Cam Odaların Ardındaki Kurumsallık
14 Eylül 2025

Eskiden şirket dediğin binanın metrekaresiyle ölçülürdü. Geniş resepsiyon, kristal avize, duvarda asılı kocaman logo. Hatta kahve makinesinden çıkan kokunun bile kurumsal bir ağırlığı vardı. O binaya adım atmak şirketin büyüklüğünü hissettirmek için yeterliydi.

Şimdi zaman değişti. Saatlik kiralanan loftlar, içlerinde şeffaf cam odalar, esnek sözleşmeler. Birkaç saatliğine tutulmuş bir odada milyon dolarlık anlaşmalar yapılıyor, global vizyonlar çiziliyor. Bugün ofis artık bir adres değil, bir deneyim.

Ama sorular çok. Cam odada oturmak gerçekten odaklanmayı yükseltir mi? Şeffaf duvarlar izolasyon mu sağlar, yoksa dikkat mi dağıtır? Aidiyet duygusu aynı masada yıllarca oturmakla mı kurulur, yoksa birkaç saatliğine de olsa ben buradayım hissiyle mi?

Bir de işin maliyet tarafı var. Geleneksel ofis modeli kira, personel, temizlik, güvenlik derken yükün en büyüğünü taşıyordu. Şimdi ise esnek ofisler tam tersine bir mucize gibi. Maliyeti düşürmek, zamanı kazanmak, enerjiyi daha doğru alana kaydırmak. Zarar değil aksine bir kazanç.

Kurumsallığın tartışıldığı noktada en önemli soru şuraya geliyor. Şirket dediğin sadece bir logo mudur? Yoksa o logonun arkasındaki vizyon, çeviklik ve hız mıdır? Küçücük bir cam odada toplanan üç kişi doğru bir fikirle dev markaları zorlayabiliyorsa belki de kurumsallık artık plazaların metrekaresinde değil. İnsanın aklında, zihnin açıklığında, fikrin cesaretinde ölçülüyor.

Ofis eskiden bir ağırlıktı, şimdi ise bir hafiflik. Aidiyet artık binanın duvarlarında değil. Birlikte oturulan masanın üstünde konuşulan cümlelerde. Belki de yeni kurumsallık cam odanın ardındaki şeffaflık kadar yalın ve net.

ÇOK OKUNANLAR