‘Sonbahar yüzü’ alarmı: Bu belirtiler varsa dikkat
11 Ekim 2025

Mevsim geçişleri yalnızca gardırobumuzu değil, aynı zamanda cilt bakım rutinimizi de değiştirmemizi zorunlu kılıyor. Özellikle sonbahar aylarında düşen sıcaklık ve nem oranlarıyla birlikte cildin daha gergin, kuru ve hassas hale gelmesi uzmanlar tarafından “sonbahar yüzü” olarak tanımlanıyor.

İngiliz Daily Mail gazetesine konuşan danışman dermatolog ve The British Skin Foundation sözcüsü Dr. Derrick Phillips, bu mevsimsel değişimin temel sebebinin cilt bariyerinde meydana gelen hasar olduğunu vurguluyor.

“Cilt bariyerinin amacı, vücudun iç ortamını korumaktır. Virüsleri, bakterileri ve çevresel kirleticileri dışarıda tutarken nemi içeride hapseder” diyen Dr. Phillips, bu bariyerin zarar görmesiyle birlikte cildin kuruyabileceğini, tahriş olabileceğini ve iltihaplanabileceğini ifade ediyor.

Mevsim geçişleri yalnızca gardırobumuzu değil, aynı zamanda cilt bakım rutinimizi de değiştirmemizi zorunlu kılıyor. Özellikle sonbahar aylarında düşen sıcaklık ve nem oranlarıyla birlikte cildin daha gergin, kuru ve hassas hale gelmesi uzmanlar tarafından “sonbahar yüzü” olarak tanımlanıyor.

Sonbahar aylarında havadaki nem oranı azalırken iç mekanlarda kullanılan merkezi ısıtma sistemleri ortamı daha da kurutuyor. Bu durum doğrudan ciltte nem kaybına ve bariyer bozulmasına neden oluyor.

Dr. Phillips, merkezi ısıtmanın cilt üzerindeki etkisini şu sözlerle açıklıyor: “Radyatöre çok yakın oturmamaya özen gösterin. Isı ciltteki nemi buharlaştırarak daha kuru ve hassas bir yapıya sebep olabilir.”

Eğer mümkünse, odalarda nem oranını artırmak için nemlendirici cihazlar kullanılmasını öneren uzman, uzun ve sıcak duşların da cilt üzerindeki koruyucu yağ tabakasını yok ettiğine dikkat çekiyor.

Zarar veren alışkanlıklar

Cilt bariyerine zarar veren unsurlar yalnızca çevresel faktörlerle sınırlı değil. Sert temizleyiciler, aşırı peeling uygulamaları, güneş yanığı, aktif içeriklerin (retinol, asitler vs.) fazlaca kullanımı da ciltte ciddi bariyer hasarına yol açabiliyor.

Bunun yanında stres, yaşlanma, bazı genetik faktörler ve diyabet gibi sağlık problemleri de cilt bariyerinin zayıflamasına katkıda bulunuyor. Ayrıca egzama (atopik dermatit), dermatit ve rozasea gibi cilt rahatsızlıkları da bu süreci hızlandırabiliyor.

Dr. Phillips bu durumu şu örnekle açıklıyor: “Cilt bariyerini bir tuğla duvar gibi düşünün; lipitler ve yağ asitleri ise bu duvarı bir arada tutan harçtır. Eğer harç bozulursa, duvar çatlar ve işlevini kaybeder.”

Sonuç olarak ciltte batma hissi, kızarıklık, pullanma ve kuruluk gibi belirtiler baş gösteriyor. Uzun vadede bu tür belirtiler kronik iltihaplanmalara ve daha ciddi cilt rahatsızlıklarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor.

Nasıl onarılır?

Sonbahar aylarında cilt bakım rutininizi gözden geçirmek, cilt bariyerini korumanın ilk adımı. Dermatologlar, temel ürünlerle sade bir bakım rutini oluşturulmasını öneriyor: nazik bir temizleyici, besleyici bir nemlendirici ve güneş kremi. Dr. Phillips, cilt bariyerinin yeniden onarılmasının genellikle 6-8 hafta sürebileceğini belirterek, sabırlı olunması gerektiğinin altını çiziyor.

Doğru ürün seçimi önemli

Sonbaharda cilt bakım ürünlerini değiştirmenin gerekliliğine dikkat çeken Dr. Phillips, özellikle kuruluk, hassasiyet ve kızarıklık yaşayanların yağ bazlı temizleyicilere yönelmesini öneriyor: “Yağ bazlı temizleyiciler, hem cildi kurutmadan temizler hem de nemi cilde hapseder. Bu mevsimde daha iyi bir alternatiftir.”

Ayrıca seramid, gliserin, hyaluronik asit ve yağ asitleri içeren formüllerin tercih edilmesi, cildin doğal lipit dengesini yeniden kurmasına yardımcı olabilir.

Hasarlı cilt için yapılacaklar listesi

Cilt bariyerinizin hasar gördüğünü düşünüyorsanız, örneğin cildiniz pul pul dökülüyor, yanıyor ya da kaşınıyorsa öncelikle bakım rutininizi sadeleştirin. Dermatologlar bu süreçte “az ürün, doğru içerik” ilkesine sadık kalınmasını tavsiye ediyor:

Nazik, sabun içermeyen temizleyiciler, parfümsüz, onarıcı nemlendiriciler, cildi tahriş etmeyen güneş koruyucular kullanın.

Dr. Phillips’e göre bu temel ürünlerle başlanan bakım rutini, genellikle birkaç hafta içinde olumlu sonuçlar veriyor. Ancak belirtiler devam ederse mutlaka bir dermatoloğa danışmak gerekiyor. Bazı durumlarda topikal steroidler ya da antibiyotik içerikli kremler gerekebilir.

ÇOK OKUNANLAR