Evine hoş geldin Ayşe Barım
02 Ekim 2025

Menajer Ayşe Barım, tam 248 gününü cezaevinde bir hücrede geçirdi.

Bu 248 günün her dakikasını, her saniyesini ‘Ben neden buradayım’ sorusunu kendi kendine sorarak geçirdi, bundan emin olabilirsiniz.

Çünkü ne Ayşe Barım ne de onu tanıyanların hiçbiri, bu yaşadıklarının onun başına neden geldiğini bilmiyor.

Hayatı işi olan, işi de siyasetle uzak yakın bir yerinden değmeyen, zaten değmesin diye özel çaba gösteren bir insan Ayşe Barım.

Bir sabah kapısına polisler dayandığında, Kafkaesk bile diyemeceğim absürd bir durumun içinde kendini buldu.

Poliste ifadesi alınırken bu absürdite boyut değiştirdi, daha da büyüdü. Çünkü Ayşe Barım’a polisler bundan 12 yıl önce yaşanan Gezi olaylarını soruyordu.

Ne ilgisi vardı? Gezi’ye bir kez, o da biraz mecburiyetten, kendisine bağlı çalışan oyuncuları yanlıştan korumak için gitmişti. Eylemci değildi, hatta bir noktada eylemden rahatsız oluyordu, bu eyleme aktif biçimde katılmanın temsil ettiği oyuncuların kariyerini kötü etkilemesinden çekiniyordu. 

Nitekim haklı da çıktı. Bazı oyuncuların kariyerleri gerçekten Gezi’ye katıldıkları için olumsuz etkilendi. En fenası, Ayşe Barım’ın ‘Aman o açıklamayı yapma’ diye hata yapmaktan alıkoymaya çalıştığı Mehmet Ali Alabora’nın başına geldi.

O günlerde Türkiye’nin en çok tanıdığı, en sevimli polis rolünün adamı Mehmet Ali Alabora, sırf Gezi’de attığı bir tweet ve eylemlerdeki rolü nedeniyle hedef seçildi, yurt dışına gitmek ve siyasi sürgün hayatı yaşamak zorunda kaldı. Hala daha İngiltere’de, tiyatro yapıyor, oyunculuğu ve içindeki sanatçıyı yaşatmaya devam ediyor.

Bu şekilde hedef seçilmemiş ve sürgüne gitmek zorunda kalmamış olsaydı, eminim bugün Türkiye’de en çok konuşulan oyunculardan biri olacaktı.

Ama bundan tek etkilenen Mehmet Ali Alabora değildi. Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Rıza Kocaoğlu veya Selma Ergeç gibi oyuncuların kariyerleri de aslında Gezi’den olumsuz etkilendi; potansiyelleri kadar gelişemedi. Siyaset onları kara listeye aldı, rol alabilecekleri yapımlar sınırlandı.

Ama bakın, Türkiye’nin insan ve yetenek öğütme makinesi Mehmet Ali Alabora’dan 12 yıl sonra durduk yerde kendine hedef olarak bu kez Ayşe Barım’ı buldu.

Dün akşam kimseye haber verilmeden cezaevinden serbest bırakıldı Ayşe Barım, yine tek başına bir benzin istasyonuna bırakıldı. Oradan yakınlarını aradı, ‘Ben çıktım, gelin beni alın’ dedi.

248 gün boyunca neden bu absürd oyunun aktörü olarak seçildiğini, başına gelenlerin nedenini hücresinde düşündü. Şimdi evinde, ev hapsindeyken düşünmeye devam edecek.

Çünkü ‘Hükümeti devirmeye teşebbüs’ suçlaması hala başının üzerinde sallanan bir giyotin olmaya devam ediyor.

Ama bu da bir şeydir. Ayşe Barım hiç değilse çok özlediği evinde olacak, soğuk bir hücrede değil.

ÇOK OKUNANLAR