Gazeteci-yazar Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 25 Eylül’de Beyaz Saray’a yapacağı ziyaretin arka planını yazdı.
Eski ABD Başkanı Joe Biden döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kapalı kalan Beyaz Saray kapılarının söz konusu davetle ikinci Donald Trump döneminde yeniden açıldığını yazan Yetkin, “bu bağlantının alışıldık diplomatik kanallardan sağlanmadığının da ortaya çıktığını” ifade etti.
“Çok değil 16 Eylül’de, Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için çıkacağı ABD seyahati programında Trump ile görüşme bulunmuyordu” diyen Yetkin CHP lideri Özgür Özel’in art arda gelen açıklamalarını sıraladı.
Duyuru öncesi önemli gelişmeler
17 Eylül’de CHP lideri Özgür Özel’in Bahçelievler mitinginde, Erdoğan’ın “geçen hafta” Trump’ın oğluyla Dolmabahçe’de kamuoyuna duyurulmayan bir görüşme yaptığını açıkladığını hatırlatan Yetkin, bu açıklamanın öncesindeki önemli gelişmeleri şöyle aktardı:
“- Trump’ın Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel temsilcisi olarak atadığı gayrimenkul milyarderi Tom Barrack 17 Eylül günü Londra’daydı.
“- Barrack’ın Londra toplantısına katılmasından hemen önce de İstanbul’daki ABD Başkonsolosluğu bünyesinde, kendi başkanlığında kurulan Suriye Bürosunda görevli beş yardımcısının işlerine son verdiği haberi çıktı.
“- Barrack’ın, Londra’da Suriye-İsrail görüşmelerine nezaret ettiği 17 Eylül günü MİT Başkanı İbrahim Kalın da Şam’daydı.”
“Bahçeli’nin çıkışı bir yönüyle ABD’ye mesajdı”
Özel’in Trump’ın oğlu ve Erdoğan arasındaki görüşmeyi ifşa ettiği gün MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “ABD-İsrail şer eksenine” karşı Türkiye-Rusya-Çin ittifakı önerisi getirdiğine işaret eden Yetkin şu yorumda bulundu:
“Ankara bir şeyleri zorluyordu. Geriye dönüp baktığımızda bu zorlamanın Erdoğan-Trump görüşmesinde İsrail’in Gazze’de Filistinlilere yönelik imha ve soykırım siyasetiyle de bir yandan Terörsüz Türkiye projesindeki tıkanma noktası olan Suriye-SDG meselesinin ele alınması olduğunu görebiliriz.”
“Bahçeli’nin çıkışı bir yönüyle ABD’ye mesajdı” diyen Yetkin şunları yazdı:
“Erdoğan-Trump görüşmesinde Boeing, F-35 (dolayısıyla S-400) dahil, ilerleme sağlanır, aynı süreçte İsrail-Suriye uzlaşmasına varılırsa bu SDG için de PKK için de iyi haber sayılmaz. Ama ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini hızlandırabilir.”