Özgür Özel: Güvendiğin padişahın, o da bir gün devrilir
17 Ağustos 2025

Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen 62. Ulusal, 36. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri başladı. İlk gün açılış töreninde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Büyük bir mücadelede bir yolda yürüyoruz. Bu yolda bazen ‘Dar gününde dost düşman belli oldu’ dediğimiz zamanlar oluyor. Biz doğru olacağız, dost kapısını, dostluk kapısını açık tutacağız. Ama yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Zalimlere, kibrin esiri olanlara, adaleti değil menfaati baş tacı edenlere karşı duracağız. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak dergahın önündeki karadutun gölgesinde durmaya söz veriyorum. Yeri geliyor inciniyoruz. Haksızlığa uğruyoruz ama incinsek de incitmemeye, dünün mağduru olanlar bugünün zalimi olsunlar varsın ama hiçbir gün zalim olmamaya söz veriyoruz. Hacı Bektaş Veli’nin hikmetiyle, Pir Sultan’ın direnciyle, Hz. Hüseyin’in kıyamıyla, o dik duruşuyla durmaya devam etmeye, insanlığa inanmaya, kardeşliğe inanmaya, kardeşlere güvenmeye ve barışı kurmaya andolsun” dedi. 

Etkinliğe, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Nuri Aslan, Adana Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Güngör Geçer, Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin ile sanatçı Zülfü Livaneli katıldı. 

Etkinlikte konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin manevi huzurundayız. Bugün Hacı Bektaş Veli Dergâhı Postnişini Veliyettin Efendi’yi ziyaret ettim. 754  sene önce Hakk’a yürüyen ama hâlâ bugünümüze ışık tutan Hünkâr’ın huzurundayız, mekânındayız. Bir yıl sonra yeniden Alevi Bektaşi yolunun muhibleri, siz dostlarla birlikte bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum” dedi. 

Özel, “Bugün aslında Hacı Bektaş Veli’nin yaptıkları ve söylediklerini hatırlayarak barışın, adaletin, kardeşliğin bu topraklarda yeniden nefes almasına duyduğumuz özlemi, inancı ve kendi adımıza kararlılığı vurguluyoruz” diyerek şöyle devam etti:

“Bugün kimse hatayı kendinde görmez, suçu hep karşısında bulurken, asırlar önce ‘Her ne arar isen kendinde ara’ diyor Hünkâr. Bugün farklı düşünceler ötekileştirilirken, toplum bunun üzerinden kutuplaştırılırken, ‘Hiçbir milleti ve insanı ayıplama’ diyor Hünkâr. Daha dünyada kadının adı yokken, ‘Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok’ diyor Hünkar. Bugün iyilik ve kötülük menfaat terazisinde tartılırken, ‘Dini, dili, rengi ne olursa olsun, iyiler iyidir’ diyor Hünkar. 

Biz biliriz ki iyilik; makamın, siyasetin değil vicdanın terazisindedir. Eğer bu ülke kurtulacaksa, bu ülke kötülüklerden arınacaksa, kalp gözüyle bakanlarla, nefis karanlığını marifet ışığıyla aydınlatanlarla, kendine ağır geleni ‘Başkasına yapma’ diyenlere kulak verenlerle kurtulacak. Bu ülke ‘Bir olalım, iri olalım, diri olalım’ sözünü bir retorik, bolca tekrarlanan bir laf, neredeyse bir siyasi slogana indirgeyenlerle değil; buna yürekten inanlarla kurtulacak. ‘Kibrin kaynağı şeytan, tevazunun kaynağı rahman’ diyenlerle, mazlumun yanında, zalimin karşısında cesaretle duranlarla kurtulacak.

“Yüreğimiz hala yanmaya, Madımak’taki acı hala tütmeye devam ediyor”

Bu topraklar çok kara kışlar, çok acı dönemler gördü. Kerbela’da akan kan Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta aktı. Canlarımız Madımak’ta yandı. Yüreğimiz hala yanmaya, Madımak’taki acı hala tütmeye devam ediyor. Sokak ortasında sendikacıları, öğrencileri, gazetecileri katlettiler. Ama Hünkar’ın yolundan gidenler eline bir gün silah almadan, şiddete başvurmadan mücadele ettiler. Hünkar’ın izinden giden mazlumlar, asla zalim olmadı. Ama bugünlerde geçmişin mazlumlarının, bugünün zalimleri olduğunu, geçmişte kendine yapılanların bin fazlasını siyasi rakiplerine yapanları, kendine yapılmayanları dahi rakiplerine, onlardan kurtulmak, onları ekarte etmek için reva görenlerin yönettiği bir ülkede, yeniden kardeşliği, birliği, beraberliği tesis etmek için inançla, sabırla, azimle, cesaretle ve kararlılıkla mücadele ediyoruz.

“Bir çözüm gelecekse bir siyasi partinin lütfuyla değil; bu milletin barışa olan, kardeşliğe olan inancıyla gelecektir”

Bugün Alevilerin çözüm bekleyen, birikmiş, ertelenmiş, bazen söz verip unutulmuş, bazen siyasete alet edilmiş sorunları halen gündemdedir. Bugün biraz önce pek çok konuşmada, çok isabetle de ifade edildiği gibi Türkiye’de, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan bir komisyonla yürütülecek bir sürecin içindeyiz. Elbette son birkaç yılda bizim yaşadıklarımıza, son bu iktidar döneminin ikinci yarısında siyasette DEM Parti’nin ve ondan önceki isimleriyle siyasi partilerin yaşadıklarına bakıldığında insanlar ‘Bugünkü iktidarla aynı komisyonda ne işiniz var?’ yaklaşımında bulunuyorlar. Ama şunu açıklıkla ikrar etmek lazım. Meclis bir siyasi partinin değil, milletindir. 

Bir çözüm gelecekse bir siyasi partinin lütfuyla değil; bu milletin barışa olan, kardeşliğe olan inancıyla gelecektir. Onun için milletin Meclis’ini kurmuş bir siyasi partinin ve millet iradesine inanan, demokrasi fikrine sahip olanların bir mensubu olarak o komisyonda yer aldık. O komisyona en yapıcı katkıları sağlamak üzere komisyonun içindeyiz. Geçtiğimiz hafta yapılan değerlendirmelerde o komisyona 29 ana başlıkta, 29 maddelik bir demokratikleşme paketi sunduk. O demokratikleşme paketi ki hem Kürt sorununun çözümüne katkı sağlaması, hem Alevi canların birikmiş sorunlarını çözmesi açısından önemli maddelerin, önemli içerikleri bünyesinde bulunduruyor. Hiç şüphe yok. ‘Sorunu tümüyle, tamamen çözecek her şeyi biz önerdik’ demiyoruz. Bu bizim önerimiz. Ama bunun dışında da komisyonun; derneklerin, vakıfların, sivil toplum örgütlerinin, toplumun tüm kesimlerinin sesine kulak vermesi, onların katkılarını alması ve partilerin kendi çıkarlarıyla değil ülkenin ortak çıkarlarıyla, barışı, eşitliği, kardeşliği esas alan bir süreci yürütmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.

“Madımak’ın utancıyla devlet hala yüzleşmemiştir”

Hiç şüphesiz, cemevleri ibadethaneleridir. Yıllara sari bu sorun bir an önce ve öncelikle çözülmelidir. Toplumsal barış ve kardeşliği perçinlemek için cemevlerine ibadethane statüsü verilmeli ve bu konuda Meclis’e verilmiş sayısız kanun teklifi diğer siyasi partilerden de gelen olumlu söylemler ve önümüzdeki döneme yönelik olumlu beklentiler de göz önüne alındığında Meclis açıldığında yapılacak ilk işlerimiz arasında yer almalıdır. 

Herkesten yapıcı bir tavır, destekleyici bir tavır bekliyoruz. Cemevlerinin ibadethane yapılmasıyla ilgili yaklaşımın yanı sıra, ÇEDES programı adı altında, eşit eğitimin, tarafsız eğitimin örselendiği, Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı adıyla Alevilerin kabul etmediği ve maalesef Kültür Bakanlığı’na bağlanarak, meselenin zihinde nasıl konumlandırıldığının itiraf edildiği bir yapıyla karşı karşıyayız. Madımak’ın utancıyla devlet hala yüzleşmemiştir. Bu anlayışı değiştirmek için Madımak utanç müzesi olana kadar aynı kararlılığı sürdürüyoruz.

Geçen yıl burada Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu ile beraberdik. Ama 19 Mart’ta onu aramızdan aldılar. Bugün tam 150 gün oldu, suçsuz yere bir zindanda tutuluyor. Ben geçen sene birlikte açtığımız, KİPTAŞ’ımızın yaptığı mihmandar evinde kendisiyle ortak dairemizi bugün ziyaret ettim. Geçen sene dairenin bir anahtarını bana verirken, ‘Burası benim aileme de sizin ailenize de boş kaldığında pek çok aileye de yeter’ demişti. O küçücük daireden daha küçük bir hücreden burayı izlediğini, buradaki canlara duyduğu özlemi bir kez de ben ifade etmek isterim. 

“Güvendiğin padişahın, o da bir gün devrilir”

Büyük bir mücadelede yolda yürüyoruz. Bu yolda bazen ‘Dar gününde dost düşman belli oldu’ dediğimiz zamanlar oluyor. Pir Sultanlar kalır, Pir Sultanlar kalacak. Yürü bre Hızır Paşa, senin de çarkın kırılır. Güvendiğin padişahın, o da bir gün devrilir. Yürüdüğümüz yolu Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin, Pir Sultan’ın, Abdal Musa’nın, Mevlana’nın, Yunus Emre’nin ve nice eren ve evliyaların öğretileriyle aydınlatmaya devam edeceğiz. Biz doğru olacağız, dost kapısını, dostluk kapısını açık tutacağız ama yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Zalimlere, kibrin esiri olanlara, adaleti değil menfaati baştacı edenlere karşı duracağız. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak dergahın önündeki karadutun gölgesinde durmaya söz veriyorum. Yeri geliyor inciniyoruz. Haksızlığa uğruyoruz. Ama incinsek de incitmemeye, dünün mağduru olanlar bugünün zalimi olsunlar varsın ama hiçbir gün zalim olmamaya söz veriyoruz. Hacı Bektaş Veli’nin hikmetiyle, Pir Sultan’ın direnciyle, Hz. Hüseyin’in Hüseyin’in kıyamıyla, o dik duruşuyla durmaya devam etmeye, insanlığa inanmaya, kardeşliğe inanmaya, kardeşlere güvenmeye ve barışı kurmaya andolsun.”

Dostluk ve Barış Ödülü Zülfü Livaneli’ye verildi

Etkinlik kapsamında ödül töreni de yapıldı. Kültür Sanat Ödülü, İBB Başkanvekili tarafından sanatçı Erdal Erzincan’a; Akademik Araştırmalar Ödülü, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan tarafından Şah Hüseyin Şahin’e; Dostluk ve Barış Ödülü, CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından sanatçı Zülfü Livaneli’ye takdim edildi. “Yaşayan İnsan Hazinesi Hizmet Ödülü”, Alevi dedesi Mustafa Özgün’e değer görüldü.

Özel cemevi açılışı yaptı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Nevşehir’de Bağcılar Gürsel Erol Cemevi’nin açılışına katıldı. Özel, çok sayıda milletvekilili, genel başkan yardımcısı ve Parti Meclisi (PM) üyesiyle geldiklerini belirterek “Şüphesiz bir siyasi partiye ait olan bir günde, bir organizasyonda değiliz. Bir açılışta değiliz. Tüm siyasi görüşlere, tüm insanlara, yüreğinde insan sevgisi olan herkese açık olan bir coğrafyadayız. Hepimiz eşit yurttaşlık mantığıyla kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıyız ve bu devlet, hizmet beklediğinde gerektiğinde canımızı vermek üzere orduya birlikte gidiyoruz, askere birlikte gidiyoruz. Vergi istendiğinde hepimiz vergi veriyoruz” dedi.  

Devletin hizmet etmeye geldiğinde bir inancın ve bir mezhebin tüm ihtiyaçlarını karşıladığına dikkat çeken Özel, “Camilerin bütün masraflarını karşılıyor. Hocaların, müezzinlerin, imamların, hafızların maaşlarını ödüyor ama iş Alevilere, onların ibadetine gelince Hacı Bektaş’ta bile bir cemevinin, Bağcılar Cemevi’nin yeniden onarılması, restore edilmesi, misafirhanesinin olması gerektiği hale getirilmesi bir milletvekilinin yüce gönüllülüğüne, onun maddi-manevi desteklerine ve çok sayıda kurumun katkısına muhtaç oluyor” diye konuştu.

Meclis milletindir

Özel, TBMM’de Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kurulmasına da değinerek, “Bugünlerde o komisyonda Meclis’i ve milletin de Meclis’i bildiğini bildiğimiz için yer aldık. Birileri iktidarda olabilir ama Meclis milletindir. Komisyon o iktidar partisinin değil, millete ve onun Meclis’ine aittir. Gördüğümüz bütün zulümlere, bütün haksızlıklara rağmen o komisyonda yer aldık. Amacımız; Türk’ün, Kürt’ün, Laz’ın, Çerkes’in bu ülkenin üzerinde etnik kökeni ne olursa olsun, doğum yeri ne olursa olsun, atasının, babasının, anasının kökeni ne olursa olsun herkesin eşit yurttaş olduğu ve inancı ne olursa olsun tüm dinlere ve tüm mezheplere eşit mesafeli olduğu yarınları birlikte inşa edebilmek…” dedi.

İmamoğlu buraya Cumhurbaşkanı sıfatıyla gelecek

Silivri Marmara Cezaevinde tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı (İBB) Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’yla yaşadığı bir anıyı paylaşan Özel, şöyle konuştu:

“Bir anahtarım var, bir odam var. Gideceğim o odayı açacağım. O oda geçen sene KİPTAŞ’ın yapıp Ekrem Başkanımızla birlikte hep birlikte açtığımız mihmandar evindeki odamızın anahtarı. Ekrem Başkan o odaya girdiğimizde demişti ki ‘Burası tabii yıl boyunca misafirleri ağırlayacak. Ama bu odaya iki anahtar yaptıracağım, bunlardan birini Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na, bir tanesini Özgür Özel’e vereceğim. Bizim gönlümüz geniş’ demişti. ‘Bu oda hepimize yeter’ demişti. O oda hepimize yeter ama bugün geçen seneki gibi o da Ekrem Başkan’la birlikte oturmayacağız. Maalesef Ekrem Başkanımız o odadan bile küçük bir hücrede bugün Silivri Cezaevi’nde. Sıcak mesajını Vekili Nuri Başkanımızla iletti. Ümit ediyorum bundan sonra yıllarca Hacı Bektaş’a, Sayın Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı sıfatıyla gelecek. Bugün burada bizimle birlikte olan çok sayıda arkadaşımız, çok önemli görevlerle, makamlarla gelecekler ama bir şey değişmeyecek. Hem Ekrem Başkan’ın yüreğindeki hem bizim yüreğimizdeki insan sevgisi, zulme karşı boyun eğmeme, dimdik durma, Hüseyin’in duruşunu gösterme ve her türlü kendi yanından gidip de saray sofrasına oturan Hızır Paşalara karşı Pir Sultan’ın direncini, duruşunu gösterme, Hacı Bektaş’ın gösterdiği yoldan ayrılmamak… Yolda bazı yolcular başka taraflara sapabilirler, karşı tarafa geçebilirler. Hızır Paşa gibi zulmün karşısında boyun eğip, zulmedenlerin safına katılabilirler. Ama hepimiz biliriz ki yol yolcudan uludur. Biz bu yolun bütün yolcularının, yolundan sapmayan ve bu yolun aşkını gönlünden uzaklaştırmayan bütün yolcularının önünde saygıyla eğilirim.”

Aslan’dan İmamoğlu mesajı: “Kendim gelemezsem de bedenim burada olsa da ruhum yanınızda”

İBB Başkan Vekili Nuri Aslan da İmamoğlu’nun selamını, sevgilerini getirdirdiğini belirterek “Dün ‘en son gece kim gidecek, Genel Başkanımız da bir aksama var mı?’ diye sürekli haberler gelip gitti. Genel Başkanımızın her halükarda Hacı Bektaş’a gideceğini ifade ettim. Kendisi hem Genel Başkanıma hem size sevgilerini ve saygılarını gönderdi. ‘Kendim gelemezsem de bedenim burada olsa da ruhum yanınızda’ dedi. Ben de sizlerin bu dayanışma duygusunu, sevginizi önümüzdeki hafta inşallah izin alabilirsek Ekrem Başkanımıza ileteceğim” dedi.

Ekrem İmamoğlu’nun her zaman cemevlerinin ibadethane olduğunu vurguladığını aktaran Aslan, “Bu statüde değerlendirilmesi için mücadele eder ve bu fikri savunurdu. Biliyorsunuz İBB Meclisimiz cemevlerini resmen ibadethane olarak kabul etti. Biz bunu eşit yurttaşlık anlayışının bir gereği olarak da görüyoruz. Kamu kurumlarının hiç kimseyi ayırmadan hakka, hukuka uygun olarak herkese eşit davranması ve eşit hizmet sunması gerektiğini savunuyoruz. Bağcılar Cemevimizin misafirhanesinin bakımını yaptıran milletvekilimiz Sayın Gürsel Erol’a şükranlarımızı sunuyorum. Allah temiz kalple açık gönülle dilen tüm duaları yapılan hayırları, ibadetlerimizi kabul etsin” diye konuştu.

Gürsel Erol da konuştu

Kendi adını taşıyan cemevinin açılışında CHP Elazığ milletvekili Gürsel Erol da konuştu. “Biz bu ülkede Alevi olabiliriz. Biz Sünni olabiliriz. Biz Kürt olabiliriz. Biz Türk olabiliriz. Laz olabiliriz. Çerkez olabiliriz. Hepimizin soyu, sopu, kendi şerefimiz, onurumuz. Ama hepimizin ortak bir tek kimliği var. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmaktır” diyen CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, şunları kaydetti:

“Bu devlet de bu vatan da bu milletle bizim. Sayın Genel Başkanım, ‘Ne mutlu Türk’üm’ demek, Cumhuriyet’in fazileti ve irfanıdır. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmak da her yurttaşın devlete karşı sorumluluklarını yerine getirmez ama bu devlet bizi etnik kimliğimize, siyasi düşüncemize, mezhebimize, inançlarımıza göre ayıramaz. Onun için 86 milyon yurttaşımızın ortak değeri Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığıdır. Devlet de adil davranarak hepimizin yurttaşlık haklarını, soyunu, sopunu, kültürünü, geleneğini, annesini, babasını, dedesini, atasının geleneklerini güvence altına almak zorundadır. Anadolu’nun hangi Alevi’nin evine giderseniz gidin, salondan içeri girdiğiniz zaman sizi iki resim karşılar. Birincisi inançlarımızdan dolayı Hazreti Ali’nin resmidir. İkincisi de Cumhuriyet’e olan sadakatimizden dolayı Mustafa Kemal Atatürk’ün resmidir. İkisi de bizim.”

Livaneli: Aleviliği 10 yaşıma kadar duymadım

Sanatçı Zülfü Livaneli de açılışta yaptığı konuşmasında Ankara Maarif Koleji okuyan bir öğrenci olarak 10 yaşına kadar Aleviliği duymadığına dikkat çekerek “Adliye müfettişi olan babam Çorum adliyelerinin teftişe gittiğinde Mecitözü’ne gittik. Orada saz (cura) çalan bir dede gördüm. O ilk duyduğum tınılar ve anlamadığım sözler beni yüreğimden vurdu. Daha sonra bu bağlama düzenini kısa sap dediğimiz bugün onu öğrenmeye karar verdim, öğrendim. Daha sonra Alevi türküleri, deyişleri derledim ve ilk 1971-72’den itibaren Bir Sultan Abdal söyledim, Bozatlı Hızır söyledim, Semahlar söyledim, çaldım ve bunlar çok yaygınlaştı. Alevi inancındaki barış, kardeşlik ve direniş teması hepimizi birleştiren bir noktadır diye ondan sonra da o yoldan ayrılmadım” dedi. 

ÇOK OKUNANLAR