İmamoğlu: Tutuklanmam ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine en büyük sabotaj, Bahçeli bunu görüyor
20 Ağustos 2025

Tutuklu İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin iki temel meselesinin ‘CHP’ye yapılan baskılar’ ve ‘Terörsüz Türkiye’ süreci olduğunu vurgulayarak “İBB davasıyla tutuklanmam, ‘Terörsüz Türkiye’ ismiyle başlayan sürece yönelik gerçekleştirilmiş en büyük sabotajdır. ‘PKK’yla silah bırakma süreci yürütülürken, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı tutuklanıyor’ çelişkisini milletimizin zihninde uyandırmak için kurulmuş bir kumpas” dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin kendisine ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e sözlerinin vicdanen ve hukuken doğru olmadığını ifade eden İmamoğlu, “Türkiye’nin kaderini belirleyen bu sürece karşı gerçekleştirilmiş en büyük sabotajı gördüğünü ve bunu yapanları anladığını biliyorum” ifadelerini kullandı. 

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AKP’ye geçmesine ilişkin olarak ise İmamoğlu, “Bu fidye yöntemi, belediye başkanlarına yöneltilen suç veya teftiş dosyalarıyla savcılık soruşturmaları üzerinden şantajla başlıyor. ‘AK Parti’ye geçersen serbestsin, geçmezsen hapistesin’ tehditleriyle devam ediyor. İktidar safına geçerek fidyesini verenlerin soruşturmalardan kurtulmasıyla sonuçlanıyor” değerlendirmesini yaptı. 

5 aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Belediye başkanlarını tehdit ediyorlar”

Halk TV’den İsmail Saymaz’a İmamoğlu, CHP’li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AKP’ye geçmesini şu şekilde değerlendirdi:

“Bu fidye yöntemi, belediye başkanlarına yöneltilen suç veya teftiş dosyalarıyla savcılık soruşturmaları üzerinden şantajla başlıyor. ‘AK Parti’ye geçersen serbestsin, geçmezsen hapistesin’ tehditleriyle devam ediyor. İktidar safına geçerek fidyesini verenlerin soruşturmalardan kurtulmasıyla sonuçlanıyor. İBB dosyasında ve diğer dosyalarda tutuklu olan veya tutuklanma ihtimali olanlarsa ya hapisle ya da ailesi ve işiyle tehdit edilerek şantaja maruz kalıyor. Savcılıkla bağlantılı olduğu iddia edilen avukatların özel ziyaretleriyle hapisten kurtulmak için önüne konan iftira ifadesine imza atması beklenenler düzenli bir biçimde tehdit ediliyor. Ve sonuçta istenen ücreti ve ifadeyi verenler fidye yoluyla serbest kalıyor.”

Çerçioğlu’nun AKP’ye geçmesi: Süreci Erdoğan yönetti 

İmamoğlu, Çerçioğlu’nun AKP’ye geçmesiyle tutuklama süreçlerinin doğrudan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yönlendirmesiyle yapıldığının ortaya çıktığını öne sürerek şöyle konuştu:

 “Bütün operasyonlar Erdoğan’ın talimatıyla yapılmış, boyun eğmeyen belediye başkanlarına cezaevi yolu gözükmüş, diz çökenlereyse transfer zorunluluğu getirilmiştir. Nihayetinde bu sürecin nasıl ahlaksızca yürütüldüğü, bütün operasyonların hukuki değil siyasi temellerle oluşturulduğu tescillenmiştir.”

“Tutuklanmam sürece yönelik sabotaj”

Tutuklanmasının, iktidarın “Terörsüz Türkiye” adını verdiği ve PKK’nin silahsızlanmasını öngören sürecin satone edilmesi anlamına geldiğini vurgulayan İmamoğlu, “Özellikle İBB davasıyla tutuklanmam, ‘Terörsüz Türkiye’ ismiyle başlayan sürece yönelik gerçekleştirilmiş en büyük sabotajdır. ‘PKK’yla silah bırakma süreci yürütülürken, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı tutuklanıyor’ çelişkisini milletimizin zihninde uyandırmak için kurulmuş bir kumpastır” dedi.

“Fener yanmış, yelken dalgalanmıştır”

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, kendisine ve Özel’e yönelik ithamlarını ‘vicdanen de hukuken de doğru bulmadığını’ söyleyen İmamoğlu, şöyle konuştu: 

“Sayın Devlet Bahçeli’nin, bana ve Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel’e ağır ifadelerde bulunmasını, masumiyet karinesini hiçe sayarak daha iddianamesi bile hazır olmayan bu kumpas davasına dair suçlamalarla yüklenmesini vicdanen de hukuken de doğru bulmuyorum. Ancak, Türkiye’nin kaderini belirleyen bu sürece karşı gerçekleştirilmiş en büyük sabotajı gördüğünü ve bunu yapanları anladığını biliyorum.

Yol arkadaşı olarak ifade ettiği kişiye yönelik suçlamalar CHP tarafından değil, bizzat bu iktidar tarafından yapılmıştır. Kendini herkesten akıllı zanneden kumpasçılar, bu mesele üzerinden bir de Fatih Keleş kardeşime çirkin iftiralar atmıştır. Elbet yargı bir gün tarafsız ve bağımsız olacak, gerçekler er geç ortaya çıkacaktır.

Velhâsıl kelâm, cevapların adresi birdir. Fener yanmış, yelken dalgalanmıştır.

Gözler görecek, akıl karar verecektir. Ancak nihai kararı verecek olan akıl her zaman millete aittir. Terörün ve çatışmanın bitmesi, devletin ve milletin nihayet demokratikleşmeyi gerçekleştirmesi tüm Türkiye’nin hedefidir. Biz bu sabotajın birilerine değil, devletimize ve milletimize karşı yapıldığını ifade ediyoruz.

Ve ısrarla söylüyoruz, milletin kararını vereceği gün yaklaşmaktadır. Sabır taştı, milletimizin Türkiye’ye yaşatılan rezillikleri çekmeye takati kalmadı. İster Bahçeli, isterse İmamoğlu; eğer Türkiye’nin geleceği düşünülüyorsa herkes söyleyeceği sözü iki kere düşünmeli ve millete karşı sorumluluğunu unutmamalıdır.”

“Ülkenin sorunlarını çözemeyen iktidar, süreci de çözemeyecek”

İktidarın yargıyı muhaliflere karşı bir sopa olarak kullandığını belirten ve ülkedeki hiçbir sorunu çözemediğini dile getiren İmamoğlu, sürecin devamı hakkında ise şunları söyledi:

“Adaletsizlikle, tehdit ve kavga siyasetiyle yargıyı muhaliflerin üstünde bir sopa olarak kullanmaya çalışan iktidar, ülkemizin eğitimden sağlığa, sanayiden tarıma hiçbir sorununu çözemeyeceği gibi, eğer bu tehlikeli yoldan sapmazsa ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini de çözme becerisini gösteremeyecektir.”

İmamoğlu, bugün ülkenin gündemindeki iki temel meselenin ‘CHP’ye yapılan baskılar’ ve ‘Terörsüz Türkiye’ süreci olduğunu ifade etti:

“Bugün Türkiye’nin iki temel meselesi var: Birisi ‘Terörsüz Türkiye’ ismiyle başlayan süreç, diğeriyse CHP’ye yönelik kuşatmadır. Bu iki olay arasındaki ilişkiyi anlamayan, yapılan sabotajı görmeyen ve kimin neyi amaçladığını fark edemeyenler; ışıksız yolda fenersiz, açık denizde yelkensiz siyaset yapanlardır.”

ÇOK OKUNANLAR