gerilediğini ifade eden Karahan, mevduat faizlerinin seviyesinin TL’ye geçişi ve tasarrufları desteklemeye devam ettiğini vurguladı. Karahan stopaj artışı devreye girdikten sonra dolarizasyonda artış görmediklerini TL mevduat payında 2.5 puan artış yaşandığını vurguladı.
Bankaların TL mevduat hedeflerinde değişiklik yok
Başkan Karahan, TL mevduat rasyosu hedeflerinin makro ihtiyati çerçevenin önemli bir birleşimi olduğunu kaydederek “TL mevduat hedefleri tarafında önümüzde önemli bir süreç var, bir taraftan indirim yapıyoruz ama bu süreçte riskler de var. Bu sürecin önemli bir şekilde hassas yönetilmesi, sorunsuz bir şekilde gitmesi çok önemlidir. Burada da TL mevduat payının özellikle KKM hedeflerinin kalkacağı bir ortamda bir süre daha devam etmesi, TL tarafındaki algının oturması açısından önemli diye düşünüyoruz. Dolayısıyla kısa vadede böyle bir planımız, böyle bir takvimimiz yok” diye konuştu.
Faizde üst bant bir süre daha yüksek kalacak
Karahan faiz koridorunun simetrik hale getirilip getirilmeyeceğine yönelik soru üzerine şunları söyledi: “Her zaman söylediğimiz gibi temel fonlama aracımız bir hafta vadeli repo oranı. Ama konjonktürel gelişmelere göre de üst bandı kullanma ihtiyacı ortaya çıkabiliyor, birkaç ay boyunca bunu yaptık ve faydasını da gördük. Birkaç ay önce biliyorsunuz asimetrik koridora geçtik. Şu anda bunu kullanmıyoruz ama bize belli anlarda bir esneklik de sağlıyor. Dolayısıyla şu anda ihtiyacımız yok ama bir süre daha esnekliği koruma gerektiğini değerlendiriyoruz, bir süre daha kalacak.”
Hatice Karahan: Konkordato ilan edenlerin ekonomik etkisi çok düşük
Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Hatice Karahan, 2024 başından bu yana konkordato ilan eden firmaların istihdamdaki payının, örneğin binde beş civarında olduğunu belirterek, “Genel ekonomik görünüme burada bir risk olduğunu değerlendirmiyoruz ve özellikle de bir önceki sıkılaşma dönemine kıyasladığımızda, 2018- 2019 dönemine baktığınızda, bu firmaların ekonomideki etkileri ve payları çok daha düşük” dedi. Karahan, rezerv biriktirme politikasının neyin üzerine kurulu olduğuna ilişkin soru üzerine, “Rezerv üretimi politikamız her toplantıda gündeme geliyor. Biz genelde rezervleri dış şoklara karşı dirençli durabilmek için biriktiriyoruz, bu anlamda rezerv tutuyoruz diğer birçok merkez bankası gibi. Burada önceliğimiz rezerv yeterliliğini sağlamak. Uluslararası standartlar var bildiğiniz gibi, bu anlamda da rezerv yeterliliğini çeşitli göstergelerle ölçüyoruz. Burada bizim yeterlilik seviyelerine bu göstergelerde eşiklere ulaşmamız ve bunları geçmemiz önemli. Son duruma baktığımızda rezervlerimizde ciddi bir yükselme yeniden başladı ve göstergeler bağlamında da bazılarında yeterli eşiğin üzerine geçmiş durumdayız” dedi.
Cevdet Akçay: Sıkı para politikası önümüzdeki dönemde devrede olacak
TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay reel getiriye ilişkin soruya ilişkin, aylık enflasyonun aşağıya geldikçe reel değerlendirme üzerinde aşağıya doğru baskı devreye girdiğini belirterek, “Enflasyon aşağıya geldikçe geçişkenlik ve kurdan enflasyona geçişkenlik azaldığı için belli bir orandaki kur artışının enflasyon üzerindeki etkisi de azalıyor. Dolayısıyla aşağıya doğru baskı daha da artıyor” dedi. Gelecek dönemde bu oynaklığın ve düzeyinin de azalacağı bir dönem olacağını beklediklerini dile getiren Akçay, şunları kaydetti: “Eskisi kadar olmasa da düşük bir miktarda TL değerlenmesi görebilirsiniz ya da pek kayda geçmeyecek oranda bir TL değersizleşmesi de reel bazda görebilirsiniz. Ama para politikası sıkılığı, yerel para cinsi olan varlıklara cazibeyi koruduğu sürece bunların hiçbiri aslında problem de teşkil etmeyecektir. 2026’ya dair yaptığımız çerçeve değişikliği, geçmekte olduğumuz dönem bunlar hepsi birbiriyle ilintili . Sıkı para politikası aslında bence hala önümüzdeki dönemde devrede olacak. O yüzden geçmişte gördüğümüz reel değerlenmelerin şimdi görülmeyecek olmasının herhangi bir problem teşkil edeceğini düşünmüyoruz.”