Bugünlerde Netflix’te bir dizi izliyorum, adı 7 Seconds.
Dizi New York’ta değil de hemen burnunun dibindeki Jersey City kentinde geçiyor. Doğum yapmak üzereyken hastaneye kaldırılan karısına yetişmeye çalışan bir polis, otomobiliyle 15 yaşında bir siyasi çocuğu eziyor. Olay yerine gelen diğer polisler olayı örtbas etmeye kalkıyor.
Kısa süre sonra savcılığın bu kazayla ilgili polisleri soruşturduğu duyulunca birden bire o karakolun önünde protesto gösterileri başlıyor. Mesele tek bir siyahi çocuğun ezilmesi olmaktan çıkıyor, polisin bütün siyahlara karşı davranışına dönüşüyor.
Dizi, bir yandan aslında son derece sıradan bir trafik kazasını, onun taraflarını, çocuklarını kaybeden anne babanın travmasından o çocuğu ezen polisin başta çektiği vicdan azabından giderek ırkçılaşmasına kadar pek çok şeyi ince ince ve sabırla anlatıyor.
Ama en önemlisi, Amerikan toplumundaki polise karşı güvensizliğin boyutlarını ve üstelik bu güvensizliğin çok da haksız olmayabileceğini hepimize hissettiriyor.
Bu diziyi seyrederken geçen yıl Van’da önce kaybolan, sonra da cesedi Van Gölünde bulunan Rojin Kabaiş’in ölümü sonrası yaşadıklarımız aklıma geldi.
Büyük olasılıkla Rojin’in bir cinayete mi kurban gittiğini, yoksa intihar mı ettiğini, yoksa kazayla mı öldüğünü hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
Her üç tezi de destekleyen görüşler ve deliller var ama temelde aslında elde delil yok. Rojin’in üzerinde bulunan DNA sahiden onu taşıma esnasında bulaşmış da olabilir. Ama tabii vajinasındaki DNA izah bekliyor.
Öte yandan Rojin’de cinsel saldırıya uğradığına dair bir bulgu da bulunamadı.
Her neyse mesele Rojin’in ölüm biçimi değil; bu ölümün yeterince özenle araştırılmamış olması ve bunun kamuoyunda yarattığı tepki.
Dün Türkiye’nin pek çok yerinde Rojin Kabaiş için sokak gösterileri vardı. Bu gösterilerin sebebi, Türkiye’de kadınların başına gelen şiddet olayları söz konusu olduğunda polisin ve genel olarak yargı kurumunun bu olayları sahiden araştırıp araştırmadığına dair derin güvensizlik.
Biz böyle şeyleri siyasi konularda yaşıyoruz ama Rojin siyasi bir kişi değildi, sadece üniversite okumak için Diyarbakır’dan Van’a gelen genç bir kadındı.
Ülkede güven ortadan kalkınca, çok üzücü olmakla birlikte belki de sıradan bir insani dram olan Rojin’in ölümü, sokak gösterilerinin konusu haline geliveriyor işte.
Bu güveni sağlamak sorumluluğu polise ve yargıya düşüyor.