Yerli ve milli nükleer hamlesi: Türkiye’den yeni nesil reaktör geliştirmek isteyenlere çağrı
16 Eylül 2025

Nükleer santral ve nükleer teknoloji çok da yeni değil. İlk olarak Amerika’da 2. Dünya Savaşı sırasında inşa edilen ve nükleer zincirleme reaksiyonu kontrol altında tutarak ısı elde edip sonra da bu ısıyı elektriğe dönüştüren santrallar dünyada çok yaygın ama bu teknolojiyle santral üreten çok az sayıda ülke var. Bunun sebebi, sonunda bu santralların piyasasının küçük olması.

Türkiye sınırları içinde ilk nükleer enerji santralının inşaatı halen Mersin Akkuyu’da devam ediyor. Rusya’ya ait olan bu santralın inşasında sorunlar olsa da çalışmalar devam ediyor. Santralın ilk ünitesinin tamamlanmasına ve devreye alınmasına çalışılıyor.

Türkiye ikinci bir nükleer santral daha yaptırmak istiyor, bunun için de Sinop seçildi ama bu konuda sıkıntılar var. İlk olarak santral Japonya’ya, Japon şirketlere teklif edildi, anlaşma sağlanamadı. Rusya ile halen yaşanan sorunlar yüzünden Rus şirkete yeni teklif yapılması çok beklenmiyor. Güney Kore ve Çinli şirketlerle konuşuldu ama ilerleme olmadı. İlgilenen bazı Amerikan ve Kanadalı şirketler de oldu.

Ancak bu sırada dünyada nükleer teknoloji de değişmeye başladı. En önemli değişim, küçük ve modüler nükleer reaktörler alanında yaşandı. Önce Amerika’da, ardından Çin’de ortaya çıkan yeni şirketler, bu çok daha güvenli ve çok daha az nükleer atık üreten santralları yapmaya başladı. Küçük modüler santral tasarımı devrim yaratan bir teknoloji, çünkü böylece Akkuyu’ya yapılan veya Sinop’a yapılmak istenen gibi dev santrallar yerine kurulumu son derece kolay, yerel ihtiyacı karşılayan daha küçük santrallar yapmak mümkün oldu. Dünyada hızla büyüyen bir pazar bu küçük mikro santral pazarı. Türkiye de yakın zamanda Nükleer Enerji Kanunu’nda değişiklik yaparak bık küçük nükleer santralları da kendi mevzuatına dahil etti.

Bir başka önemli teknolojik değişiklik, santrallarda nükleer zincirleme reaksiyona girecek maddenin zenginleştirilmiş uranyum yerine toryumun kullanılması denemelerinde gerçekleşti. Toryum kendi başına zincirleme reaksiyona giren bir element değil ama kolayca uranyuma dönüştürülebiliyor ve nükleer santralda daha önceki nükleer santralların son derece tehlikeli atık maddesi olan plütonyumla karıştırılıp yakıt olarak kullanılabiliyor.

Uzun zamandır var olan bu teori, Norveç’te ve Çin’de halen deneme santrallarında kullanılıyor. Çin, toryumla çalışan ilk santralını deneme aşamasından çıkarıp devreye almak üzere. Toryum, uranyuma göre dünyada çok daha fazla bulunan bir madde, Türkiye de toryum bakımından hayli zengin bir ülke.

Yeni nükleer santral ve santraller kurmak isteyen Türkiye, şimdi cesur ve önemli bir girişimle, Türkiye içinden bu yeni teknolojileri geliştirecek, santral tasarımı yapabilecek kişi ve grupları harekete geçirmeye karar verdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kaçır birkaç gün önce bu konuda çok önemli bir çağrıda bulundu, yerli bilim insanlarını ve girişimcileri proje geliştirmeleri için teşvik etti. 

Bu kapsamda mikro-küçük reaktörler hedefleniyor. Çağrı, bu tip reaktörlerin tasarım, geliştirme, prototip üretimi ve sertifikalandırılmasını kapsıyor. Sadece yerli firmalar başvurabilecek. Proje bazında destek üst sınırı olmayacak, bakanlık bütçe imkanları çerçevesinde uygun bulunan projeler desteklenecek.

Türkiye’nin büyük ölçekli nükleer santralleri yanında, küçük ölçekli-bölgesel nükleer enerji santrali geliştirme yönünde de isteği bulunuyordu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından proje çağrısı yayınlandı. Geliştirme projesine katılım başvuruları 31 Aralık 2025’e kadar başvurabilecek. Çağrı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın https:// rip.sanayi.gov.tr adresinde yayınlandı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, çağrının enerji üretimi yönüne vurgu yaparak, “Başlattığımız ‘Yerli Nükleer Reaktör Geliştirilmesi Çağrısı’ ile; enerji güvenliğimizi pekiştirecek, dışa bağımlılığı azaltacak, net sıfır emisyon hedefimize katkı sunacak yüksek teknoloji reaktörleri Türk sanayiinin yerli üretim yetkinlikleriyle, TENMAK ve TÜBİTAK enstitüleri ile üniversitelerimizin de katkısıyla, ülkemize kazandırmayı hedefliyoruz. Türkiye, nükleer enerji teknolojilerinde kendi yolunu açıyor; bağımsızlığını ve gücünü perçinliyor.” İfadesine yer verdi.

Bütçe sınırsız, bakanlık olanakları kadar sayıda proje desteklenecek 

Çağrıda, “Çağrı kapsamında desteklenecek projeler için bütçe sınırı bulunmamaktadır” denildi ancak proje sayısının Bakanlık bütçe imkanları kadar belirleneceği belirtildi. Bu kapsamda, uygun maliyetlerin her biri için yüzde 50 hibe desteği verilecek. Toplam destek miktarına üst sınır verilmemekle birlikte, bakanlık bütçesinin olanağı ile sınırlı olacağı belirtildi. Kabul edilen projeler 48 ayda tamamlanacak ancak birden fazla faz ve/veya ilişkili alt projeler içermesi halinde bu aşamalar için en fazla 48 ay daha süre verilecek.

Ne tip nükleer reaktör isteniyor? 

Çağrıda, 3+ nesil nükleer reaktör teknolojisindeki yakıtları kullanabilecek, 4. nesil sınıfındaki yenilikçi reaktörlerin geliştirilmesinin hedeflendiği belirtildi. Çağrıda, mikro ve küçük, modüler reaktörler; farklı güç aralığında yenilikçi reaktörler istendiği belirtildi. Çağrı, bunların tasarımı, geliştirilmesi, nükleer reaksiyonların gerçekleştirilebileceği prototip reaktörler üretilmesi; gerekli test ve belgelendirmenin tamamlanmasını kapsıyor.

Sadece yerli firmalar başvurabilecek, ticarileşme sırasında yatırım teşviki verilecek 

Çağrıya, en az 2 paydaş başvurabilecek. Doğrudan ya da dolaylı, çoğunluk hissesi yabancılara ait olan firmalar başvuramayacak. Ancak yüzde 49’a kadar yabancı ortağa izin verildi.

Öte yandan, proje sonunda ticarileşecek bir ürün ortaya çıktığında, ticarileşme için yapılacak yatırımlara teşvik verilebilecek. Bu kapsamda, ticarileşme alanında, elektrik üretimi, yeşil hidrojen üretimi, endüstriyel ısı üretim ve dağıtımı, sentetik yakıt üretimi, amonyak üretimi, deniz suyu arıtma tesisi, nükleer soğutma sistemleri ve bakanlığın uygun göreceği diğer yatırım konuları öncelikli teşvik alanları olarak sıralandı.

Küresel ısınmayı önleme etkisi vurgulandı

Rekabet Öncesi İşbirliği Projeleri kapsamında yayımlanan ‘Yerli Nükleer Reaktör Geliştirilmesi Projesi Çağrı Duyurusu’nda, amaca yönelik, nükleer santrallerin küresel ısınmayı önlemedeki etkisine vurgu yapıldı. Amaçlar şöyle sıralandı: 

• Türkiye’nin kendi nükleer teknolojisini geliştirme ve üretme kapasitesini oluşturmak 

• Kritik sistem (reaktör) bileşenlerini yerli olarak tasarlamak ve üretmek 

• Nükleer alanında yüksek teknoloji ekosistemi oluşturarak uluslararası teknolojik bağımlılığı azaltmak 

• Yerli Nükleer Reaktörün ihracatı ile ülkemiz için yeni bir pazar alanı oluşturmak 

• Kurulacak nükleer santrallerde yerli reaktör teknolojilerinin kullanılmasını sağlamak 

• 2053 yılı karbon net-sıfır hedefine ulaşılmasına katkı sağlamak 

• Nükleer teknoloji alanında yurtiçi ekosistemin, nitelikli insan kaynağının ve çalışmalarının gelişmesini sağlamak

ÇOK OKUNANLAR