Felsefenin dev ismi Aristoteles’in izlerini taşıyan Assos Antik Kenti’nde arkeologlar, daha önce hiç kazma vurulmamış bir kapının ve antik mezarlığın gizemini çözmek için toprağın altına iniyor. Hedef, kentin kayıp ruhunu ve defin geleneklerini ortaya çıkarmak.
Çanakkale’de, felsefenin dev ismi Aristoteles’in bir zamanlar ders verdiği ve 7 bin yıldır yaşamın kesintisiz aktığı Assos Antik Kenti’nin taşları, binlerce yıllık sessizliğini bozuyor. “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında çalışan arkeologlar, adeta bir zaman makinesiyle geçmişin derinliklerine inerek, bu görkemli Helenistik kentin saklı kalmış sırlarını bir bir gün yüzüne çıkarıyor.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan liderliğindeki 25 kişilik uzman ekip, bu yıl Assos’un daha önce dokunulmamış, gizemini koruyan noktalarına odaklanmış durumda. Çalışmalar, kentin kalbi sayılan Agora’daki devasa Kuzey Stoa yapısında yoğunlaşacak. Amaç, bu yapıyı tamamen ortaya çıkararak gelecekte bir köşesini restore etmek ve ziyaretçilerin antik kentin ticari ve sosyal hayatını zihinlerinde canlandırmasını sağlamak.
Ancak asıl heyecan, bugüne dek hiç araştırılmamış olan Doğu Kapısı’nda yaşanacak. Limandan ve Antandros’tan gelen antik yolu karşılayan bu anıtsal kapı ve önündeki mezarlık alanı, arkeologların yeni hedefi. Ekip, bu kapının şehre ve Agora’ya nasıl bağlandığını çözerek kentin yol ağını aydınlatmayı ve daha da önemlisi, nekropolisteki mezarları inceleyerek Assosluların ölü gömme geleneklerini ve binlerce yıl önceki veda ritüellerini anlamayı umuyor. Milattan önce 4. yüzyıla tarihlenen bu surlar ve kapılar, Helenistik dönemin en görkemli mühendislik sırlarını barındırıyor.
Kazıların bir diğer durağı ise Batı Kapısı’nın ardında bulunan ve Bizans döneminin sosyal yaşamına ışık tutan “Ksenodokhion” adlı yapı. Milattan sonra 5. yüzyılda inşa edilen bu devasa misafirhane kompleksi; içindeki şapel, fırınlar, taverna, depolar ve atölyelerle adeta antik çağın hareketli bir sosyal tesisi gibiydi. Arkeologlar, bu büyük kompleksin henüz kazılmamış bir bölümünde çalışarak o dönemin gündelik hayatına dair yeni ipuçları arayacak.
Şehrin zirvesindeki Akropolis ise medeniyetlerin katman katman bıraktığı izleri barındırıyor. Ekip, Arkaik dönemin eşsiz Athena Tapınağı’nı çevreleyen bu alanın, Bizans döneminde nasıl heybetli bir kaleye dönüştürüldüğünü araştıracak. Geçen yıl bulunan Erken Osmanlı dönemine ait hamamın kayıp sarnıcını bulma çalışmaları da bu çok katmanlı tarihin yapbozunu tamamlamaya yönelik bir başka heyecan verici adımı oluşturuyor. Her bir fırça darbesiyle Assos, sadece bir ören yeri olmaktan çıkıp yaşayan, nefes alan bir tarih anlatısına dönüşüyor.