Troya’da bulunan bu altın broşun önemi saymakla bitecek gibi değil
28 Eylül 2025

Antik Yunan’ın büyük hikaye anlatıcısı Homeros’un iki ölümsüz eseri Odiseus ve İlyada sayesinde, bu dünyada en çok hikayesi anlatılan şehirlerden biri Troya. Troya, Çanakkale Boğazının biraz güneyinde, Ege denizi kıyısında bir dev ticaret şehri. Bir zamanlar Çorum merkezli Hitit İmparatorluğu’nun parçasıydı, ama bu imparatorluğun çözülmesiyle bağımsız bir şehir devleti olarak devam etti.

Troya Anadolu’nun ile Yunanistan arasında yapılan ticaretin ana geçiş yeriydi ve bu yüzden tarihte anlatılan en destansı savaşlardan birine sahne oldu. Homeros’un eserleri bu savaşı dünyada yaşayan herkesin hafızasına soktu.

Troya antik kenti 160 yıldır kazılıyor. Buraya kafayı takan ve bu antik kenti bulup ilk kazan insan bir arkeolog değil, Alman bir işadamıydı: Heinrich Schliemann.

Schliemann, 19. yüzyılda geldi, burayı kazdı ve deyim tam olarak yerinde, yağmaladı. Buradan çıkardığı ve sonradan “Schliemann hazinesi” diye adlandırılan mücevherler halen Rusya’da Puşkin Müzesinde sergileniyor; çünkü Ruslar 2. Dünya Savaşı sonrası Almanya’daki bu hazineyi alıp ülkelerine götürdü.

Türkiye de çok uzun yıllardır bu hazineyi geri alabilmek için hukuki ve siyasi mücadele yürütüyor.

Şimdi o mücadelede Türkiye’nin eline bir önemli silah daha geçti. Bu silah, bu yılki Troya kazıları sırasında bulunan bir altın broş ve son derece nadir yeşim yaşı.

Dün bu önemli buluntuyu ilk olarak Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy açıkladı.

Tabii bu buluntunun bir başka büyük önemi daha var: Dünya arkeologları Troya’nın geçmişi ve tarihinin başlangıcı konusunda bir anlaşmazlık yaşıyorlar. Bu yıl bulunan bu önemli keşifler o tartışmaya da son verecek nitelikte. Artık biliyoruz ki Troya 4600 yıldır var.

Troya Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan ve Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Reyhan Körpe buluntular hakkında açıklama yaptı.

 ‘Troya’da çıkması ayrı bir önem taşıyor’

Kültür ve Bakanlığının ‘Geleceğe Miras Projesi’ çerçevesinde Prof. Dr. Rüstem Aslan başkanlığında yapılan kazılarda bulunan altın broş ve yeşim taşı hakkında açıklamalarda bulanan Kazı Başkanı Arslan; “Yaklaşık M.Ö. 2500 yılına tarihlenen küçük bir hazine buluntusu keşfedildi. Bu buluntunun önemine özellikle 19’uncu yüzyıldaki Heinrich Schliemann’ın bulup yasa dışı yollarla kaçırdığı hazinelerle birlikte değerlendirmek gerekiyor. O hazine buluntularının içinde bizim bulduğumuz altın iğne broş ve diğer yeşim taşı ve diğer bronz iğne tipolojisinde buluntular da var fakat altın broş tipindeki buluntunun 2-3 örneği söz konusu. Bir kere bu birçok tartışmayı birinci açıdan özellikle eserlerin çıktığı yerde sergilenmesi ilkesinin yani Troya Müzesi’nde sergilenmesi ilkesinin en somut örneğini oluşturuyor. İkincisi, özellikle kronolojik yani 19’uncu yüzyıldan itibaren kronolojik açıdan tam tarihlenememişti bunlar yani tartışılıyordu. Burada hem bu tipolojik buluntuyla biraz tarihlendirme sorununu da çözmüş olacağız. Gerçekten ender bir buluntu. Tabi Troya’da çıkması ayrı bir önem taşıyor diğer hazine buluntularıyla beraber. Bundan sonra da zaten yapılacak kazı ve çalışmalarda bu buluntuları destekeleyecek mimari ve diğer çanak çömlek gibi arkeolojik konteksiyle beraber diğer buluntularla beraber yayına hazırlayıp Troya Müzesi’nde sergilenecektir” ifadelerine yer verdi.

‘Troya’nın dünyanın Tunç çağlarında önemli bir ticaret merkezi’

Troya Antik Kenti Kazı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Reyhan Körpe ise “Yaklaşık 160 yıldan bu yana devam eden Troya kazılarının en önemli buluntularından biri bu sene 2025 yılı kazılarında ele geçirildi. Bu sene ‘6M’ sarayının önündeki dolguda yapılan çalışmalarda bir adet altın broş, yeşim taşı ve çeşitli kemik aletler ortaya çıkartıldı. Özellikle bulunan bu altın broş, iğne, örneklerini Schliemann’ın 19’uncu yüzyılda yaptığı kazılarda bulduğu ve Troya Hazinesi olarak bilinen hazine buluntularından birine çok fazla benzemesi bu eserin Schliemann’dan sonra Troya’da bulunan en önemli buluntu olduğunu ortaya koymaktadır. Schliemann’ın bulduğu Troya Hazinesi içerisindeki altınlar uzun yıllar boyunca gerçekliği tartışılmış ama daha sonra yapılan çalışmalarda bu altınların Çanakkale bölgesindeki madenlerde çıkartılan altınlardan yapıldığı anlaşılmıştı. Bu seneki kazılarda bulunan bu broş, bu eserler içerisindeki eserler kadar kaliteli ve artistik bir yapıya, dokunuşa sahip. Ayrıca bu hazinenin gerçekten Troya’da yapılmış olduğunu gösteriyor. Diğer bulunan yeşim taşı ise Troya’ya yaklaşık binlerce kilometre doğudan, Çin’den, Afganistan’dan gelmiş bir taş. Bu da Troya’nın dünyanın Tunç çağlarında önemli bir ticaret merkezi olduğunu gösteriyor. Troya kazıları 2014yılından bu yana Prof. Dr. Rüstem Aslan başkanlığında ve benim onun yardımcılığımda devam etmekte. Bu kazılarda bu sene bulduğumuz bu broş, yeşim taşı ve çeşitli kemik aletler, Troya’nın hala sırlarını sakladığını, verecek şeylerinin hâlâ olduğunu bize göstermesi bakımından oldukça önemlidir” şeklinde konuştu.

ÇOK OKUNANLAR