Silivri’den gelen şaşırtıcı mektup: ‘Memleket’ şiirini Meclis’te ilk kim okudu biliyor musunuz? Hem de İbranice
19 Ağustos 2025

Geçen hafta sonu Silivri’den bir mektup aldım.

“Sevgili Ertuğrul Özkök” diye başlıyor.

Benim geçtiğimiz günlerde yazdığım iki yazı ile ilgili bir mektup.

2006 yılında Başbakan Erdoğan’ın 12 Aydın ve gazeteci ile yaptığı toplantı ile ilgili yazılarım çok ilgi çekti.

Gelen mektubu yazan, işte o toplantıda, masada Erdoğan’ın tam karşısındaki köşede  oturan kişiydi. 

Yani 7 yıldır Silivri cezaevinde yatan Osman Kavala’ydı.

Mektubu aynen aktarıyorum…

Adalet Hanımdan o şiiri sayın Başbakan’a önermesini ben istedim

“Sayın Ertuğrul Özkök

20 yıl önceki toplantıyı hatırlatan yazınız o günleri aklıma getirdi, beni derin derin düşündürdü. 

Toplantıdan önce Adalet Hanım’dan Cahit Sıtkı Tarancı’nın çok sevdiğim ‘Memleket İsterim’ şiirini Diyarbakır’da okuması için Sayın Başbakan’a önermesini rica etmiştim. Adalet Hanım da şiiri bildiğinden hemen kabul etti, Başbakan da, yazdığınız gibi, olumlu karşılık verdi ve Diyarbakır’da şiiri okudu.”

Bu mektuptan öğreniyoruz ki, o gün o toplantıda Başbakan Erdoğan’a “Memleket İsterim” şiirini önerme fikri bugün, 7 yıldır Silivri’de yatan Osman Kavala’dan gelmiş.

Asıl bilgi: O şiiri TBMM’de ilk İsrail Cumhurbaşkanı İbranice okumuş

Mektup burada bitmiyor.

Bundan sonraki bölümde, “Memleket İsterim” şiiri ile ilgili çok ilginç ve şaşırtıcı  bir bilgi var.

Mektubun o bölümünü de aynen aktarıyorum:

“Bundan ilham almış olmalı, Şimon Perez (Szymon Perski) ülkemizi ziyaretinde 2007 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşma sırasında İbranice çevirisini okumuştu. 

Şiirin mesajı her daim her memleket için geçerli.

Hatırlattığınız için çok teşekkürler.

Selamlar ve sevgiler.

Osman”

13 Kasım 2007 günü o salonda kimler vardı?

O günü hatırlıyorum.

13 Kasım 2007 günüydü.

Tarihi bir gündü.

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ortak oturumuna katılmış ve İngilizce konuşma yapmıştı.

Şimon Perez konuşmasını şu cümleyle bitirmişti:

“Tanrı dostluğumuzu daim etsin…”

O sırada TBMM Salonunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan vardı ve Perez her ikisi ile de tokalaşmıştı. 

Şimon Peres Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bakın o gün neler demiş

Gerçekten de dün Meclis zabıtlarına girdim ve o günkü oturumun kayıtlarına baktım.

TBMM Tutanaklarından aktarıyorum.

O gün Şimon Peres aynen şöyle demiş:

“Ekselansları, ülkenizin şanlı geçmişinin büyük geleceği için sadece bir önsöz teşkil ettiğini düşünüyorum. Yahudi halkı ile Filistin halkının tarihlerinin de barış içindeki İsrail devleti, Filistin devleti ve tüm bölge için parlak bir geleceğe işaret ettiğine inanıyorum. Gerçek dostluk, azim ve kararlılıkla, Doğu Akdeniz havzasındaki halklar, dinler ve toplumlar arasındaki uzlaşma, kardeşlik ve ortaklık için çalışacağız. Büyük Türk şairi Cahit Sıtkı Tarancı’nın samimi sözlerini çok severim:

‘Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun. 

Memleket isterim Ne başta dert ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. 

Memleket isterim Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun; 

Kış günü herkesin evi barkı olsun. 

Memleket isterim Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; 

Olursa bir şikâyet ölümden olsun.’ 

Türkiye, İsrail ve bütün bölge halkları arasındaki dostluk anlaşması çok yaşasın! 

Tanrı dostluğumuzu daim etsin! 

Teşekkür ediyorum. Sağlıklı ve güçlü kalın. (Alkışlar)

‘Memleket İsterim’ şiirini bu memlekette kimler seviyormuş

Kavala’nın mektubunu defalarca okudum.

Bana göre, Türkiye’de herkesin dikkatle okuması gereken bir mektup.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK’nın “Kurucu Önderi” Abdullah Öcalan’a gönderdiği bir şiir, bakın bu ülkede ve bu coğrafyada kimleri birbirine bağlıyor.

(*) Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket İsterim” şiirini, hem Başbakan Erdoğan, hem MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hem solcu yazarımız Adalet Ağaoğlu, hem Silivri’deki Osman Kavala, hem de onun hapis yattığı cezaevinden kuşu uçuşu 68 km uzaktaki İmralı’da hapis yatan Abdullah Öcalan, hem de İsrail’in Cumhurbaşkanı Şimon Perez  seviyor.

Eminim şu an hapisteki seçilmiş belediye başkanları da seviyor

Eminim 19 Mart operasyonu ile hapise atılan İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da aynı şiiri seviyor. İmamoğlu’nun yattığı Silivri’den 185 km ötedeki Edirne Cezaevinden yatan Selahattin Demirtaş da aynı “Memleket İstiyorum” şiirini seviyor.

Eminim Adana ,Antalya Büyükşehir Belediye Başkanları; Esenyurt, Beykoz, Beyoğlu Beylikdüzü belediye başkanları da aynı şiiri seviyor.

Fatih Altaylı, Can Atalay, Gezi mahkumları Ayşe Barım, Çiğdem Mater de aynı “Memleket İsterim” şiirini seviyor.  

Bahçeli’nin Öcalan’a gönderdiği bir şiir hayatımızda neleri tetikledi

Bakın Sayın Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a gönderdiği bir şiir neleri tetikledi.

O şiir sayesinde bugün hapiste olanlar ile onları hapise gönderenlerin bundan 20 yıl önce aynı masalara oturabildiğini,  aynı şiiri birbirlerine okuyabildiklerini, birbirlerine “sayın” diye hitap edebildiklerini, onların isteği üzerine bu şiiri Diyarbakır’da halka okuyabildiklerini öğrendik.

O şiir sayesinde bundan 18 yıl önce, bugün kanlı bıçaklı olduğunuz İsrail’in cumhurbaşkanının TBMM’de bu şiiri okuyabildiğini hatırladık.

Ne oldu da aynı memleketi isteyen bizler aynı memlekette böyle kutuplaştık

Peki o zaman şu soruyu samimimi olarak sormanın;

Ve samimi olarak cevabını vermenin zamanı gelmedi mi…

Aynı memleketi istiyorduk, aynı memleketi seviyorduk da…

Ne oldu da biz bu hale geldik.

Ne oldu da aynı masalara oturabildiğimiz aydınlar, aynı şiirleri okuduğumuz siyasetçiler 2-8 yıldır hapiste..

Ne oldu da 20 yıl önce Erdoğan’la aynı masaya oturan aydınlar ve  arkadaşları şimdi hapiste.

Ne oldu da, 90’lı yıllarda Avrupa Birliğine tam üyelik müzakereleri sırasında “Demokrasinin en kuvvetli taşları” olarak gördüğümüz ve güçlendirdiğimiz yerel yönetimlerin, daha 1.5 yıl önce seçilmiş, başkanlarını sabah 6’da evine baskınlarla alıp, 5 aydır iddianamesi bile yazılamayan boş dosyalarla hapiste tutuyoruz…

Yoksa hepimizin okuduğu şiir aynı şiir, sevdiği memleket aynı memleket değil mi?

Yoksa hepimiz aynı şiiri okumuyor muyuz…

Hepimizin sevdiği “memleket” aynı memleket değil mi.

O günlerde hepimiz bu memleketi yöneten “Sistemi” seviyorduk da…

O sistem bir “Rejime” dönüşünce bizim sevdiğimiz memleket olmaktan çıktı mı.

Sayın Bahçeli, iki adım yetmez, üçüncü, dördüncü adımı da atınız

Son sözümü, “Memleket İsterim” şiirini 20 yıl sonra yeniden tedavüle sokan Sayın Devlet Bahçeli’ye söylemek istiyorum.

Sayın Genel Başkan, güzel bir gelişmeyi başlattınız.

Şimdi ikinci adımı Alevi açılımı ile atacağınız söyleniyor.

Bence üçüncü adım Adalet olmalı.

Ülkeni seçilmiş belediye başkanlarına, siyasetçilerine reva görülen bu uygulamaları derhal sona erdirecek, adil, tutuksuz ve siyasetin hegemonyasından kurtulmuş savcı ve hakimlerle yargılanmalarının yolunu açacak bir adım bekliyoruz.

Hepimiz cebimizde taşıdığımız TC kimliğiyle iftihar etmek istiyoruz

Bugünkü siyasi dengede bunu yapabilecek terk insan sizsiniz.

Lütfen adın bu adımları ve bu ülkeyi o şiirdeki “Hepimizin istediği Memlekete” çevirin tekrar.

Hepimiz öyle bir “memleket istiyoruz ki…”

Artık hepimiz iftihar edelim cebimizde taşıdığımız TC kimliği ile…

ÇOK OKUNANLAR